Game Of Thrones'un İçimizin Yağlarını Eriten 6. Sezon Finalinin İncelemesi

Bol aksiyonlu 9. bölümün ardından beklentiler biraz düşmüştü açıkçası. Tüm aksiyonu 9'da verdiler, sezon finaline bir şey bırakmazlar dedik ama yanıldık. İyi ki de yanıldık çünkü efsane bir sezon finali izledik.
Game Of Thrones'un İçimizin Yağlarını Eriten 6. Sezon Finalinin İncelemesi

--- 6x10 winds of winter spoiler ---

sezon finalininin incelemesine, geçtiğimiz haftalardaki yazılarımı okuyanlardan özür dileyerek başlamak istiyorum. tahminlerimin hepsi doğru çıktı ve bu bölümde yaşanan olayların hiç birisi (biri hariç) bana sürpriz olmadı. bunu övünmek için söylemiyorum aslında. dizinin öngörülebilir olduğu eleştirisini haftalardır tekrarlıyorum ve sezon sonu da bu trende uygun bir şekilde bağlandı. çok büyük sürpriz yaşanmasa da, got hayranlarının %99'unun aksine, ben bu bölümü geçen haftaki bölümden daha çok sevdim.

king's landing

öncelikle son 2 bölümün yönetmeni miguel sapochnik'e şapka çıkararak başlayayım. geçen bölümdeki senaryo tercihlerini eleştirmiş olsam da, battle of bastards yönetmenlik açısından gayet başarılıydı. bence bu bölüm de, anlatımın sadeliği açısından tam bir yönetmenlik başarısıydı. king's landing'in açılışı ve wildfire olayının bağlanış şekli için kendisini de özellikle tebrik etmek lazım.

başkentte, bütün sezon kendi standartlarının çok altında delilik yapan cersei'nin, kapanışı muhteşem yaptığına şahit olduk. daha önceki bölümlerde verilen ipuçları sağolsun, cersei'nin 'mad queen' moduna bağlayacağını tahmin ediyorduk ama benim tahmin edemediğim kısım, tommen'in intiharı oldu. ben daha çok, cersei'nin kazayla öldürmesi gibi bir olay tahmin ediyordum ama intihar da fena bir tercih değil. sonuçta tommen, babası(!), dedesi, abisi, kız kardeşinin cinayetlerine şahit olmuştu, bunun üstüne bir de karısı, kayınbabası, kayınbiladeri, büyük amcasının cinayetleri eklendi. 

eh o intihar etmesinde kim etsin anasını satayım. ilk bakışta, cersei, tommen'i öldürmemiş gibi gözükse de, aslında gayet de güzel öldürmüş oldu. tommen'in hayatını cehenneme çeviren bütün olayların mimarı olarak cersei, kendi çocuklarının öleceği kehanetinin gerçekleşmesini kendi elleriyle sağladı. bütün yaptıklarının hesabını ilk önce vereceği kişi de jaime olacak. çocuklarının öleceği kehanetinin devamında, cersei'nin 'küçük kardeş' tarafından öldürüleceği de söyleniyordu ve bunun cersei'den bir kaç dakika sonra doğmuş olan jaime olacağı da yaygın bir inanç. dizi, kehanetin bu bölümünü göstermedi ancak önümüzdeki sezon cersei-jaime ilişkisinin oldukça gerileceğini tahmin etmek mümkün. bu, bir cinayete daha yol açar mı hep beraber göreceğiz.

bu arada, cersei'nin yaptığı darbe ile tahtı ele geçirdi ancak kendisinin tahtta oturmasının hiç bir meşruyeti yok. burada (#60747777) daha detaylı anlatıldığı üzere, tahtın tommen'den sonraki varisi daenerys targaryen. eğer, darbe ile tahtı lannisterlara vermeye karar verdiysek, o zaman da jaime'nin kral olması gerekir. kendisi, tommen tarafından kral muhafızlığından azad edilmişti ve lannister hanedanının varisi olarak, tahtın ona geçmesi gerekir. yani, işe ne tarafından bakarsanız bakın, cersei'nin tahtı gaspettiğini görüyoruz.

cersei'nin yaptığı bir başka stratejik hata da, westeros'daki askeri güç durumunu tamamen görmezden gelmek oldu sanırım. dany'nin hayvani bir orduyla işgale geldiğinin haberi kendisine ulaşmamış olsa bile, tyrelllerin katledilmesi bir iç savaşın startını vermiş oldu. şu anki güç dengesine baktığımızda, dorne-tyrell ittifakının, daenerys olmadan bile başkenti rahatlıkla işgal edebileceğini görüyoruz. cersei, darbeyi yaparken bunları düşünüyor muydu bilmiyorum ama kendisinin her yaptığı gibi, bu hamlesi de götünde patlayacak.

winterfell

- jon, kusura bakma vale ordusunu sana söylemeyerek binlerce askerin ölümüne yol açtım.
+ önemli değil sansa, olur öyle.

- jon ya, savaştan önce atıp tuttum yardımına gelmedim, hatalıyım.
+ sıkma canını robett, geçmişte kaldı o tatsızlık.

- jon, bu hatun bir çocuğu diri diri yaktı
+ ayıp etmiş, hadi bacım git gözüm görmesin seni.

jon olm sen ne şeker adamsın öyle. herkesi affettin ya lan? mel'in kafayı cinayetten, robett'in kafayı da ihanetten alabilirdin ama sanırım asıl tehlikenin farkında olduğun için bu tip meselelerle kafanı yormuyorsun artık. yoksa, böyle yumuşak olmak westeros'da direk ters tepen bir harekettir. bir kere öldüm, yine ölürüm diye bir nihilist bir kafada da olabilirsin gerçi.

kış resmen gelmiş olsa da, kuzeydeki gelişmeler fazlasıyla iç ısıtan cinsten olmaya devam ediyor. stark restorasyonu tamamlandı ve piç de olsa, kuzeyin hanedanları ve vale, jon'u kuzeyin kralı olarak kabul etti. herkesin jon'un peşinden gidiyor olması, savaşı kazanan ama istediğini elde edemeyecek gibi gözüken littlefinger açısından endişe vericiydi. kendisinin, sansa'yla beraber mutlu mesut westeros'u yönetme hayalleri başka bahara kalacak gibi gözüküyor ve westeros'da mevsimler haddinden fazla uzun sürüyor. burada bir çatışma kokusu almamak mümkün değil. sansa'nın baelish'i devreden çıkarmak için kuzeni robyn aryyn'i kafalamaya çalışması olası senaryolardan birisi. hatta, kuzey ve vadiyi resmen birleştirecek kuzenler arası bir evlilik bile olabilir çünkü böyle bir ihtimal baelish'i tamamen etkisiz eleman haline getirir. dizinin, çok dallı budaklı entrikalara vakti kalmadığı için böyle basit bir çözümün olası olduğunu düşünüyorum.

winterfell'de, jon'u desteklemek için ayağa kalkan ilk isim olan lyanna mormont'tan, diğer bir lyanna'ya, yani jon'un annesine geçiş yapmamız oldukça şekilliydi. bu sezon, tower of joy sahnelerinden istediğimizi öğrenemedik ancak bunun george martin'e yapılan bir kıyak olduğunu düşünüyorum. jon'un annesinin lyanna olduğunu öğrenmiş olsak da, grrm, eğer 6. kitabı 1 sene içerisinde çıkarabilirse, bu gizemi tamamen ortaya çıkartma zevkini kitaba saklamış olacak. gerçi, lyanna'nın ağzından 'onu öldürür' lafını duyar gibi olduk. bu öldürecek kişinin robert olduğunu ve bunun sebebinin jon'un bir targaryen olması olduğunu tahmin etmek zor değil. yine de, olayın tam olarak açıklanması için grrm'e şans verilmiş olması güzel.

bu arada ned'in, arthur dayne'in kılıcı dawn'u lyanna'nın yatağına dayaması, azor ahai fetişistlerinin salyalarını akıtmıştır sanırım. kanayan yıldızın altında doğma kehanetine göz kırptı dizi.


meereen

dizinin nispeten olaysız kısmı olan meereen'deki en önemli olay, dany'nin 'ittifak için evlenmem gerekebilir' nedeniyle, vibratörünü essos'ta bırakması oldu. ben, dany-jon evliliğinin olmasını istemediğim için bu laftan bayağı korktum açıkçası. lütfen diziyi böyle bir mutlu sona götürmeyin yapımcılar. lütfen!!

bir de dany daha neyin ittifakını istiyor anlamadım. ejderhalar, unsullied, dothraki, ironborn, dorne ve tyrell derken, dany'nin ordusu 200bin kişi filan oldu sanırım. bu haliyle kendisi haddinden fazla güçlü olmuş durumda. ne yapcak westeros'tan sonra orta dünya'ya filan mı saldıracak acaba? onunla ilgili yazdığım uzun entryde (#61315739), dany'nin başına gelebilecek olası aksiliklerden bahsetmiştim. sadece 14 bölümü kalan dizinin bunlardan ne kadarını işleyeceğini bilmiyorum ama şu anki haliyle, westeros istilası çantada keklik gibi gözüküyor. bu noktada görebildiğimiz tek potansiyel aksilik var ve onun da adı euron greyjoy.

bu bölümde çok fazla etkileyici sahne vardı ama bana 'yürü be aslanım' diye bağırtan an, tyrion'un hand of the queen olduğu sahneydi. kendisinin, king's landing'e ejderhalarla dönmesi bana aşırı zevk veriyor ve cersei'nin onun gelişini gördüğündeki suratını görmek için sabırsızlanıyorum. bu arada 'küçük kardeş' kehanetindeki kişinin tyrion olma ihtimali de var ancak ben yine de jaime'yi favori görüyorum.


the twins

jaime demişken, dizinin belki de en çarpıcı ikili diyaloglarından birini jaime ile walder frey arasında izledik. frey'e tiksinerek bakan jaime'nin, onun 'ikimiz de kral öldürdük' benzetmesiyle bir anda kendisini walder frey ile aynı seviyede görerek daha da tiksindiğini gördük.

arya'nın listesinde kalan 3 kişiden birisi olduğu için, walder frey'in sonu kimseye sürpriz olmamıştır sanırım. dizide kullanılan frey turtası, direk kitaptan alınma ancak bunu kitapta yapan kişi wyman manderly. dizinin bunu arya'ya yaptırma kararı ilginç olsa da, arya'ya hafiften psikopat bir hikaye vermiş oldu. buna gerek var mıydı, bilmiyorum. geçen bölüm, ramsey'i köpekler yerken gülümseyen sansa'dan sonra, bu sefer de walder frey'e kendi çocuklarını yedirip boğazını kesmekten zevk alan arya'yı görmüş olduk. intikam tatlı da olsa, bunların ned stark'ın çocukları olduğunu ve babalarının öldürmekten kesinlikle zevk almayan bir adam olduğunu hatırlamamız gerekiyor. stark çocuklarının saykolaşması aslında onların artık bir stark olmaktan ne kadar uzaklaştıklarını da gösteriyor. bunun tam tersine, stark olmayan jon'un bağışlayıcı yanını da aynı bölümde görmemiz ilginç oldu.


dorne

kameralar dorne'a dönünce yüzümde bir tiksinti belirdi ama olenna tyrell sağolsun, sand snakes'in ağzının payını vererek içimi rahatlattı. bununla ilgili uzun bir entryi bir yerlere yazmıştım ama dizinin, dorne yönetimini bu orospulara vermiş olmasının son derece saçma olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.


duvar

burada çok bir şey olmadı ancak benjen'in duvardaki ölülerin geçişini engelleyen büyüden bahsetmesi ilginçti. bloodraven'in mağarasını koruyan benzer bir büyünün, night's king'in bran'ın koluna bıraktığı iz ile kırıldığını daha önce görmüştük. bran'ın, duvarın güneyine geçmesinin, duvarın büyüsü üzerinde de benzer bir etki yapacağı anlamına mı geliyor bu bilmiyorum. umuyorum, duvarın sonu biraz daha görkemli bir şekilde olur.

bu bölümle ilgili ilk aklıma gelen noktalar bunlar. ilerleyen günlerde daha derinlemesine gireriz bu konulara.

--- spoiler ---