Evlilik, Söylendiği Gibi Seks Hayatını Bitirir mi?

Evlilik, iki kişinin cinsel olarak birbirinden başkasıyla bir paylaşımda bulunmayacağı anlamına gelir. Peki bir süre sonra tek eşliliği tartışılan insan canlısı bu durumdan sıkılmaz mı? Bu kaçınılmaz bir son mu?
Evlilik, Söylendiği Gibi Seks Hayatını Bitirir mi?
iStock


seks toplumdan topluma, kültürden kültüre bile değişen birşey, nasıl yapıldığı, nasıl algılandığı, toplumsal olarak açıklığı, gizliliği, mental olarak zevk alma ölçütleri bile farklı. fiziksel zevk ölçütleri bile kültürel olarak değişiyor ama fiziksel zevk asıl insandan insana değiştiği için onu toplumsal bir değişken kategorisine sokmuyorum.

şimdi bilimsel araştırmaların gayet böyle deneyle filan sabit gösterdiği bir sonuç var o da kadınların %75'i civarında bir sayının sadece vajinal penetrasyonla orgazm olamadığı. biliyosunuz klitoris diye birşey var, biyolojik olarak bu klitoris minnacık bir nokta da değil, kadınların bütün genital bölgesinde içeri doğru devam eden bir doku. minnacık nokta olan, onun ucu. niye böyle detay verdim, çünkü şunu demeye çalışıyorum, bir kadının orgazm olmasının milyon farklı yolu var. klitoral ve vajinal dokuları bin bir farklı şiddet ve ritimde, binbir farklı noktada farklı dozda stimüle ederek çeşitli şiddetlerde ve uzunlukta orgazm sağlanabilir. yani çeşitliliğe çok açık bir durum. her kadının da daha çok ve daha az sevdiği stimülasyon şekilleri olabilir. (kabaca, kimisi ser haşin sever, kimisi yumuşak uzun süreli sever, kimisi derin sever, kimisi sadece klitoral stimülasyon sever, kimisi komboları sever vs..)


erkek için de benzer durum geçerli, en çok sevdiğin stimülasyon şekli vardır, mastürbasyon yaparken en sık kullandığın hız, basınç vs'dir, ama çeşitlendirebilirsin. erkeklerde bir de prostat vardır, niyeyse bir çok toplumda prostattan zevk almak çok dehşet verici korkunç birşeydir. halbuki vücudunun bi parçası, stimüle edilince zevk veriyo. korkacak bir bok yok. penisine dokununca oh lala, prostata dokununca öldük bittik, intihar etsen yeridir.. saçma sapan birşey. neyse ona girmiyorum.

fiziksel olarak durum bu. 

evli insan az çok düzenli bir seks hayatı olduğu için ve hala evliyken bile seksi utana sıkıla yapmıyorsa, bunları keşfetmeye başlar. evliliğin bir güzel yanı, aynı kişiyle sıkça birlikte olduğun için bunları da paylaşabiliyorsun. insan karısını kocasını şunu bunu seviyor diye tanımaya başlıyor.

seksin bir de mental boyutu var tabi, fetişler, kinkler. aman fetiş deyince hemen hepinizin aklına da kırbaçlar deriler gelmesin hemen. birşeyden tahrik olmaktan bahsediyorum. hepiniz bişilerden tahrik oluyosunuz işte. seks sadece penisin vajinaya girmesiyle olmuyo. 

önce bi tahrik olma evresi var. bu da nedir?

herkese göre değişir, işte insan olduğumuz için ucu en açık nokta bu tahrik olma noktası. birisi belli bir bakıştan tahrik olur, birisi belli bir duruştan, birisi kadının saçını omzuna atışından, diğeri adamın sakalını sıvazlamasından. bambaşka ölçekte kimisi yakalanma riskiyle yapılan seksden çok daha tahrik olur, kimisi de karşısındakinin fiziksel gücünü hissetmekten, başkası ellerden tahrik olur, bir başkası sevdiceğini ıslak ıslak duştan yeni çıkmış görmekten. düzenli partnerin olduğundaise bunları söyleyebilmeye başlıyorsun. öyle bir avantajı var. (elbette evliyken bile seksi hala utana sıkıla yapmıyorsan) düzenli partnerin oldu mu, diyebiliyorsun saçımı çek, tırnaklarını sırtıma geçir, dur daha yavaş ol, elini şuraya koy, şu kilodu giy çıkarma, bugün salonda yapalım filan falan.

tek gecelik partnerin ayrı heyecanı vardır, ama evli olduğun kişiyle fiziksel ve mental olarak seksin çeşitlerini keşfetmek gibi bir şansın var. eğer evliyken bile yorganın altında sus pus penis vajina penetrasyonu tatbik edip sonra uyuyorsanız tabi böyle birşey yok. ama evlisin artık, içini dışını biliyosun karşındakinin, utanacak birşey pek yok, ayağını göğsüme koy da diyebilirsin, beni bağla da diyebilirsin, kadın iç çamaşırı giymekten hoşlanıyorum da diyebilirsin.


karşındaki çok dar görüşlü, abov o ne lan, gibi bir insansa yoklayabilirsin, karşındakinin cinsel ufkunu genişletebilirsin, hanginizin neyden daha çok zevk aldığını, zevklerinizin nereye kadar uyuşup uyuşmadığını bulmaya çalışabilirsin, ki o bile zevklidir, heyecanlıdır yani. bu keşifleri bile yiyip bitirdiysen de o bile monotonlaştıysa dahi, en azından çok geniş repertuarınız var artık demektir.

yani evlilikte seks güzeldir. en azından hala seks diyince 'kaka kötü pis' diye düşünüp seksi utana utana yapmıyorsan güzeldir.

türkiye de tabi seks her şart ve koşul altında utanarak yapılan birşey. kadınlar seksten o kadar aşırı utandırılıyor ve tiksindiriliyorlar ki, seks esnasında utanmaktan orgazm olamaz hale geliyorlar. birkaç araştırma okumuştum rakamlar farkıydı, ama %49 rakamını hatırlıyorum, türkiyede kadınların %49'u orgazm sorunu yaşıyor, çünkü orgazm olmaktan utanıyorlar resmen. seksten zevk almanın ayıp olduğu beyinlerine işlenilmiş.

nerde kaldı ki bu kadınlar neyden zevk alıp neyden zevk almadıklarını keşfetmeye cesaret edebilsinler. orgazm olamadıklarını bile kocalarına söyleyemiyorlar muhtemelen. muhtemelen kocalar da zaten bunu soramayacak kadar utanıyorlar seks yapıyor olmaktan. bin tane çocuk yapıyorlar onun yerine.


yakın geçmişe kadar, (hatta 1950'lere filan) kadınların orgazm olmadığına inanan insanlar çoğunluktaydı. düşünebiliyor musunuz? bizden bir-iki nesil öncesi yani. nasıl bir seks dönüyor o dönemde yani. ha seks yapmışsın ha tuvalete gitmişsin, hiçbir farkı yoktur eminim. yine yakın zamana kadar oral ve anal sekse, şu anda seksin diğer çeşitlerine bakıldığı gibi bakılıyordu. mesela şu an hepiniz bdsm'e bakıp gülüyorsunuz, oha çok aşırı ahlaksız, leş, pis geliyor. işte bi 30 sene önce oral sekse aynı gözle bakılıyordu. şu anda oral ve anal seks gayet normal, seksin bir parçası halinde. bi 20-30 sene sonra çeşitli kinklerin, zevklerin de aynı normallikte kabul göreceğini umuyorum. çünkü arada hiçbir fark yok.

dinciysen, senin ahlak anlayışına göre allah hem kadını hem erkeği orgazm olabilir şekilde yarattı, bolca tadını çıkarmalısın utanmana gerek yok.

dinci değilsen, ahlaken, kimsenin özgürlüğüne müdahale etmeyen iki yetişkinin, karşılıklı rıza ile yaptıkları her şey ahlaklıdır. alan razı, satan razı, kimseye de zararı yok, utanacak hiçbir şey yok.

birbirinize açılmaktan korkmamanız, evlenince do it like they do in discovery channel şeklinde takılmanız her bakımdan mübah.


neyse yani, sonuçta evlilikte artık seksten utanmamak, birbirini çok iyi tanıdığın için açılabilmek, karşılıklı ufkunuzu genişletebilmek gibi opsiyonlar var. o yüzden güzel olması gereken birşey.

tek eşlilik, çok eşlilik mevzusuna geleyim.

insanın tek eşli olmadığı artık su götürmez bir gerçek. hem evrimsel olarak, hem sosyolojik olarak, tarihsel ve biyolojik olarak biliyoruz ki insan tek eşli bir canlı değil.

fakat insan aynı zamanda en karmaşık şekilde sosyalleşen de canlı. yukarıda anlattıklarım aslında kişinin hayatında özel cinsel bağ burduğu bir adet öncelikli partnerin bulunmasının avantajlarıydı. hem sosyal anlamda bir yakınlığın, birlikteliğin, desteğin vs oluyor, hem de cinsel anlamda çok daha derinlemesine bağ kurma ve yakınlaşma şansın oluyor.

ama bu demek değil ki canın başkasını çekmiyor. hem kadınların hem erkeklerin.

mesela, sperm competition diye bişi var, yaz google a çıksın. hem kadınlarım hem erkeklerin bazı fetişlerinin kaynağı bu. aynı zamanda insan penisinin şekli de sperm competition yüzünden şu an olduğu şekilde. uzun, ve mantar gibi başlı. tiksinen okumasın detay vericem; çünkü dar kanala giren penisin girme çıkma hareketiyle lavabo pompası görevi görüp, vajinadan spermi emip çıkardığı düşünülüyor. niye böyle bir şeye ihtiyaç var? çünkü kadın da çok eşli olduğundan, az önce başkasıyla birlikteydi. yani insan penisi, kendisinden önceki adamın spermini çıkarıp kendi spermini yumurtaya yollamaya çalışır şekilde evrilmiş. ya da şöyle diyelim, kendinden önceki adamın spermini lavabo açar gibi vajinadan çekip kendi spermini bırakabilecek şekilde olan penisler daha çok üremişler. doğal olarak, bu hareketi yapamayan penislerin spermi vajinadan çıkarıla çıkarıla üreyememişler, o yüzden penisin şekli şu anda olduğu biçimde olacak gibi evrilmiş insan penisi.


yani kadın çok eşli. doğası gereği bi sürü erkekle birlikte oluyor, bu erkeklerin spermleri, penis şekilleri, hangi sperm güçlü hızlı, sağlıklı yarışıyor ve en süper olan sperm kazanıp hep daha sağlıklı bebekler doğmasını sağlıyor.

sperm competition'ın bir diğer kalıntısı da cuckold fetişi, karısını başka adamlarla izlemekten tahrik olma fetişinin de bu evrimsel geçmişimizden geldiği düşünülüyor. zaten de hatta aynen bu sebeplerden dolayı gangbang, bukakke gibi porno çeşitleri bu kadar popüler olabiliyor.

erkek de aynı şekilde çok eşli, hem sperm competition'dan dolayı, hem de miktar bakımından. kadın hamile kaldığında 9 ay artık üremeyecek. halbuki erkek sürekli üreyebilir vaziyette, bir günde bir sürü kadını hamile bırakabilir ama bir kadın 9 ayda sadece 1 erkekten hamile kalabilir. dolayısıyla kadın seçici konumunda oluyor, erkekler de yarışan konumunda.

şimdi hem kadının hem erkeğin niye evrimsel olarak çok eşli olduğunu anlattım. ondan önce de toplumsal ve sosyal canlılar olan insanların neden tek eşlilikten çok büyük çıkarlar sağlayabileceğini anlatmıştım.

şimdi azıcık çok eşliliğin ahlaklılığı/ahlaksızlığıyla ilgili anlatayım.

dinci ahlakına göre (sadece islam ahlakı değil bu hindularda bile böyle, hıristiyan, musevi, artık ne dersen, bir sürü din ezbere ahlak kullandığı için dinci ahlakı diye genelliyorum) çok eşli olmak ayıp, ahlaksız. tam bir sebebi açıklaması yok. tanrı dedi diye ahlaksız, zaten o zaman artık sorgulayamıyosun da mevzuyu konu kapanıyo. yani çok eşlilik ahlaksızlık.


kimse kusura bakmasın aklı selim ahlak diyeceğim, aklı selim ahlak anlayışına göre (modern toplum ahlakı) ahlakın temelindeki ilk özgürlük olduğu için, başkasının özgürlüğüne müdahale eden durumlar ahlaksızlık oluyor. mesela yalan söylemek, karsındakinin bilinçli karar verme özgürlüğünü elinden aldığı için ahlaksızlık oluyor. mesela: "yemekte ne var?"," pilavla çorba var (yalan, bir de patlıcan var ama söylemedi)", "tamam o zaman pilav yiyeyim." bakınız, yalan söyleyerek karşısındakinin patlıcan yemeyi seçme özgürlüğünü elinden aldı. yalanın özgürlüğe müdahalesi bu şekildedir, dolayısıyla da yalan söylemek ahlaksızlıktır.

çok eşlilik konusundaki ahlak/ahlaksızlık ise şöyle ortaya çıkıyor, eğer ki sen eşinle birlikte, ya biz birbirimizi çok seviyoruz, hem fiziksel hem mental seks hayatını yedik bitirdik, muhteşem de bir seks hayatımız var, ama ikimizin de gözü dışarda, arada bir, birbirimizin iznini alarak başkasıyla da yatıp kalksak heyecan olsa? ne diyosun kocişim? sen ne diyosun karışim? diye karşılıklı rıza ile, yatıp kalktıkları kişilere de ilişki vaatinde bulunmadan dürüstçe yaşarlarsa muhteşem de ahlaklı bir durumdur, hiçbir tarafında en ufacık ahlaksızlık yoktur.

ha ikisi de "yani açık evlilik ahlaksızlık değil tabi, yapana da eyvallah. ama ben istemiyorum" diyebilirler. o da müthiş ahlaklı bir hareket olur.

ama çıkıp da "açık evlilik ahlaksızlıktır! ikisi de biliyo bir de, kabul ediyolar çok büyük ahlaksızlık!" diye konuşmak başkasının özgürlüğüne müdahale etmek olduğundan büyük ahlaksızlıktır.


üstüne bir de hem "tek eşlilik çok ahlaklı, çok eşlilik ahlaksız" diyip sonra karısını/kocasını aldatmak, "kadınlar tek eşli, ben değilim" filan demek, kandırmak anlamıyla 'aldatmak' ise muz cumhuriyeti padişahı düzeyinde bir ahlaksızlıktır, eşi benzeri görülmemiş ahlaksızlık ve hayasızlıktır.

her şey bilinçli rıza göstermek için reşit olan şahısların karşılıklı rıza göstererek kendileri dışında hiç kimsenin özgürlüğüne müdahale etmeyen ve zarar vermeyen hareketler yapmasında bitiyor. bu hareketlerin tümü ahlaklı, geriye kalan hareketlerin tümü ahlaksızdır.

evlilikte seks de sıkıcıysanız sıkıcı olur, değilseniz çok çok eğlenceli olur. eğer biriniz bi türlü diğeriniz diğer türlü ise bunu da evlenmeden önce keşfetmeniz gerekir ki, o yüzden evlenene kadar seks yapmadan beklemek de pek sağlıklı bir iş değildir. evlilikte güzel seks hayatının anahtarlarından biri de evlenmeden önce sevdiceğinizle seks yapmanızdır, nasıl ki hiç birbirinizi görmeden konuşmadan koşarak gidip evlenmiyorsunuz, nasıl ki önce bi göreyim, bi tanıyayım diyorsunuz, seks için de aynı şey geçerli.