Ev Stüdyosu Kurmak İsteyenlere İlaç Gibi Gelecek Bir Başlangıç Rehberi

Ev stüdyosu nasıl kurulur? Ev stüdyosu için gereken ekipmanlar nelerdir? Müzik sektörüyle ilgili, mütevazı bir stüdyo kurmak istiyorsanız okumanız gereken bir yazı.
Ev Stüdyosu Kurmak İsteyenlere İlaç Gibi Gelecek Bir Başlangıç Rehberi
iStock

1. ses kartı

ev stüdyosu için öncelikle ilk olarak ses kartı almak gerekir. ses kartları, başlangıç seviyesi mikserlerden daha başarılı kayıt imkanı sunar. ses kartları, aynı anda farklı kanallardan kayıt alabilir. ancak pahalı stüdyo mikserleri bunu yapabilir. ucuz mikserler, kanallardaki sesleri tek bir kanalda üst üste kaydederler. ancak mikser almayın, mikser kötüdür gibi bir iddiam yok, sadece ses kartını tavsiye ederim.

günümüzde hemen her profesyonel stüdyoda ses kartı bulunur. özellikle universal audio'nun ses kartları bu konuda zirveyi temsil eden kartlardan biridir. bir ses kartı alırken özelliklerine bakıp almak gerekir. bunlar genellikle sayısal veriler olduğu için, konuya yabancı olan kişilerde bir anlam ifade etmeyecektir. ancak ekipmanların düzgün çalışması için birbiriyle uyumlu olması gerekir.

mesela ses kartı olarak "behringer umc404" aldık diyelim, bir de kulaklık almak istiyoruz kayıtlarımız için. bu durumda 600 empedansa sahip bir kulaklık alamayız, çünkü ses kartımız bu empedansları sürecek güçte kulaklık preampına sahip değil. bu durumda 32 ohm (empedans) değere sahip bir kulaklık alıp gayet güzel bir şekilde yolumuza bakabiliriz. demek istediğim bu gibi konular. bu yüzden ses kartlarının bize sunduğu o sayısal veriler önemlidir.

özellikle mikrofon gain'i, maksimum input değerleri (dbu cinsinden), empedans değerleri, dinamik aralık (dynamic range) ilk bakılması gereken sayısal verilerdir. ses kartının sample rate değeri çok önemli bir şeymiş gibi lanse edilse de önemli değildir. 48 khz ve üzeri bir sample rate hayli yeterlidir. zaten piyasadaki ses kartları da minimum 96 khz sample rate'e sahip. ancak bit değeri nispeten önemlidir, 24 bit olması idealdir.

2. mikrofon

bir stüdyoda olmazsa olmazlardan bir diğeri de mikrofondur. genel olarak 3 tip mikrofon bulunur; dinamik, kapasitif (condenser) ve şerit (ribbon). bu mikrofonlar duruma ve şartlara göre tercih edilirler. dinamik ve şerit mikrofonlar +48 voltsuz (phantom power olmadan) çalışırlar. özellikle şerit mikrofonlar +48 voltta hasar görürler. kapasitif mikrofonlar ise +48 volt ile çalışırlar.

mikrofonda hassaslık değeri, mikrofona olan mesafeyi belirler. mesafe uzadıkça mikrofonun sesleri duyması da azalır. bu açıdan hassaslığı en düşük olan mikrofonlar, dinamik mikrofonlardır. bu mikrofonlarda neredeyse bir karış mesafeden kaydederiz sesi. hatta vokaller, canlı performanslarda neredeyse dudaklarını değirecek kadar yaklaşır bu mikrofona. bu mikrofonlar ayrıca fiziksel anlamda en dayanıklı mikrofondur.

şerit mikrofonların hassaslık dereceleri tam olarak dinamik mikrofonlar ile kapasitif mikrofonların arasındadır. bu mikrofonlar 1 metre mesafeden dahi sesi alabilirler. bu mikrofonlar esasında eski tip mikrofonlardır ve kendilerine has sıcak tonları vardır. daha dolgun sesler elde edilir bu mikrofonlarla. şerit mikrofonlar, fiziksel anlamda en hassas mikrofonlardır. hiç itip kakmaya dahi gelmezler. hatta davul gibi yüksek şiddetli ses kaynaklarını kaydetmede uygun değillerdir.

son olarak geldik kapasitif (condenser) mikrofonlara. bu mikrofonlar stüdyo ortamında en çok tercih edilen mikrofonlardır. geniş diyaframlı, dar diyaframlı, shotgun gibi çeşitli modelleri bulunur. genellikle vokal kayıtlarında geniş diyafram tercih edilirken enstrüman kayıtlarında dar diyafram tercih edilir. ancak bu demek değil ki dar diyaframla vokal kaydı alınmaz veya geniş diyaframla enstrüman kaydedilmez. öyle ki dar diyaframlı mikrofonlar koro kayıtlarında dahi kullanılırlar. dar diyaframın bir artısı, yöneltildikleri bölgedeki seslere karşı daha duyarlıdır. bu yüzden gürültülü ortamlarda da nispeten kullanılabilirler. hatta konserlerde dahi dar diyaframlı kondenser mikrofonlar kullanılmaktadır bu yüzden. eğer iyi yalıtılmamış bir ortamda kayıt alınıyorsa uygun bir çözüm olabilir.

kapasitif mikrofonlar, sesi olduğu gibi geniş bir frekans aralığıyla ve oldukça flat şekilde duyan mikrofonlardır. ses hassasiyeti oldukça yüksektir. bu mikrofonlarla 2 metre öteden dahi rahat bir şekilde ses kaydı almak mümkündür. ancak kapasitif mikrofonlar arka plandaki tüm sesleri de duyarlar. öyle ki sokakta miyavlayan bir kedinin sesini dahi duyabilir bu mikrofonlar. ezan, araba kornası vb. dış ortam seslerini saymıyorum, bunlar zaten direkt kayda yansıyan sesler. bu yüzden kapasitif mikrofonlar için iyi yalıtılmış ortamlara ihtiyaç vardır.

3. kablo

evet, kablo. mikrofonu ses kartına bağlamamız için gerekli olan xlr kablosu. kablo deyip geçmemek lazım, 30 liraya da kablo var 1000 liraya da kablo var. iyi kablo, iyi kayıt demektir. bu yüzden dandik kablolardan mümkün mertebe uzak durmak lazım. düşük kaliteli kablolar ses kalitesini bozarlar ve hatta dip gürültüsüne neden olurlar. illa 1000 liralık, 1500 liralık vovox kablo almanıza gerek yok, 100 lira civarına da iş gören iyi kablolar mevcut. yeter ki düzgün bir marka almak lazım.

4. kulaklık

yaptığımız şarkıları duymamız için bir adet kulaklığa ihtiyacımız var. kulaklıklar temelde 2'ye ayrılırlar, açık ve kapalı olarak. ancak piyasada 3 çeşit kulaklık tipi bulunur; açık, kapalı ve yarı-açık olarak. basitçe kapalı kulaklıklar sesi dış ortama vermezler ama sahneleri nispeten dardır. açık kulaklıklar ise sesi dışarı yansıtırlar ancak sahneleri oldukça geniştir. sanki hoparlörden dinliyormuş hissi verir. o yüzden mikrofona ses yansımasın diye kayıtlarda kapalı, miks yaparken ise açık kulaklık tercih edilir. açık kulaklıklar pahalı olduğu için ve iki kulaklık almak istemiyorsak kapalı kulaklık tercih edebiliriz. satın alırken kulaklıkların empedans değerlerine bakarak almak gerekir. empedans arttıkça kulaklığın tepki hızı artar. ancak elimizdeki ses kartı bunu sürecek empedansa sahip değilse ve yüksek empedans istiyorsak bu durumda harici bir kulaklık preamp'ı sorunu çözecektir.

5. klavye

hangi tür müzik yapıyorsanız yapın, eğer elinizde kayıtta kullanacağınız her enstrüman (mesela bas gitar, davul, elektro gitar, çello, keman, piyano vs.) bulunmuyorsa ihtiyacınız olan tek şey bir adet klavyedir. klavye seçerken bulunduğunuz duruma ve enstrüman tercihinize göre tuş sayısına uygun bir klavye almanızı tavsiye ederim.

mesela seyahat eden birisinizdir, gittiğiniz yerde de kayıt yapmak istiyorsunuzdur. bu durumda 32 tuşlu bir şey almanız uygun olacaktır. atarsınız çantaya mutlu mesut müziğinizi yaparsınız. ha siz piyano kayıtları yapmak istiyorsunuzdur veya geniş oktavlı enstrümanları (bas gitar, gitar, kontrbas, çello vb.) kayıt edeceksinizdir, bu durumda 32 tuş sizi kurtarmayacaktır.

gelelim klavyeler nedir? klavyeler, bilgisayardaki programlarda kayıtlı olan sesleri çalmamıza yarayan, tuş hassasiyeti bulunan, tip olarak piyanoya benzer bir yardımcı araçtır. bu enstrüman sesleri; gerçek ortamlarda, üst düzey ekipmanlarla ve yine okkalı parası olan enstrümanlardan alınan örnek seslerle düzenlendiği için ses kalitesi yüksektir. çalarken birebir gerçek enstrüman duyumu sağlar. ister üflemeli enstrümanları, ister telli enstrümanları, isterseniz vurmalı enstrümanları çalabilirsiniz. hatta elektronik müzikte kullanılan yapay sesleri de çalabilirsiniz bu klavye ile. hatta ve hatta kendinize özel yaptığınız tonlardaki sesleri de kayıt edebilirsiniz.

uygun fiyatlı olarak m-audio, alesis, nektar gibi markalara bakabilirsiniz. bildiğim kadarıyla bu markalar zaten aynı şirketin yan kuruluşları.

bir stüdyo temelde bu şekilde kurulur. ancak tabi ilerledikçe aktif hoparlörler, çeşitli rack sistemleri devreye girer. stüdyolarda yardımcı öğelerle konuya devam edelim:

6. harici mikrofon preamp'ı

elimizde bir dinamik veya şerit mikrofon varsa ve kayıtlarımızda yüksek bir dip ses sorunu yaşıyorsak, bu durumda çözüm harici bir mikrofon preamp'ıdır. harici mikrofon preampları en az +25, ortalama olarak da +60 db temiz gain verir. bu preamplar ayrıca birkaç soruna da çözüm olur.

ilk olarak, elimizde hem kapasitif hem de şerit mikrofon varsa ve ses kartımızdan aynı anda kayıt alacaksak, ancak ses kartın phantom power tuşu tüm kanallara +48 volt yolluyorsa bu durumda şerit mikrofonu harici preamp'a yönlendirip aynı anda kayıt alabiliriz.

harici mikrofon preampları iki çeşit olur genelde. birisi soket biçiminde xlr kablosunun arasına giren bir parça şeklinde, diğeri de ses kartı gibi harici bir adaptörle kendi gücünü karşılayan bir alet biçiminde.

harici mikrofon preampları ayrıca sesi güzelleştirmek için de kullanılırlar. özellikle lambalı (tube) preamplar, kulağa hoş gelen tonlar elde etmek için kullanılırlar. bu lambalı preampların ayrıca jak girişleri de bulunur. buradan elektro gitarda da lambalı amfi tınıları elde etmenize olanak verir.

eğer kapasitif mikrofonunuzun tonlarından memnun değilseniz, mikrofon preampları size istediğiniz tonları elde etmenize yardım edebilir. bu açıdan da ev stüdyolarında bulunması gereken bir alettir.

ayrıca ses kartımızda adat girişi bulunuyorsa 8 kanallı mikrofon preamplarıyla mikrofon giriş sayımızı arttırabiliriz. harici preamplar ayrıca bu işe de yararlar.

7. di box

kısaca jak girişiyle elektro gitarın temiz gain elde etmesine yarayan aparatlardır.


8. çeşitli parametric equalizer, compressor, limiter gibi çeşitli aletler

bunlar daw üzerinden de yapılabileceği gibi analog olarak da yapılabilirler. tabii ki analog olarak sese müdahale etmek daha iyi bir çözümdür. bu yüzden zamanla bu gibi yardımcı ekipmanlar da stüdyoya eklenebilir.

9. harici kulaklık preamp'ı

bu preamplar da mikrofon preamplarına benzerler. ses kartımızın kulaklık preamp'ı belli bir empedansı sürebilecek güçteyse bu durumda tercih ederiz. ayrıca ses kartımızda, örneğin tek bir kulaklık girişi bulunuyorsa, harici kulaklık preamplarıyla bunun sayısını arttırabiliriz. her kulaklık için de ayrı bir volüm ayarı bulunduğundan dolayı, toplu halde alınan kayıtlarda ayrı ayrı ses şiddetini ayarlama olanağı da sağlar. genellikle toplu kayıtlarda işe yarar bu durum.

bir ekipman alırken türk lirası olarak değil euro üzerinden düşünmekte fayda var. alacağımız bir ürün 500 lira olabilir mesela ama en nihayetinde 50 euro (50 birim) bir şey olacaktır. çünkü türk lirası ile düşününce çoğu zaman bu durum bizi yanıltabiliyor. işimize yaramayacak ekipmanlara paramızı kaptırmamamız gerekir. paramızı kaptırmak yerine biraz daha üzerine ekleyip işimize yarabilecek bir ürün almak daha doğru olacaktır.

son olarak şunu söyleyeyim, türkiye'de birçok ekipmanın fiyatı daha pahalı olabiliyor veya yurt dışında olan bir ürün türkiye'de bulunmayabiliyor. bu durumda şu siteye bakmanızı tavsiye ederim: (bkz: thomann)

ekleme

autotune'lu, bol efektli, elektronik enstrümanlı uyduruk gaydırık şarkıların piyasadan inmediği şu günlerde, bu yazıya bir ekleme yapmak istedim.

evde müzik yapmak için gerekli olan araçların en temeli malum bilgisayardır. ses düzenlemeleri özellikle ram kullanımına, sonra da işlemciye ihtiyaç duyarlar. müzik yaparken yaptığım türe ve müzik anlayışımıza göre ram ihtiyacı değişir. elektronik enstrüman ve plugin kullanılıyorsa ram ihtiyacı da o eksende artar. çok fazla elektronik enstrüman ve plugin dolduranlara 16 gb ram bile yeterli gelmez, kullanmadıkları eklentileri ve enstrümanları kapatarak çalışırlar.

örneklerle açıklayalım. mesela midi bir davul kaydı var diyelim. buna reverb ekleyip, kompresör uygulayıp çeşitli işlemler yaptıkça ram de aynı oranda şişecektir. bu kanaldaki işlem bitince bu kanaldaki eklentileri kapatıp bir sonraki enstrümana geçilir ve bilgisayardaki ram de en etkili şekilde kullanılmış olur. atıyorum yine midi bir sanal sese geçilip yine eklentilerle burayı şişirdikten sonra başka bir kanala geçilir.

sanal enstrümanları ve yoğun şekilde pluginleri kullananlar bir süre sonra ram sorunu yaşarlar. elektronik müzikle uğraşıyorsanız tavsiyem en az 16 gb ram'e sahip olmanızdır. bu müziklerde deli gibi sanal sesler ve eklentiler döner.


gelelim diğer müzik türlerine

şayet doğal seslerle uğraşıyor, gerçek enstrümanlarla çalışıyorsanız ve yoğun bir eklenti kullanımınız yoksa 8 gb ram bile işinizi görecektir. zaten gerçek enstrüman kullananlara yoğun bir plugin kullanımı tavsiye etmem. bu iş tıpkı photoshop kullanmaya benzer. siz raw format bir fotoğrafa çok fazla müdahalede bulunursanız, bir süre sonra fotoğrafın o gerçek kalitesinden kayıp verirsiniz. bu durum da buna benziyor. daw'daki eklentiler her ne kadar iyi hazırlanmış şeyler olsa da sonuçta dijital bir müdahalede bulunuyorsunuz. enstrümandan en iyi verimi almak için ilk adım kayıdın iyi şekilde alınması olmalıdır. iyi bir mikrofon seçimi, iyi ayarlanmış mikrofon pozisyonu, harici preamplar, analog kompresörler vs. gibi. hiçbir dijital müdahale gerçek bir analog kalitesini veremez. çünkü analogda işin içine devreler, voltajlar, empedanslar, amperler giriyor. yani gerçek anlamda bir ses mühendisliği dönüyor. dijitalde ise pluginler bunu taklit ediyor sadece. bunu unutmamak lazım.

benim miks yaparkenki hedefim, gerçekte şöyle bir ortamda, şu enstrümanlarla, önümde oturan dinleyiciye mikrofonsuz bir şekilde müzik yapsaydım o, bu müziği nasıl duyardı? oluyor ve buna göre düzenliyorum. o ortamda klasik gitarın tonu gerçekte kulağa nasıl gelecekse onu tasarlayıp ona göre düzenlememi yaparım. aynı şekilde 50 watt'lık bir amfiye bağlı bas gitar, o ortamda kulağa nasıl gelirdi? ben bu tasarlamaları yaparak, yani gerçeklikten kopmadan düzenleme yapmaya çalışırım. doğal bir tınılara sahip müzik yapmanın kilit rolünün bu şekilde olduğunu düşünüyorum. dolayısıyla yaptığım düzenlemelerde piyano'da ferdi tayfur konseri reverb'ü varken gitarda reverb'süz doğal bir ses olmaz. bu tarz dengesizliklere dikkat etmek gerekiyor.

son olarak müzik ve stüdyo konularında takip ettiğim birkaç siteyi ve kanalı önermek istiyorum

- gearspace.com: burada hem bir forum yer alıyor hem de sitede ekipman database'i yer alıyor. buradan forumda bulunanlardan kaçının hangi ekipmanı satın aldığını görebilir, hakkındaki değerlendirmeleri ve tartışmaları okuyabilirsiniz. acayip kullanışlı bir site. üstelik dünya çapında yıllarca profesyonel stüdyolarda ses ve ekipman üzerine kafa patlatmış kişiler de yer alıyor bu forumda. en güzel yanı da bu zaten. ben bu forumda vicente amigo'nun stüdyo işlerini yapmış bir kişiyle karşılaşmıştım mesela.

- thoman.de: burası bir alışveriş sitesi bilindiği gibi ancak özellikle mikrofon seçimlerinde testler bulunuyor. hemen her mikrofonun kayıt örneklerini koyuyorlar. şunu söylemem lazım, gürültülü mikrofonlarda temizleme uyguluyorlar, onu belirteyim. ancak mikrofonun genel karakterini, frekans cevaplarını anlayabilirsiniz. buradaki yorumları çok dikkate almanızı önermem, zira amatör birçok kişi de yorum yaptığından sizi yanıltabilir.

önereceğim youtube kanalları

- produce like a pro: ben bu adamın üzerine tanımam. gerçekten müzik ve stüdyo konularını iyi bilen biri. hemen her alanla ilgili videosu bulunuyor.

- in the mix: ev stüdyosu işlerinden anlayan ve sağlam bilgiler veren michael wynne adında bir elemanın kanalı.

- julian krause: özellikle başlangıç seviyesi ses kartlarıyla ilgili karşılaştırma videoları yapan, stüdyo ekipmanları hakkında çeşitli ipuçları veren julian krause'un kanalı.

- ev stüdyosu: tayfun göl abimizin youtube kanalı. türkçe olarak takip edebileceğiniz en kapsamlı youtube kanalı olabilir. aynı şekilde tayfun abimiz elinden geldiğince sorulara da tek tek cevap veriyor. yani böyle bir imkanı kaçırmayın derim.

- muzykujkropkacom: müzik ekipmanları üzerine testler ve tanıtımlar yapan polonyalı bir youtube kanalı. hiç lehçe vs. bilmenize gerek yok, direkt ekipmanı açıp kullanarak gösteriyorlar. çok sayıda ekipmanın incelemesi mevcut.

- millionhead pro-audio: bu da tayland menşeyli bir youtube kanalı. ancak bunların inceleme bankaları da acayip geniş. neumann tlm-103'den, akg c414'den tut; mxl 990'a, bm-800'e kadar geniş bir aralıkta ürün testi yapıyorlar. mikrofon alacaksanız sesini falan dinleyebilirsiniz buradan.

- marco primeau: profesyonel olarak bu işlerin içinde olan bir abimiz.

- reid stefan: ev stüdyosu işlerinde iyi bir kanal. ancak bu kanalın bir olayı var, o da bütün anlatımları bir kuklanın yapıyor olması. beni izlerken yorabiliyor ama anlattıkları gayet iyi. özellikle yeni başlayanlara yönelik içerikleri mevcut.

- ed thorne: yeni başlayanlara yönelik içerikleri olan bir kanal. anlatan kişi biraz kafa bir eleman, direkt dobra dobra söylüyor.

- sanjay c: özellikle keyboardlarla ilgilenenlere ve ev stüdyosuna yeni başlayanlara yönelik bir kanal.

- david shanhun: profesyonel müzisyen olan bir abimizin youtube kanalı.

- deniz sayman: özellikle elektro gitar konularında değerli içerikler bulunan bir kanal, türkçe olması ayrıca güzel. "thomann'dan nasıl alışveriş yapılır?", "ev stüdyosu nasıl kurulur?" gibi konularda tecrübe aktaran videolar da bulunuyor. kaçırmayın derim.

- ufuk bulut: türkçe olarak yeni başlayanlar için güzel bir youtube kanalı. ekipman karşılaştırmaları, mix nasıl yapılır gibi konularda içerikler bulunuyor.

- colin deibert: benim favori kanallarımdan biri. gitar (klasik gitar) ile ilgilenenler için özellikle etkili bir kanal. kayıtlarda gitarın nasıl konumlandırılacağı, hangi mikrofon tipinin nasıl sonuçlar verdiği, gitar kaydı daw üzerinden nasıl düzenlenir gibi konuları öğrenebilirsiniz.

Genel bir yazıyla bitirelim

bu konuda okuduğunuz pek çok yazıda size nelerin gerektiği konusunda negatif ve kısıtlayıcı mesajlar verilir. en az $1000'lık monitörler, üst düzey donanımlar vs.

bu şekilde şartlar koşmak zincirsiz blogun ruhuna uygun değil. daha bu dünyaya yeni adım atacak insanlara binlerce dolarlık alışveriş listesi çıkarmak, ellerinde var olan donanımlara “çöp” demek, heves kırıcı ve aynı zamanda gerçekçilikten uzak bir yaklaşım. yaratıcılığın genellikle kısıtlı şartlar altında ortaya çıktığını unutmayalım. hatta bu yaratıcılığa ulaşmak adına imkanları olsa bile kendi kendini sınırlayan insanlar bile var.

müzik dünyası haricinde günlük yaşamınızda tecrübe etmişsinizdir, bir malın fiyatı onun kalitesini her zaman göstermez. yazılım dünyasında da benzer bir durum, hatta daha da ilerisi var. ücretsiz veya çok ucuz olan bazı yazılımlar oldukça kullanışlı ve pahalı yazılımlara çok yaklaşan özelliklere sahip olabiliyor. yazılım desteği anlamında bile bu durumla karşılaşma ihtimaliniz var.

yakın bir tarihte lisanslı bir adobe photoshop kullanıcısı iken yaşadığım pek çok sorununu ücretsiz bir alternatif olan gimp ile asla yaşamamıştım. yardım için başvurduğum kişiler yardımcı olmaktan çok uzaktı. gimp forumlarında yazdığım sorulara ise anında cevap geliyordu.

kısaca, ücretli ve ücretsiz programları genel olarak kıyaslamak yanlıştır. tek tek, örnekler üzerinden kıyaslama yapmak gerekir.

şimdi biz olaya pozitif bakalım: ne yapmak istiyoruz ve elimizde neler var?

elimizde zaten bir bilgisayar olduğunu varsayalım. bunu stüdyo kullanımı için değiştirmek şart değil. bilgisayarın hangi özelliklerine ihtiyaç duyacağınızı şimdiden bilemezsiniz. bu yüzden elinizdekinin hangi noktalarda sizi zorlayacağını da şu anda bilemezsiniz. stüdyo kuracağım diye hemen gidip 3-5 bin liraya yeni ve güçlü bir bilgisayar almanız gerekmez. siz elinizdeki ile başlayın, ertelemeyin.

bu bilgisayarın üzerinde tahminen dahili bir ses kartı vardır. bu ses kartları profesyonel ses üretimi veya hifi müzik dinlemek için değil günlük kullanım için tasarlanmıştır. ama yine de neye ihtiyacınız olduğunu bilmeden bir ses kartı (audio interface) almanızın gereği yoktur.

bir başka önemli bileşen, bilgisayar ortamında oluşturduğumuz sesleri bize ileten hoparlör-kulaklık. buradaki fiyat yelpazesi oldukça geniştir. 3-5 dolardan başlar binlerce hatta on binlerce dolara kadar çıkar. ses kartından gelen ses sinyalini en iyi şekilde ses dalgasına çevirenler veya bunu iddia edenler en pahalı olanlardır.

biraz müzik zevki olan pek çok kişi zaten biraz eli yüzü düzgün bir kulaklık veya hoparlör sahibidir.

kulaklık mı yoksa hoparlör mü derseniz en ideal cevap ikisi de olacaktır ancak bütçemiz kısıtlı ise aynı fiyata alabileceğiniz kulaklıklar, hoparlörlere göre daha yüksek kalitede ses vereceği için tercihimizi kulaklıktan yana kullanmalıyız.

profesyonel amaçlı olan hoparlör ve kulaklıklar için “stüdyo monitör” veya “referans” tanımlaması kullanılır. bunları diğerlerinden ayıran özellik sesi hiç renklendirmeden, değiştirmeden, olduğu gibi vermesidir. zaten diğerleri de bunu yapmıyor mu derseniz, şöyle bir örnek vereyim. bir portre fotoğrafı çektiğimizde sonucun gerçeğe yakın olması başka şeydir, cildin daha pürüzsüz, gözlerin daha renkli, dişlerin daha beyaz olması başka şeydir. işlenmiş bir fotoğraf daha güzel olsa bile gerçeği tam olarak yansıtmaz.

stüdyoda ses üzerine çalışan birisi, güzelleştirilmiş veya değiştirilmiş bir sesi değil, orijinal ham sesi duymayı tercih eder. böylece ne olup bittiğini daha iyi anlar.

ses kartındaki dijitalden analoga çeviricilerin de (dac) sese etkisi vardır ancak onları fark etmek ilk aşamada çok daha zordur. $5'lık kulaklığınızı $25'lık bir modelle değiştirdiğinizde çok daha büyük bir fark duyarsınız.

bu durumda benim tavsiyem: hiç birşey için para harcamaya gerek yok ancak hoparlör veya kulaklık için elinizde 100 lira gibi bir para varsa biraz düzgün bir kulaklık için bunu harcayabilirsiniz. müzik yapma hobiniz devam etmese bile en azından müzik dinleme zevkinize katkısı olur.

eğer vokal veya akustik enstrümanlar kayıt etmeyecekseniz, tüm üretimi bilgisayar içinde yapacaksanız bu kadarı yeterlidir. eğer kayıt da yapmak istiyorsanız ayrıca bir mikrofona ihtiyacınız olur. vokal veya enstrüman kaydetmek için farklı tipte mikrofonlar ve bunların farklı yerleştirme şekilleri vardır.

kayıt yapılan ortamın izolasyonu da önemlidir. dış ortamdan gelen gelen sesleri kesmekten ayrı bir de iç ortamdaki yansımaları kesmeniz ideal olanıdır. bunun için akustik paneller kullanılır.

yukarıda bahsettiğim her detayla ilgili başlı başına bir yazı ve hatta kitap yazılabilir. bu yazıda benim amacım daha çok genel bilgiler ve genel bir yaklaşımlar vermek. hepsinden önemlisi, yazının başında da belirttiğim gibi, zorunluluklar ve kurallardan uzak bir şekilde olaya bakmanıza yardımcı olmak.

müzik yaparken en çok ihtiyacınız olan araç beyninizdir

cep telefonları ile, nostaljik bilgisayarlar ve oyun konsolları ile, basit bir teyp kaydedici ile müzik yapmış ve hala yapan pek çok insan var. yapılamaz denen şeyi yapıyor ve bunu yaparken keyif alıyorlar.

size de birileri kalkıp; bu bilgisayarla olmaz, bu ses kartı ile olmaz, bu şartlarda olmaz diyorsa ve imkanlarınız en ideal olana yetmiyorsa üzülmeyin. elinizdekiler ile işe başlayın ve kim bilir belki daha önce kimsenin gitmediği yerlere gidersiniz.

başlangıç aşamasında konuya hakimiyetiniz az olduğu için gereksiz para harcama ihtimaliniz yüksek olur. bu yüzden başlangıçta ücretsiz alternatiflerle başlayın. konuya hakim oldukça nelere ihtiyacınız olduğunu anlar ve gerçekten gerekliyse ücretli alternatiflere yönelirsiniz. son kararı siz verin, beyninizi başkasına kiralamayın.

hepinize bol müzikli günler.