Gay Barlara Neden Eskisi Kadar Rağbet Edilmiyor?

LGBTIQ+ bireyler için bir dönem vazgeçilmez olan gay barlar artık eskisi kadar müşteri çekmiyor. COVID-19 salgını nedeniyle de büyük darbe alan bu işletmeler neden bu durumda?
Gay Barlara Neden Eskisi Kadar Rağbet Edilmiyor?

gay barlar, koronavirüs salgınından dolayı temelli kapanma tehlikesiyle, hatta “tarihe karışma” tehdidiyle karşı karşıya.

eşcinsellerin, daha kapsamlı tanımıyla lgbti’lerin, toplumsal kabul görmediği dönemlerde gittiği gay barlar, lgbti bireylerin ‘rahatsız edilmeden’ sevgili veya seks partneri bulabildiği, yargılayıcı gözlerden uzak dans edebildiği, başka lgbti’lerle rahat rahat sosyalleşebildiği yerlerdi.

tamamına genelleme yapamayız, “on binlerce ufak işletmeden söz ediyoruz”. eskiden, “doğası gereği”, “çok küçük bir niş müşteri grubu”na hitap eden gay barlar, ‘heteroların gittiği barlar kadar kalabalık bir müşteri kitlesi’ne asla sahip olamazdı. heterolar bir bara gittiklerinde “utanç duymak” ya da kendilerini saklamak zorunda kalmazdı. “gizlenip saklanmak”, beraberinde çeşitli tehlikeleri de getiriyordu. mafya tarafından haraca bağlanmak, polise rüşvet verince baskın tehlikesinden geçici olarak kurtulmak, lgbti düşmanlarının fiziksel ve bazen silahlı saldırılarına maruz kalmak gibi büyük riskler vardı.

son 10-15 yılda lgbti hakları açısından türkiye çok büyük değişimler yaşamadıysa da, dünyada büyük bir uyanış oldu. lgbti varoluşu tanındı, dışlanma ya da ötekileştirilme unsuru olmaktan çıktı. gay barda eğlenmek zorunda kalmanın ‘varoluşsal nedeni’ de ortadan kalktı. nostaljik olarak veya özel aktiviteler için gay barlara gidenler yine vardı; ancak, özellikle lgbti’lerin birbiriyle buluşmasını sağlayan şu akıllı telefon uygulamaları çıktığından beridir gay barları dolduran kitle yavaş yavaş kabuğuna çekildi.

evinde oturan bir gey, cep telefonunu açınca, kendi bulunduğu yere ‘en yakın mesafedeki’ geyleri görür ve beğendiklerine mesaj atar. barda tanıştığı geyler aktif mi, pasif mi bilemeyebilir; ancak uygulamalara girdiğinde, buluşmaya gerek dahi duymadan vücut fotoğraflarını bile görebilir. dolayısıyla, “gay barlara gidip alkole bir çuval para vermenin gereği yoktur”. sırf bir başka geyle sevişmek için, gay bara gitmeye ve geyleri hoş görmeyen şehirlerde “dolaptan çıkıp mimlenmeye” de gerek yoktur.

geçtiğimiz 10 yılda, abd’deki gay bar sayısı yaklaşık %40 azalmış. bazı şehirlerde gay bar kalmamış. gay barların bulunduğu mahalleler muteberleşmiş, çok pahalı mahalleler hale gelmiş. gay barlar da yüksek kiraları ödeyemeyince başka yerlere taşınmak veya kapanmak zorunda kalmış.

geçen yıl, müşteri bulmakta zorlanan ‘40 yıllık’ lgbti barının buldozerle yıkılıp butik otel vale otoparkına çevrildiğini gördü bu gözler. hafta içinde, zaten pek gelen giden olmuyordu. haftasonlarında da, ancak, özel bir aktivite olursa, cuma - cumartesi akşamları ve belki pazar günü gündüz dolabiliyordu.

başka bir şehirde, peş peşe iki gay bar kapandı, biri süpermarkete dönüştü, diğerinin yerinde ise başka bir mağaza açıldı. başka bir şehirde, gay bar hetero barına dönüştü. önce, “rahatsız edilmeden rahatça eğlenmek isteyen” hetero kadınlar geldi. sonra, bu ‘hetero kadınları tavlamak isteyen hetero erkekler’ geldi. lgbti’ler o bara gitmez oldu. mekanın dışına yine gökkuşağı bayrağı asmışlar, o da içki fiyatlarını yükseltmeye yarıyor. gay barlar, genelde heterolara hitap eden barlardan daha pahalıdır.

yukarıda anlattığım şeyler koronavirüs salgınından önce gerçekleşti ve 5-10 yıllık bir gerileme eğilimini yansıtıyor. koronavirüs salgını ise, gaza bastı ve bar sektörünü (hatta “eğlence sektörünü”) genel olarak durdurdu, gay barları ise yok etti.

gay barlar, lgbti’lerin birbirine yakın olması, hatta sürtünmesi için ‘kasten daracık yapılmış’ mekanlar. hayatımda gittiğim hiçbir gay bar çok geniş değildi, hepsinde birilerine sürtünerek geçebiliyordum. hiç nefes alacak yer olmadığı için, koronavirüsü jet hızı ile yayabilecek devasa birer inkübatör görevi gören gay barlar, kamu otoritesinin aldığı kararla salgının durdurulması amacıyla geçici olarak kapatıldı.

gay barın geçici olarak kapatılması, ‘kira ve sigorta’ gibi sabit giderleri ortadan kaldırmıyor. çalışanlara maaş ödenemiyor. mutfak için alınan yiyecekler bir süre sonra bozulup çöpe atılıyor. bunların hepsi de gay barın sahiplerinin hanesine zarar olarak yazılan masraf kalemleri. salgından dolayı, gay bar müşteri ağırlayamayınca, gelir olmuyor. zarar da katlanarak artıyor. salgının ne zaman biteceği bilinmediği veya öngörülemediği için, geçici olarak kredi çekip sabit giderlerin ödemesini yapmak söz konusu olmuyor.

gay barların bulunduğu taşınmaz sahipleri, mekanı kiralayan gay barın çıkmasını talep ederse, gay barı açan işletmeci de gidecek yer bulamıyor. zaten gey müşterinin büyük bir bölümü de virüsü kapmamak için evden çıkmıyor. dolayısıyla, lgbti tarihinde çok önemli yer tutan, toplumsal hafıza için değerli olan gay barlar tarihe karışıyor.

salgın olmasaydı, gay barlar en fazla 3-4 sene daha dayanıp, sonra kendiliğinden yok olacaktı. salgın o süreyi 3-4 aya indirdi. gay barlar, salgın bitince bile kapılarını açamayabilir. belki 1-2 gay bar müze gibi olur ve hem girişte, hem içki başına para alır, zararı finanse etmeyi kabul edecek girişimciler tarafından yaşatılır. yoksa, salgın bittiğinde gay bar görmeyiz.

dünyada lgbti’lerin maruz kaldığı ayrımcılıklar da yok olmadı. ayrımcılık şekil değiştirdi sadece. tarih tekerrür etmesin diye, gay barların “sembolik” dahi olsa yaşatılmasını tercih ederdim. yaşatılması, lgbti toplumunun cüzdanını açmasına ve paralarıyla gay barları desteklemesine bağlı. yoksa, yaşam desteği kalmayacaktır ve gay barlar ölecektir.