Flamenkoya Merak Salanlar İçin Bu Kültüre Dair Bilmeniz Gereken Her Şey

Müzik ve dans ile komple bir kültür yapısını anlatan flamenko hakkında öğrenmek istediğiniz temel şeyleri özetleyen sıkı bir yazı.
Flamenkoya Merak Salanlar İçin Bu Kültüre Dair Bilmeniz Gereken Her Şey
iStock

flamenko ile 16 yaşında tanıştım

sınıf arkadaşım ispanyol beatriz flamenko grubuyla okulumuza gelmiş ve dans etmişlerdi bir okul eğlencesinde. nasıl izledim nasıl... aklım gitmiş, ben tamamen başka bir yere ışınlanmıştım. eve gelir gelmez anneme ‘flamenko dans etmek istiyorum anne, ama ispanyol değilim ki' demiştim. o zamanlar bu dansın sadece ispanyollara ait olduğunu düşünmüşüm demek bilinçaltı.

annem dedi ki: ‘güzel kızım, sanat asla ırk, mezhep, dil, din gibi sınırları tanımaz bilmez, müziğin, dansın gücü de budur zaten, herkes danseder, herkes eğlenir’.

hemen o hafta yazıldım bir flamenko kursuna, 20 sene dansedeceğimi daha bilmeyerek. o zamanlar youtube yoktu. şehir tiyatromuza gittim ve müdüre her cumartesi tiyatroda gönüllü çalışmayı teklif ettim, karşılığında flamenko tiyatro biletleri istedim. çünkü gelirimiz azdı ve biletler dehşet pahalıydı. müdür coşkumdan mıdır nedir derhal kabul etti. ve orada 4 sene gönüllü çalıştım, birbirinden güzel flamenko akşamları gördüm. hatta üniversite bitti, benim misafir flamenko biletlerimi her zaman bir şekilde ayırmıştır tiyatro görevlileri. güzel yıllar...

kısa bir flamenko tarihi

flamenko her ne kadar güney ispanya ile özdeştirilse de, çok uzun bir kültürel yolculuk yapmış, yolunda karşılaştığı her kültürden birşeyler almış, bağrına basıp bugünlerine gelebilmiş özel bir danstır. fenikeliler, yunanlılar, romalılar, iberik halklar, berberi-arap müslümanlar, sefarad yahudileri ve çingeneler ile harmanlaşmış bu yolculuk, aslında çok çeşitli kültürlerin bir erimesidir. 

yeri gelir coşkudur, yeri gelir hüzündür flamenko. aşktır, hayattır, ölümdür, huzurdur, ateştir, ama en önemlisi özgürlüktür. insani duyguları en iyi anlatabilen danslardan birisidir bence. 2010 yılında unesco tarafından da ‘dünya somut olmayan kültür mirası’ listesine alınmıştır.

ilk başlangıç noktası fenikeliler. kuzey ispanya’da bir mağarada bulunan duvar resimlerinde ilk dansçıları görmek mümkün. fenikeliler isadan önce 1100 yılında cadiz şehrini kurmuşlar. o zamanlarda andaluzyalılar da ‘gadir’ demekteymiş şehre. cadiz şehri o yıllarda avrupanın ilk oturalan şehirlerinden birisi olduğu için, flamenko’nun gelişiminde çok katkısı olduğu söylenir.

daha sonra 550 yılında (isadan önce) yunanlılar dönemi başlamış güney ispanya’da. şu an bile ispanya dansları genelinde bu kol ve beden kullanma teknikleri ve kastanyet benzer aletlerin kullanımı yunan dönemine ait olduğu söylenmektedir.

romalılar döneminde cadiz’in oturanlarına ‘gades’ denilmekteymiş ve romalıların edebiyatına bu şehrin söylediği şarkılar ‘cantica gaditanae’ yani ‘gadeslilerin şarkıları’ olarak geçmiş. bunlar çok sevilen şarkılarmış ve özellikle gades’ten kadınlar, şarkıcılar çağrılırmış eğlencelere. romalılar kithara denen bir nevi gitar icat etmişler. daha sonra kithara gelişe gelişe şimdiki bildiğimiz gitar olmuştur.

berberi-araplar ve flamenkoya etkileri

711 yılında berberi arap müslümanlar ve suriyeliler ispanya’ya gibraltar’dan ulaşmış. tam yedi asır orada kalmışlar. kültürleri özellikle endülüs'ü (andalucia) etkilemiş. bu topluluk beraberinde şiir, şarkılar ve yeni müzik aletleri getirmiş. ve bölgede hakim olan müziğe daha da bir duygu katmış. iranlı şair zyryab, cordoba şehrini tamamen bir müzik şehrine dönüştürmüş. bu dönemde ortaya çıkmış olan zambra, zorongo, zarabanda ve fandango arap müziği kökenlidir. ve halen güney ispanya'da flamenkoyu arapça tarzı söyleyenler vardır:

Mevzubahis söyleme şekline bir örnek.

1447’de ispanya’ya doğudan ilk çingeneler gelmeye başlamış. daha sonraki yıllarda gittikçe çoğalmışlar. aslında hindistan üzeri gelmeleri daha önceye dayandığı da söyleniyor, 8. ve 9. asır gibi. bu 1447'den sonra gelen yeni halk hem demir işinden, hem de müzik ve danstan çok iyi anlıyormuş. çingene dili olarak bilinen ‘calo’ dilinde halen hindistanın sanskrit’iyle benzerlikler olduğu söylenir. flamenko’ya ait kol hareketleri ve ayak vurma tarzı kuzey hindistan’da ki kathak dansıyla da bağlamlaşır.

müslüman adetlerine göre kadınların bacaklarını göstermeleri yasak olduğundan, kadınların ayaklarını vurarak dansetmeleri söz konusu bile değilmiş o zamanlar. ayak vurarak dans etmek, geçen yüzyılın başlarında gelişmeye başlamış. bilindiği üzere 1492’de granada tekrar hristiyanlar tarafından ele geçirilince araplar ülkeyi terk etmişler.

1500 yılından itibaren ispanya’nın afrika'dan getirdiği köleler sevilla’ya yerleşmiş. tabii onlarda kendi müzik kültürlerini katmışlar var olan flamenkoya. ve halen endülüs'de bu dönemden kalan çok esmer aileler oturmaktadır.

amerika’nın keşfi ile birlikte ispanya geneli gemiler hep güney ispanya’dan kalktığı için ülkenin her bir tarafından ispanyollar kendi bölgesel müzik kültürlerini, aletlerini endülüs'e getirmişler. ve aynı ispanyollar bu sefer döndükleri latin amerikan ülkelerinin müzik kültürlerini ve aletlerini ispanya’ya taşımışlar. flamenko daha da zenginleşmiş.

1700 yıllarında gitarlara altıncı tel eklenmiş. ve ‘rasgueados’ denen teknik, yani ellerin, parmakların masaya vurulması ile birlikte çalınır olmuş. halen var olan bir teknik:


o dönem yavaş yavaş çingene aileleri de müzik ve danslarıyla isim yapmaya başlamış.
gitano ispanyolca çingene anlamında. 'gitano' olarak bilinen çingeneler, artık daha da bilinir olmuşlar.

1779 yılında henry swinburne adlı gezgin cadiz’i ziyaretinde çingenelerin kastanyet, gitar ve yürek yakan sesleriyle ayaklarını yere vura vura dans ettiğini yazar.

1800 yılında artık 24 dans şekli oluşturulmuştur çingeneler tarafından. bunlardan çoğu artık yoktur, hatta bugünümüzde bildiğimiz flamenko dansları bile değildir, ama birisi vardır ki -sevillanas- o bugüne kadar gelebilmiştir.

1860 sonrası küçük çaplı flamenco kafeteryaları oluşmaya başlar. bunlar ileride -1950 civarı- tablao dedikleri mekanlar olacaktır:


1900 yılında artık gitar, dans ve şarkı üçlüsü şimdiki flamenkonun beşiğini oluşturmaya başlar. o yıllarda flamenko gelişiminin ikinci devresine girer.

1905 yılından bir kayıt.

1920-1970: bu yıllarda flamenko hızlı bir şekilde ismini dünyaya duyurmaya başlar. kadınların ayak tekniklerini sergilemeleri artık istisna değil, kural olmaya başlamıştır, carmen amaya iyi bir örnektir. 1960 itibarıyla ispanya'nın turizmde alıp başını gitmesi flamenkoyu film ve reklam sektöründe çok geniş tanıtır:

Spanish Dance (1965)

o dönemin flamenko elbiseleri bildiğimiz aşırı kabarık elbiseler. annenizin evinde vardır belki dolabın üzerinde böyle bir flamenko bebeği. asıl flamenko kesinlikle böyle fırfırlı, cafcaflı elbiselere önem vermez. yırtık pırtık bir çorapla, spor ayakkabılarla bile dans edebilinen bir danstır, yeter ki bir duende olsun. duende dansın ruhudur ve o an tüm bedenen hissedilen ve hissettirilendir, bir nevi trans olmak yani.

danseden kişi çevreden oley, que toma diye kelimeler duyar, bunlar coşku, cesaret, beğeni anlamında kullanılır.

Spor ayakkabılarla dans.

flamenko ve oley kelimelerinin kökeni

ilk önceler flamenko kelimesi kullanılmıyormuş. bu kelimenin türemesinde birkaç teori var. oley içinde bir söylem var.

1. flamingo kuşlarını andıran hareketlerinden dansedenlere flamingo denile denile zaman içerisinde flamenko olabileceği.

2. felemenk kelimesinin orijinali ‘vlaams’ idir. ve etimolojik olarak bu kelime ‘ateş’ ile eş anlamdadır. dans ‘ateş’ gibi olduğu için flamenko diye bir bağlam kurulmuş olabileceği.

3. diğer bir teoride flamenko terimin bir grup tarafından aslında hep kullanılmakta olduğu ve zaman içerisinde yaygınlaşıp herkes tarafından kullanılmaya başlamış olduğu.

4. oley kelimesi bir ünlemdir. ve bir şey güzel olduğunda söylenir. berberi-arap müslümanları bu dansı gördüklerinde ve şarkıyı beğendikleri anlar da ‘allaaah’ diye beğendiklerini ifade ede ede zaman içinde değişip ‘oley’ olduğu da teorilerden birisi.

belli başlı ritmik dans şekilleri

alegrías, bulerias, tangos, fandangos, farruca, guajiras, peteneras, sevillanas, siguiriyas, soleares, tiento, zambra.

bunların içinde ‘sevillana’ flamenko değildir. sevilla’ya ait yöresel bir danstır, elbiseler çok süslü püslüdür ve genellikle eğlenceler de ya da her sene nisan ayında kutlanan çok şenlikli yerel panayır feria festivalinde dans edilir. ama dans hareketlerini flamenko tarzı ile keskinleştirip, standartlıktan çıkartılırsa, gene de bir flamenko havası verir.

Mevzubahis hareketlere bir örnek.

seneler önce güney ispanya’da flamenkonun köklerini aramaya çıkmıştım ve köy köy dolaştım. bir köy eğlencesine denk gelip hiç tanımadığım insanlarla sevillanas dansetmiştim, unutulmaz anılar.

evet, tabii ki çok uzun bu liste olur ama birkaç isim

ünlü gitaristler: paco de lucia, nino miguel, tomatito, manolo sanlucar, geraro nunez, chicuelo.

ünlü dansçılar: carmen amaya, guito, belen maya, eva la yerbuena, maria pages, sara baras, antonio canales.

ünlü şarkıcılar: camaron de la isla, lole y manuel, fosforito, carmen linares, pele, jose merce, mayte martin, potito, miquel poveda, la perla de cadiz, diego el cigala, rosalia, estrella morente, enrique morente.

flamenko (ya da kökleri ile alakalı) filmleri

- flamenco (carlos saura)
- gypsy caravan, when the road bends
- los tarantos (1963)
- vengo
- lachto drom

flamenkonun bugünkü durumu

flamenko bugün dünyanın her tarafında dans ediliyor. hatta sokaklarda, mekanlarda rastgele sürpriz flamenko dansları organize ediliyor. klasik flamenkonun yanı sıra genç kuşaktan yeni flamenko olarak öncüler var. mesela rosalia 'flamenco pop' olarak flamenkoyu başka bir podyuma taşımıştır. joaquin cortes ise podyumda yarı soyunuk tarzıyla flamenkoda başka bir tarz yaratmaya çalışmıştır.

klasikçiler ve yenilikçiler hep olacaktır. çünkü flamenkonun genetik yapısı böyledir. demir gibi erir de tekrar doğar o.

flamenko, yüreğimdesin:

Tangos de Pepico.