Eski Türklerde Şaman Ayini Nasıl Yapılırdı?

Türk boyları Orta Asya'dayken çeşitli şamanizm adetleri uygulardı. Bunlardan biri de şaman (kan) ayinleri. İşte bu şamanların aksesuarları ve ritüelleri üzerine bilgilendirici bir yazı.
Eski Türklerde Şaman Ayini Nasıl Yapılırdı?

eski türklerde şamanların tören sırasında kullandığı en önemli eşyası davuldu

davulun tekdüze sesine uygun olarak şamanın çıktığı ruhsal yolculuk sırasında davul, sembolik olarak onun atı, kayığı, geyiği olurdu.

davul eskidikçe değiştirilirdi ki bunun da oldukça uzun ritüelleri var ama bazen eskimesine gerek olmadan da yenisini yapmak gerekebilirdi. mesela bir kişi öldüğü zaman, ölen kişinin evinde şamana ait eşyalar davul vs varsa, erlik'in ölüm tanrısı/elçisi aldaçı eve girdiği için bu eşyaları kirlettiği kabul edilir ve davulun yenisi yapılırdı. (hakikaten pes dedirtecek kadar uzun ve karmaşık ritüeller var bu aşamada. kasnağın yapılacağı ağacın seçilmesinden tut, derisi gerilecek hayvana kadar...)


eski türklerde demirin kutsallığının en büyük kanıtını, şaman giysilerinde görürüz

en eski şaman elbiseleri (yakutların kullandığı demirden kuş iskeletine benzeyen giysi gibi) ya tamamen demirden yapılırdı ya da üzerinde demirden (özellikle hayvan motifleri) parçalar olurdu. aynı şekilde deriden yapılan şaman davulunun çevresinde de demirden aksam olurdu. kiriş denilen bu parçaya yine demirden parçalar asılırdı. demir eldiven, çizme giyerler, ağızlarına demirden diş takarlardı.


şamanlar kayın ağacına özellikle hürmet eder, ayinlerini kayın ağaçlarının etrafında yapar, hastaları yine bu ağaçların altında iyileştirirlerdi. şaman davullarında da mutlaka ağaç resmi olurdu.

bazı türk boylarında şaman ölünce ormanda bir ağacın dibine gömülür, davulu da aynı ağaca asılırdı.


kün ve ay simgeleri tabii ki şaman giysilerinin de olmazsa olmazıydı. ak şamanlar da güneşi selamlarlar, kostümlerinde ve davullarında da güneş sembolünü kullanırlardı. (kara şamanlar güneşi kullanmaz) ayrıca aynalarına da güneş simgesi kazırlardı.

(bu sizin evdeki aynalardan değil; şaman aynaları demirden, bakırdan vs yapılmış, yuvarlak, içbükey tabağa benzeyen eşyalardır.)


şamanın tören sırasında kullandığı başlığı ve ayakkabıları ise, bu manyak denilen kostümün içinde değil, onlar ayrı, davulu ve tokmağı ise tamamen başka hikaye. yani manyak sadece kıyafetin palto ya da üstlük kısmı ve bu kısımda çok çok fazla detay var ve detayların hepsinin de mitolojik bir karşılığı yani anlamı var.

Görsel temsilidir.

grigory potanin'e göre bozkurt, yıldırım tanrısı olarak düşünülürdü. yıldırım tanrısı'nın şamanlarla bağlılığı veya onun da bir şaman gibi düşünülmesi fikrini de ilk defa potanin ileri sürmüş, bu inanca dayanan şamanların davula vurarak ses çıkarmasını şimşek çakmasına benzetmişti.

(bkz: türk mitolojisinde yıldırım/@ay hatun)

altaylı şamanların davullarında gökkuşağı olmasına gelince... genellikle kayın ağacıyla birlikte resmedilir ve bu acunu ol acuna yani bu dünyayı öbür dünyaya bağlayan bir köprü olduğu ve şamanların alemler arası yolculuklarında bu köprüyü kullandıkları düşünülürdü. (belki de sahiden kullanıyorlardı, kim bilir…)

(bkz: gökkuşağı/@ay hatun)

“işin aslı kabulgan bütün şamanların bir hayvan atası olduğuna inanılan döneme yani şamanist döneme ait bir inançtır. bu koruyucu ruh, şamanı sadece korumakla kalmaz ona ruhsal yolculuklarında eşlik eder ve enerji verir. (şamanların davulu hayvanlarını, tokmakları da kamçılarını simgeler)

bu hayvan genellikle kuş, geyik, ayı ya da kurt olur ve şamanın görme gücünü, yani geçmişe ve geleceğe dalmasını, aydınlanmasını, kehanette bulunmasını simgeleyen bağımsız ruhudur.”

(bkz: donuna girmek/@ay hatun)

Bir şaman davulu üzerindeki simgeler.

wilhelm radloff türklere ait bir şaman ayinini şöyle anlatır

hasta için çağrılan şaman en iyi yere buyur edilir. şaman saçlarını çözüp dağıtır ve hıçkırmaya başlar; giysilerini giyip, süslerini takar. çubuğuna doldurduğu tütünden çekmeye başlar. gittikçe sararır; titremesi ve hıçkırığı gittikçe artar; yurdun ortasına bir at postu serilir. şaman biraz su içtikten sonra, çadırın ortasına gidip, dört rüzgar yönüne doğru eğilip, ağzındaki suyu dört bir yana serper. bu sırada hiç kimseden ses çıkmamaktadır.

ocağa beyaz at kılları atılır ve ateş söndürülür. güneye yönelen şaman, davulunu bir kalkan gibi tutar. bir şeyler mırıldanır ve hıçkırır. kesin bir sessizliğin egemen olduğu sırada gürültülü bir biçimde geğirir. yurdun bir yerinden ya bir atmaca ya da bir martı çığlık atmaya başlar. derken ortalığa yine bir sessizlik çöker. sonra şaman usuldan usuldan davulunu çalmaya başlar, tıpkı bir sivrisinek gibi sesler çıkartır; giderek davulun sesi güçlenmeye başlar, bir gök gürültüsü halini alır. buna uygun olarak kuşlar, atmacalar bağırmaya başlarlar. davulun vuruşları iyice artar, zil ve çan sesleri birbirine karışır, adeta ses tonlarından bir su çağlayanı halini alır. birden her şey susar...

yeniden davuldan sivrisinek vızıltısına benzer sesler çıkar ve gürültü gittikçe artar: bu biçimde sürüp giden gürültü sırasında şaman büyüsel şarkılar söyler, yerin kudretli öküzünü, stepin beyaz atını, ateş cinini vb çağırır. şaman şarkı söyleyerek ciniyle diger koruyucu cinlerin yanına gelmelerini rica eder ve onlardan yardım ister; onlara birtakım sorular sorar ve karşılıklar alır. sorduğu soruları da kendisi yanıtlar.

böylece çağrılan cinler gelmiş olurlar. öyle ki onların birden ortaya çıkışından, korkunç bakışlarından korkan ve çarpılan şaman yere düşer...

(bkz: kam davulu)

2009'da örnek bir ayin izleyen bir Sözlük yazarının izlenimleri

2009 6. konya uluslararası mistik müzik festivali kapsamında, 27 eylül gecesi bir şaman ayinini izleme fırsatı yakalamıştım. sırf bu iş için moğolistan'a, altay'a gitmek isteğim vardı yıllardır, beklediğim fırsat ayağıma gelmişti.

katılımcılar, folklorik gösteriler yapan ya da sırf o an için bu işi öğrenmiş de gelmiş olan iki kişi değillerdi, bilakis şaman ve hatta şifacılarmış. altay cumhuriyetinden gelen bolat bayrişev ve arjan kezerekov çok güzel anlar yaşattılar bize. sağolsunlar.

bolat bayrişev, şaman’ın bir çeşit transa geçmesini sağlayan kayçı imiş, arjan kezerekov ise bölgesinde yüzyılda bir gelen, iyileştirme, gelecekten haber verme gibi özel yeteneklerle bezenmiş bir şaman olarak tanınmaktaymış.

bayıldım her şeye rağmen bu ayine ve yaşattığı duygulara. değişik bir vecd hali vardı, kullanılan enstrümanlar ve çıkarılan sesler, nasıl etkileyici idi... girişte şaman ayini hakkında tanıtıcı konuşma yapan bir prof. "gırtlaktan çıkaracakları seslerden korkmayın, değişik tonlarda sesler çıkaracaklar" vs dedi. hocam diyecektim ne korkması? brutalci adamız biz. gerçekten de bazen brutal vokal gibi, bazen de bir kız çocuğu sesi, bazen erkek bazen kadın sesleri çıkararak tamamladılar. tek kötü yanı ateşin çakma olmasıydı, bu yüzden teatral düzeyde seyreyleydi olay. örneğin ateşe tuz attıklarında, su döktüklerinde çıkması gereken sesler ve dumanlar çıkamadı haliyle. bunun dışında şahaneydi.

asıl şahane olan da neydi biliyor musunuz? içlerinde hiçbir orta doğu etkisi, kaynaşmak zorunda kaldığımız güneyli kavimlerden en ufak bir esinti, bizi esir alan oryantalizmden bir miskal ya da yıllardır kucağında hopladığımız arabesk etkilerden hiçbiri yoktu. müthiş türktü, türk için, türk'e dair, türk tarafından bir geceydi vesselam. hala tüylerim diken diken oluyor...