Futbolun Dev Bir Endüstriye Dönüşmeden Önceki Son Büyük Turnuvası: 1994 ABD Dünya Kupası

Belki de gelmiş geçmiş en güzel futbol organizasyonu olan 1994 FIFA Dünya Kupası ABD'de düzenlenmiş ve çok güzel hatıralara sahne olmuştu. Sözlük yazarı "diesel1907"den geliyor, FIFA dünya kupalarının genel bir özetiyle birlikte.
Futbolun Dev Bir Endüstriye Dönüşmeden Önceki Son Büyük Turnuvası: 1994 ABD Dünya Kupası
ABD-Brezilya final maçından. Fotoğraf: Getty Images/Joel Mabanglo


dünya kupaları seyir zevki ve renklilik olarak ikiye ayrılır: avrupa'da düzenlenen kupalar ve diğer kıtalarda düzenlenen kupalar

avrupa'da düzenlenen kupalar genelde avrupa şampiyonasına benzer bir havada geçmektedir ve avrupa takımları tarafından domine edilmektedir. diğer kıtalarda düzenlenen kupalarda güçler biraz daha dengelidir, sonuçlar sürprize daha açıktır ve çıkış yapan takımlar daha çok göze çarpar.

örneğin trt'de canlı olarak yayınlanan ilk dünya kupası olan 1974 almanya dünya kupasına bakalım. kupa tamamen avrupa takımları tarafından domine edilmiş. öyle ki kupadaki en büyük mücadele doğu avrupa ile batı avrupa arasında geçiyor ve geri kalan takımlar adeta birer figüran. doğu avrupa'yı temsilen polonya, yugoslavya, sscb ve doğu almanya üstün performans gösterirken batı avrupa'yı temsilen almanya ve hollanda gibi takımlar öne çıkıyor. kupanın finali iki avrupa ülkesi (almanya-hollanda) arasında oynanırken kupanın üçüncüsü de bir başka avrupa temsilcisi (polonya) oluyor.


grup maçlarında yugoslavya afrika şampiyonu zaire'yi 9-0'la geçip polonya kuzey amerika şampiyonu haiti'yi 7-0'la geçerken avrupa dışından kupaya katılan takımların kupada figüran olacağı çok belliydi. kupa cruyff ve beckenbauer gibi efsane oyunculara ev sahipliği yapsa da avrupa şampiyonası havasında geçmiş.

1978 dünya kupası arjantin'de geçiyor ve çok daha eğlenceli bir renkli bir atmosfer hakim. peru hollanda'nın grubundan lider olarak çıkarken tunus gruplardan çıkmayı 1 puan farkla kaybediyor ve kupaya renk katan takımlardan biri oluyor. her ikisi de hücum futbolu oynayan arjantin ile hollanda arasında oynanan yüksek tempolu ve bol gollü final maçı tüm zamanların en renkli final maçlarından biri olarak kabul ediliyor.

bundan sonra gelen 1982 dünya kupası yine avrupa'da geçiyor ve yine avrupa takımları domine ediyor. gruplardan çıkan 12 takımın 10'u ve yarı finaldeki 4 takımın tamamı avrupa'dan geliyor. bir sonraki kupa meksika'da oynanıyor ve arjantin fırtınası esiyor. bu kupa tarihteki en renkli kupalardan biri olarak kabul ediliyor.

kısaca avrupa'da düzenlenen kupalar hep avrupa şampiyonası havasında geçerken diğer kıtalarda geçen kupalar daha renkli ve eğlenceli atmosferlere ev sahipliği yapmış.


kişisel olarak izlediğim dünya kupaları arasında en zevklisi 1994'te abd'de düzenlenen kupaydı


sebeplerine gelince

1. dünya tarihinde ilk kez dünya kupası futbol delisi olmayan, futbolla yatıp kalkmayan bir ülkeye verilmişti. aslında 1994 dünya kupasının abd'ye verilmesi endüstriyel futbol öncesi son sürecin bitişiydi ve bu kupadan sonra tam anlamıyla endüstriyel futbol dönemi başladı diyebiliriz. 1994'ten önce dünya kupasına ev sahipliği yapan takımlar meksika, italya, almanya gibi futbol ülkeleriyken bundan sonra japonya, kore, güney afrika, katar gibi ülkelere ev sahipliği verilmeye başlandı. abd 94 köprüden önceki son çıkıştı.


2.
hemen hemen her dünya kupasında ev sahibi takımın kayırıldığı ve hakemlerle desteklendiği söylenir. 1994 dünya kupası abd gibi fazla iddiası olmayan bir ülkeye verildiği için sanki maçlar tarafsız sahada oynanmış gibi oldu. tribünleri ve atmosferi hiçbir takım domine etmeyince de atmosferin oldukça renkli geçmesine sebep oldu.

3. önceki dünya kupalarında genelde final maçları 70-80 bin kişilik dev stadyumlarda oynanırken geri kalan maçlar 30-40 bin kişilik ufak stadyumlarda oynanıyordu. 1994 dünya kupasında kullanılan tüm stadyumlar devasa boyuttaydı. 1994 dünya kupası maç başına 75 bin seyirci ortalamasıyla oynandı ve toplam 4 milyona yakın bilet satıldı.


4.
abd dünyanın dört bir yanından göçmen çeken bir ülke olduğu için hiçbir maçta tribünler boş kalmadı. örneğin new york'ta oynanan italya-irlanda maçında 35 bin italyan ve 35 bin irlandalı taraftar vardı. dallas'ta oynanan almanya-kore maçında 30 bin alman, 30 bin koreli vardı. abd belki de dünya'nın hiçbir yerinde olmayan göçmen çeşitliliğine sahip olduğu için hangi ülke hangi ülkeyle oynarsa oynasın devasa boyutta stadyumlar hep tıka basa doluyordu. bu da atmosferi pozitif yönde etkiledi.

5. bu tamamen benim kişisel tercihim ama avrupalılar maçları izleyebilsin diye maçların %90'i gündüz vakti oynandı. benim aklıma dünya kupası deyince güneş altında oynanan gündüz maçları gelir. dünya kupasında gece maçları bana hep garip gelmiştir. nasıl şampiyonlar ligi maçlarının gündüz oynanması eğreti duruyorsa gece oynanan dünya kupası maçları da öyle duruyor. en azından bana öyle geliyor. 1994 dünya kupası deyince akla hep güneşli havada oynanan maçlar geliyor.


6. 1994 dünya kupası eski nesil yıldızların bayrağı yeni nesil yıldızlara devrettiği kupa oldu. maradona, baresi, gullit, van başten gibi yıldızlar yerlerini baggio, stoichkov, klinsmann, bergkamp gibi yeni efsanelere bırakmıştı ve sahneyi alan bu yıldızlar eskileri hiç aratmayacaklarını göstermişlerdi.

7. takımlar arasındaki güç farkı hiçbir kupada olmadığı kadar azdı ve gruplarda görülen çekişmeler inanılmaz boyuttaydı. örneğin a grubunda romanya kolombiya'yı yeniyor, isviçre bir sonraki maçta romanya'yı yeniyor, kolombiya da isviçre'yi yeniyor. grubun lideriyle sonuncusu arasında 3 puan fark var. d grubunda nijerya bulgaristan'ı yeniyor, bulgaristan arjantin'i yeniyor ve arjantin nijerya'yı yeniyor. ilk 3 takımın tamamı 6 puanda ve grubun lideri nijerya. tarihte ilk kez bir afrika takımı bir grubu lider tamamlıyor. e grubu daha da karışık. irlanda italya'yı, italya norveç'i, norveç meksika'yı ve meksika irlanda'yı yeniyor. gruptaki 4 takımın da puanı 4 ve averajı sıfır. gruptan çıkanları atılan gol sayısı beliriyor. f grubunda belçika hollanda'yı, suudi arabistan belçika'yı, hollanda suudi arabistan'ı yeniyor. üç takım da aynı puanda grubu bitiriyor. toplam 6 grubun 4'u kafa kafaya bitiyor.


8. yaşanan sürprizler ve bu sürprizlerin boyutu. tamam her dünya kupasında sürprizler oluyor ama 1994 dünya kupasında bu bambaşkaydı. atıyorum bir kupada güçlü bir takımla güçsüz bir takım karşılaşır, güçsüz takım maç boyunca defans yapar, güçlü takım gol üstüne gol kaçırır, sonra güçsüz takım son dakikada kontradan golü bulup maçı alır. çoğu dünya kupasında yaşanan sürprizler bu şekilde olmuştur. 1994 dünya kupasında sürprizler bile çok farklıydı. örneğin hagi'li romanya arjantin'i çok üstün bir oyunla 3-2 yeniyor. bulgaristan almanya'yı geriden gelip 2-1 yeniyor. finale kadar gelen italya gruplardan averajla çıkıp nijerya ve ispanya'yı son dakika golleriyle geçiyor. ikinci turdan itibaren tüm maçlar çekişmeli geçti. ikinci tur, çeyrek final, yarı final ve final maçlarından biri hariç tamamı 1-2 farkla bitmiş (tek istisna: ispanya isviçre'yi 3-0 yenmiş).

9. tamam final maçının 0-0 bitmesi ve sonucu penaltıların belirlemesi tartışmaya açık ama bence bu 1998'in finalinden çok daha heyecanlıydı. 1998 finalinde daha 20. dakikada maçı fransa'nın aldığı belliydi çünkü brezilya sahada ruh gibi geziyordu. 1994 finalinde maçı kimin alacağı son saniyeye kadar belli değildi.


10. dünyanın her bölgesinden bir takım gösterdiği performansla öne çıkmıştı. asya'da suudi arabistan, afrika'da nijerya, kuzey amerika'dan abd, iskandinavlarda isveç, balkanlarda bulgaristan, doğu avrupa'dan romanya, güney amerika'da brezilya gösterdikleri üstün performansla bölge insanını heyecanlandırmıştı. kupayı hiçbir bölge tam anlamıyla domine edememişti.

11. dünya kupaları tarihinde ilk kez 1994'te galibiyete 3 puan verildi, gole giden oyuncusu düşürmeye kırmızı kart verildi, pasif ofsayttaki futbolculara ofsayt verilmemeye başlandı ve bu kural değişiklikleri sayesinde hücum yapmak daha cazip hale gelirken hücum oyuncuları daha kıymetli hale geldi. eskiden galibiyete 2, beraberliğe 1 puan veriliyorken beraberliğe yatan takım sayısı tabi ki daha fazlaydı.

1994 dünya kupasından akılda kalan oyuncular

klinsmann, bergkamp, romario, bebeto, r. baggio, stoichkov, hagi, romario, amokachi, valderrama, caminero, k.andersson, dahlin, batistuta, amüneke, raduçioiu, ravelli, taffarel, pagluica, preudhomme ve niceleri.

1994 dünya kupasının hikayesini anlatan çok güzel bir belgesel


şahsi görüşüm

1994'ten sonra en çok zevk alarak izlediğim kupa 2002'ydi ama bunda türkiye'nin kupada oynaması da büyük bir rol oynadı. yukarıda bahsettiğim gibi kupa avrupa dışında oynandığı için avrupa dışındaki ülkeler de iyi performans gösterdi. bana kalsa dünya kupasını hiç avrupa kıtasında oynatmam. zaten fifa da giderek kupayı daha farklı ülkelere vermeye başladı. 2026'da kupa yine abd'de düzenlenecekmiş ama bu kez kanada ve meksika da ortak olacakmış.

eskilerin söylediğine göre 1970-90 arasındaki dönemin en zevkli kupası 1978'miş. sonra da 1970 ve 1986 geliyormuş. bu kupaların üçü de amerika kıtasındaydı.

bak yine aynı yere geldik.