Gezegenlere Dair Herhangi Bir Fiziksel Temas Olmadan Veri Toplayan Bir Bilim: Uzaktan Algılama

Hiçbir şekilde üzerine araştırma yapılan gezegeni ziyaret etmeden, ona dair bilgiler toplayan "uzaktan algılama" bilimi gerçekten heyecan verici. Mars'ta bulunan su keşfinin bu bilim aracılığıyla yapıldığını düşününce daha büyük birçok keşfin de kaçınılmaz olduğu apaçık ortada. Sözlük yazarı "paul atreides muaddib", bunun nasıl mümkün olduğunu açıklamış.
Gezegenlere Dair Herhangi Bir Fiziksel Temas Olmadan Veri Toplayan Bir Bilim: Uzaktan Algılama
iStock.com


hatırlarsınız, bundan bir süre önce nasa mars'ta su bulduğunu açıklamıştı. peki nasa'nın açıkladığı kadarıyla mars'a uzay aracı gönderilmemiş, fiziksel bir örnek alınıp incelenmemişti.

peki bu adamlar, mars'a gitmeden örnek almadan mars üzerinde su bulduklarından nasıl bu kadar eminler, bunu nasıl ifade edebiliyorlar. bu sorunun cevabı uzaktan algılama yönteminde yatıyor, peki nedir bu uzaktan algılama?

uzaktan algılama isminden de anlaşılabileceği gibi; cisimler hakkında uzaktan bilgi toplama bilimidir. arada fiziksel veya mekaniksel temas olmaksızın, bir cisimden yayılan ışınım özelliklerinin nitelik ve nicelik yönünden değerlendirilmesi ile bulunur. 

peki uzaktan algılama nasıl çalışır?uzaktan algılamanın çalışma prensibi basitçe şöyledir:


bir aydınlatma, ışınım kaynağınız vardır. bizim galaksimiz için bu güneştir. bu işlem için özel geliştirilmiş hava araçları ve uydular da bulunmaktadır. ışınım kaynağından yola çıkan enerji yeryüzüne gelir ve buradaki cisimlerin yüzeylerine çarpar, gelen bu enerji cisimlerin karakteristik yapısına göre bir kısmı absorbe edilir ve geri yansıtılır, bu yansıyan dalgalar bir uydu aracılığı ile toplanıp işlendikten sonra cismin ne olduğu belirlenir. ancak cisime güneş tarafından gelen enerjinin dalga boyu ile cisim tarafından yansıtılan enerjinin dalga boyları birbirlerinden farklıdır.

burada ufak bir pencere açıp güneş enerjisinden bahsetmek istiyorum. güneş enerjisi; kaynağı güneş olan ısı ve ışıktır. güneş'in çekirdeğinde yer alan füzyon süreci ile hidrojen gazının helyuma dönüşmesinden açığa çıkan ışınım enerjisidir. ve bu oluşan ışınım enerjisi dalga boyu şeklinde yayılır. güneş ışınımı değişik dalga boylarında yayılır. yayılan bu dalga boylarının sıralı görünümü de güneş spektrumu olarak isimlendirilir. tam olarak ifade edilecek olursa; güneşten yayılan ve bilinen farklı dalga boylarındaki tüm elektromanyetik radyasyonun bütünü elektromanyetik güneş spektrumu olarak isimlendirilir. anılan bu spektrumda, güneş ışınımı dalga boylarına göre sıralanır ve aşağıda verilen temel gruplar ile ifade edilir. bunlar;

1- gama ışınları

2- x- ışınları

3- ultraviyole ışık

4- görünür (visible) ışık (insan gözü ile sadece bu alanda kalan dalga boylarını görebilir, diğer kısımda kalan dalga boyları insan gözüyle görülemez. gördügümüz tüm renkler de bu alana dahildir.)

5- kızıl ötesi (ınfrared) ışık

6- radyo dalgaları’dır.

şöyle diyagramlarla daha kolay anlaşılabilir


konuya geri dönecek olursak

güneşten gelen dalga boyları yeryüzündeki cisimlere çarpar, cisimler gelen bu dalga boylarını kendi yapısına göre değiştirerek tekrar yansıtır. bu yansıyan dalga boyları bir uydu ile tekrar toplanıp işlenir ve cisimin ne olduğu belirlenir. buna spectral analiz de denir. mesela burada suyun spectral analizi bulunmaktadır. 

4

ve bu olay su ile de sınırlı kalmayıp dünya üzerindeki tüm cisimler için yapılabilir ki "amerika birleşik devletleri jeoloji araştırmaları kurumu" hemen hemen dünya üzerindeki bulabildiği tüm kaynakların; yerüstü sularının, kayaların, madenlerin, minarellerin, bitkilerin hatta beton ve asfaltların için bile spectral araştırmasını yapıp kütüphanesini oluşturmuştur, şuradan ulaşabilirsiniz.

son olarak eğer yeterli kaynağa ve bilgiye sahip olunursa, dünya yüzeyinde veya başka bir gezegen yüzeyinde bulunan kaynaklar herhangi bir fiziksel temas olmadan haklarında bilgi sahibi olunabilir, bu konu hakkında bilgi sahibi olduğumda ufkum katlanmıştı umarım size de bir şeyler katabilmişimdir.