Freaks and Geeks Dizisinin Standart Lise Dizilerinden Ayrıldığı Noktalar

Sadece 18 bölüm yayınlanan 1999 tarihli Freaks and Geeks bazıları için hayal kırıklığı, bazıları içinse değeri bilinmemiş bir lise dizisi olarak kaldı. Ancak bazı şeyleri türdeşlerinden farklı yaptığı kesin. Onlara bakıyoruz.
Freaks and Geeks Dizisinin Standart Lise Dizilerinden Ayrıldığı Noktalar

bir lise dizisi yapmak ve yüksek izleyici sayısına ulaşmak aslında kolay bir iştir. tek yapmanız gereken dizinin yayınlanacağı toplumun ukdelerini bulmak daha sonra dizide bunları gerçekleştiren karakterler yazmaktır.

mesela türkiye'de insanların lise hayatı pek o kadar parlak geçmez. öncelikle bu dönem sınav stresi nedeniyle öğrencilere zehir edilir. kendi ilgi alanlarıyla uğraşmalarına asla izin verilmez. farklı ilgi alanı olan insanlar ise bunları genelde ekonomik nedenlerle yapamaz. mesela müziğe meraklı bir çocuğun part time işlerde çalışarak kendisine pedal seti kurması o kadar uzun zaman alır ki sonuçta ekipmanlar alınamadan çocuğun hevesi kırılır. ayrıca lise "ilişki nedir ne değildir."in keşfedildiği bir dönemdir. ancak bu o kadar kolay bir şey değildir.çünkü bu utangaçlık, tecrübesizlik, ilk reddedilme gibi onlarca problemin yaşandığı da bir zamandır.

bu yüzden lise hayatı insanlar için "yapamadıklarıyla" doludur ve bu boşluğu doldurmak için herkes lisede ne kadar "fırlama" olduğunu anlatır. gerçekler böyle mi? değil ama ukdeler sağ olsun dizinizi yaparken içine alkol alan, gezen tozan, tercihen parayı çok kafaya takmayan (gurur yaptıracaksanız ekonomik durumunu kötü de yazabilirsiniz), agresif, her istediğini elde eden, cinsellik konusunda özgür, tek derdi aşk olan karakterler yazarsanız voila! en az bir milyon izlenecek diziniz hazır. bu dizinin drama yönünden hiçbir şey ifade etmemesi bir sorun mu? hayır. çünkü izleyici sayınız fazlaysa klişeleri arka arkaya dizmenizde bir sakınca yok.


amerikan toplumunda ise lisede popüler olmak çok önemli bir kavramdır. bu nedenle hikayeye loser olarak başlayan karakterin adım adım popüler olma hikayesini izleriz. bu yükseliş sırasında karakterimiz genetik konusunda avantajlı quarterback'le mücadele eder ve prom queen olan kızı reddeder. çünkü gerçek hayatta bu hikayenin alıcısı olan kitle zaten sporda başarılı değildir ve olamayacaktır. aynı zamanda hiçbir zaman lisenin en popüler kızını da tavlayamayacaktır. bu nedenle izleyicinin kendisini iyi hissetmesi için bu statülere sahip karakterleri yenmesini izleriz.

her iki üç senede bir böyle bir dizi popüler olur. sonra da hızlıca unutulur. çünkü biri diğerinden çok farklı değildir. ancak bir lise dizisi var ki tüm bu mantığı tersine çeviriyor. çünkü normalde dramada sıra dışı olanı anlatmanız beklenir zaten. ancak lise dizileri o kadar sıra dışı bir hale geldi ki fark yaratmak için gerçeklere dönmeniz gerekiyor. şimdi freaks and geeks bu gerçekçiliği nasıl kuruyor bir bakalım.

Uyarı: Buradan sonrası spoiler içerir.


dizinin yaptığı ilk şey; lise dönemi sorunlarına acımasız bir şekilde yaklaşmak

normal dizilerde ana karakter dalga geçilen bir çocuğu savunduğunda bunu bir kahramanlık anı olarak sunarlar. burada ise lindsay, eli'yı savunmaya çalışırken dolaylı yoldan kolunu kırmasına sebep oluyor. dizi de öyle bir tarz benimsemiş ki gözünüzü kaçırmanıza asla izin vermiyor. bütün problem neyse olabilecek en belirgin şekilde önünüze seriyor.

bu sorunların işlenmesi de aynı şekilde devam ediyor. çünkü normal lise dizilerinde bölüm başında var olan bir probleme olabilecek en güvenli şekilde işaret edilir. burada izleyicinin moralini bozmamak için çok üstün körü bir anlatım kullanılır. daha sonra ana karakter tercihen yaşça büyük birinden bir tavsiye alır ve harekete geçtiği ilk anda problemi çözer. mesela dış görünüşüyle dalga geçilen kız gözlüğünü çıkardığı anda okulun en popüler kişisi haline gelir. ancak gerçek dünyadaki işleyiş böyle değildir. çünkü herkesin hayatı kendine özgü ve tavsiyeler sizi belki bir yere kadar götürebilir. ayrıca problem çözmek için deneyim gerekir. bu nedenle bir çocuğun lise gibi yeni problemlerle tanıştığı dönemde, her şeyi birden bire çözmesi pek inandırıcı değildir.

bu dizideki problem çözme mantığı da böyle işliyor

freak'lerin yaşı birazcık daha büyük olduğu için ne yaptıklarını biliyor gibi görünmelerine rağmen rutinin dışında bir problemle karşılaştıklarında onlar da bocalıyor. mesela freak'lerin lideri olan daniel ne yaptığını bilen, kendi dünyasındaki problemlerle en iyi başa çıkan karakter gibi görünmesine rağmen, kendi habitatından ayrılıp punker olduğunda o da ortama uyum sağlayamıyor.

bu tabi sancılı bir süreç. mesela dizi size kim ve ailesinin yaptığı kavgayı, nick ve babasının yaşadığı tartışmayı, aile baskısını, geek'lerle dalga geçilen her anı, aman seyirci burada daralır mı demeden bire bir izletiyor. ki bunlar çok gerçekçi anlar. atıyorum nick ve babasının arasında geçen tartışmayı yaşamayan ya da okulda dalga geçilmeyen insan yok gibi bir şey dünyada. o yüzden bölümlerin ortalama 45 dakikalık sürelerini de göz önünde bulundurursanız dizinin karadeliğe dönüşüp seyircisini yutma riski varmış.

ancak dizinin yazarlarından olan judd apatow burada devreye girmiş. ileride komedi filmlerinde rol alacak oyunculardan da destek alarak diziye kendine has karanlık ancak dizinin tıkanmasına müsaade etmeyen bir mizah anlayışı eklemiş. bu mizah anlayışı da dizinin karakterlerini değil seyirciyi kurtarmak için kullanılmış. çünkü yapılan espriler genelde karakterlerin kendileriyle dalga geçmesi üzerine kurulu.


buradaki bir diğer ilginç nokta da dizinin mizah gücünü judd apatow'la çalışmaya devam eden; james franco, jason segel ve seth rogen'den değil, geek tayfasını oluşturan sam, neil ve bill'den alması. çünkü lindsay ve freak tayfası yetişkinliğin kıyısında duruyor. bu yüzden yaşadıkları problemler, geleceklerini etkileyecek önemli şeyler. geek tayfanın başına gelenler ise, evet ileride iyi hatırlamayacakları şeyler ancak bunları düzeltmek ya da atlatmak için daha çok zamanları olduğundan üzerine mizah yapmak da daha kolay oluyor.

dizi sorunları çok farklı bir şekilde betimliyor dedik ancak bölümlerin tamamlanabilmesi için bunun da ötesinde bir şey gerekiyor. çünkü bu, bir sihirbazın göz alıcı asistanını sahneye çıkarmasından farksız bir durum aslında. alkış almak istiyorsanız, asistanı önce kaybetmeniz sonra da geri getirmeniz lazım. dizi açısından bakarsak da bir şekilde bu problemler nihayete ermeli. bu her zaman problemlerin çözüleceği anlamına gelmiyor ama karakterler problemleri bir şekilde atlatmalılar ki biz de bir sonraki bölüme geçebilelim.


dizi de bunu olabilecek en gerçekçi şekilde yapıyor

mesela onuncu bölümde beysbol takımlarına en son seçilmekten bıkan bill, bu durumu değiştirmek için uzun bir komploya başlıyor. çünkü kendisine şans verilmediğine inanıyor. bölüm sonunda istediği şansı elde ediyor ve kısa da bir zafer anı yaşıyor. ancak birincisi bu zafer anı yine karakterlerin kendileriyle dalga geçtiği bir mizah bölümüne dönüşüyor. ikincisi de böyle bir hikaye diğer dizilerde olsa bill'in birden bire okulun beysbol yıldızına dönüşmesini izlerdik. ancak burada bölüm bittiğinde her şey eski haline dönüyor çünkü başarı; birikim, deneyim, şans, çalışma gibi bir çok faktörü içinde barındırır. bu nedenle dizi de gerçekçi olmak adına bir anlık değişimle karakterin başarılı olduğunu göstermiyor size.

peki değişim hiç mi yok? var

mesela back to the future serisinin biff tannenthomas f. wilson bu dizide de benzer bir karakter olan koç ben fredricks'i canlandırıyor. koç, sporcu tayfanın tarafında duran biraz zorba bir kişi gibi başlıyor seriye. seri devam ederken de freak'leri ve geek'leri çok anlayamayan tek yönlü bir karakter olduğu görüyoruz. freak'leri hizaya getirilmesi gereken, sürekli problem çıkaran tipler, geek'leri de fiziksel aktiviteden kaçan tembeller olarak görüyor. ancak bakış açısının dar olması onu temelde kötü bir insan yapmıyor. çünkü zamanı geldiğinde anlayamadığı bu gruplara da yardım etmeye çalışıyor elinden geldiğince. mesela cinselliği çözmek için porno izleyip travmaya giren sam'e işin aslının ne olduğunu anlatıyor. ya da bill ile yakınlaşabilmek için dallas'taki entrikaları dinliyor.


dizinin komedi için gerçekliği esnettiği anlar var

ancak biraz önce konuştuğumuz gibi eğer mizaha biraz alan açmazsa dizinin hikayesini düzgün bir şekilde anlatma şansı yokmuş. zaten bu haliyle bile dizi yayınlandığı kanal tarafından çok anlaşılamamış ve birinci sezon sonunda iptal edilmiş.

o yüzden belki 30 yaşında kaslı adamların ve orta yaşa doğru koşan kadınların lise sıralarında insanlara bağırması, birbirinden uyduruk problemler hakkında konuşmaları ve dizinin izleyicinin hemen alıp tüketeceği şekilde tasarlanması çok daha mantıklı bir karardır. yoksa kim; lindsay'in yaşadığı arayışı, sam'in utangaç haliyle karşı cinsi tanıma çabalarını, daniel'ın dışarıdan cool görünmeye çalışırken içten içe kendine acımasını, nick'in kendisini ifade etmek için babasıyla girdiği mücadeleyi, neal'ın cool bulduğu babasının ailesine ihanetini öğrendiğinde yaşadığı travmayı, kelly'nin karışık aile hayatı nedeniyle sürüklendiği yerleri, bill'in sevmediği her şeyi temsil eden koç hayatına dahil olunca yaşadığı sıkıntıları, ken'in ailesi tarafından ihmal edilmesini izlemek ister ki? alt tarafı müthiş bir gözlem gücüyle lise döneminin bütün sorunlarını bulup bunları mizah yoluyla aktarmayı başaran bir dizi.

Sadece Tek Sezon Yayınlanma Fırsatı Bulabilmiş Mükemmel Diziler