Genellikle Hepsi Birbirinin Aynı Sanılan Feslerin O Dönemki Farklılık ve Anlamları

Fesleri seri üretimden çıkmışçasına, birbirinin tıpatıp aynı şeyler sanıyorsanız yanılıyorsunuz. O dönemde de feslerin bir modası, anlamı vardı.
Genellikle Hepsi Birbirinin Aynı Sanılan Feslerin O Dönemki Farklılık ve Anlamları

- fesin renginden, giyenin politik duruşu şıp diye anlaşılıyormuş: narçiçeği renkli fesler padişaha bağlılığın sembolü, aynı zamanda curnalciler, casuslar, hafiyeler ile padişah yaverlerinin favori rengi. ayrıca ikinci abdülhamit'e yakın olanlar, örneğin kabasakal mehmet paşa, fehim paşa ve de kenan paşa narçiçeğine bilhassa düşkünler. diğer paşalar ve de vezirler ise koyu güvez, yumuşak ve de kulakları örtecek derecede geniş fes giyerlermiş.

- gençler ise vişne çürüğü renkli ve de kuş gibi hafif fesleri tercih ediyorlar. bıçkın, külhanbeyi gençler ise sıfır numara, yani en dar kalıplı feslerden takıyorlar.

- züppelerin ve zıpçıktıların giydiği fes ise charleston marka hasırlı fes ki bunların içine hasır yerleştirildiğinden fes, uzun süre ütülü kalıyormuş.

Kabasakal Mehmet Paşa

- bu arada feslerin arkasında bulunan ve dobril adı verilen püskülün birbirine karışması pek muteber addedilmediğinden sokaklarda, kahvelerde seyyar püskül tarayıcılar dolaşırmış. istanbullular ise püsküle püs diyorlar. püskülün yanda mı yoksa arkada mı konumlandırılacağı da mühim. zira bazılarına göre erkek adam püskülü arkaya atar, yana değil!

- 1839'da ilan edilen tanzimat fermanının gayrimüslimler açısından kazanımlarından biri de fes takma hakkına sahip olmaları. örneğin ünlü banker avram kamondo'nun ferman sonrası ilk işi, başında fesi üstünde ise geleneksel yahudi kıyafetleriyle yağlı boya tablosunu yaptırıp bahtiyar hanındaki kamondo bankası müdürünün bekleme odasındaki duvara astırmak olmuş.


- hasırlı feslerden sonra en fazla tercih edilenler 1905'te piyasaya giren ve üstünde üç tane hava deliği olan şlik markalı fesler ki bunların halk arasındaki adı şıllık fesi. bitli tevfik'in, bu fesi takıp çalım satan sonradan görmelere yazdığı bir şiir şöyle:

gözde mavi gözlüğü başında şıllık fesi
yukardan bakan beyim küçük görür herkesi
daha dün yalın ayak yarım pabuç sürterken
bize mi bu çalımın türedi menteresi (menterecii)
kasımpaşa'da doğdun beyoğlu'nda gezersin
a benim züppe beyim ebeoğlu teresi

- dahası, onlarca fes türü var: ali kurna fesi (tunus fesi), iskender, pinel, poti, çifte pehlivan, vayl, fırt, bol fort, volpning, promiyer kalite, kibarlara mahsus koehler, davut vezir fesleri, hamidiye, büyük hamidiye, aziziye, tam zuhaf, yarım zuhaf, efendi biçimi, izmir biçimi....

- bunca türü ve herbirinin de ayrı ayrı alıcısı olan fes piyasasının ekonomik büyüklüğünü düşündüğünüzde, şlink feslerinin osmanlı distribütörü ve en büyük fes imalatçılarından tunuslu ismail cebbar'ın 1925'deki şapka devrimi sonrası zararının ne kadar büyük olduğu, bir gece yitirdiği yüzbinler daha net anlaşılabilir.

kaynak: salah birsel - sergüzeşti nono bey ve elmas boğaziçi