Giderek Daha Dar Bölgelere Sıkışmak Zorunda Kalan Orangutanlara Yapılan Zulüm

Dünya Doğa Vakfı'na (WWF) göre son 100 yılda orangutanların son anavatanları Borneo ve Sumatra'da nüfusları yüzde 91 oranda azaldı. Durum böyle giderse nesilleri tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Burada suçlu kim peki? Elbette insan!
Giderek Daha Dar Bölgelere Sıkışmak Zorunda Kalan Orangutanlara Yapılan Zulüm

iki milyon yıl önce orangutan nüfusu neredeyse asya'nın çok yerinde görülebiliyormuş. çin, vietnam, sumatra, java ve kalimantan bu türün yaşadığı yerler iken şimdi sadece sumatra ve kalimantan'a sıkışmış durumdalar.

insan, her zaman orangutanlar için, belki de orangutanların insan için teşkil ettiğinden çok daha büyük bir tehdit oldu. orangutan etini lezzetli ve şifalı gören insanlar tarafından avlandı ve günümüzde halâ avlanmaya devam ediyor. allah, birçok insana akıl verdi ama onlar fikir ve vicdandan yoksundular, bu devasa canlının bir tavada pişip 5 kişinin iki öğünde yiyip bitirdiği eti hem lezzetli, hem de şifalı sayıldı.


içinizi karartacak birkaç orangutan zulmü yazacağım affınıza sığınarak...

2013'te pontianak isimli kalimantan şehrine bağlı bir beldede, bir avcı geyik avlamak maksadıyla soteleniyordur (yersen) ve uzaktan bir geyik gördüğünü sanır. silahını ateşler ve o sırada kendi halinde takılan orangutanı yere serer. orangutan köye götürülür. geyik beklerken orangutan ölüsünü karşısında gören köylü şaşırır ve "biz bununla ne yapacağız şimdi?" diye kara kara düşünür. sonunda "bari biz bunu garnitür niyetine pişirelim de yensin bitsin" derler ve pişirirler. derisi yüzülür, kafası, elleri ve ayakları evin çatısında kurutulur ve saklanır. (muhtemelen büyü için kafa, eller ve ayaklar kullanılıyor) bir süre sonra polis de bu kişileri yakalar. "niye öldürdünüz orangutanı olm?" diye sorar. yukarıdaki hikayeyi polise de anlatırlar. "peki madem yanlışlık olduysa" der memur bey. "hadi bana eyvallah" deyip köyden çıkarken sorar :"lezzetli miydi len bari?" getirirler bir tabak, hep beraber lüp.


yine başka bir olayda sumatra'nın aceh bölgesinde güzelim bir dişi orangutan bölge halkı tarafından dövülür, kafasında ve vücudunda şişlikler oluşur, yetmez kör edilir, o da yetmez kurşunlanır. sebebi ise şok edicidir. küçük ve şirin orangutan yavrularını alıp zenginlere satmak isterler. anne orangutan da evlatlarının kaçırılmasına mani olmak için kendisini ve evlatlarını savunur. insan müsveddeleri de "sen misin analık yapmak isteyen?" derler ve orangutanı linç ederler.

bir diğer orangutan zulmü, palmiye yağı palmiyesi (kelapa sawit) ve kağıt hamuru ekimi için alan açmak maksadıyla doğa katliamı yapan tröstlerin çalışanları ile orangutanların karşı karşıya kalması yüzünden yaşanır. kameraya yansıdığından olsa gerek bu orangutan bayıltıldı ve şantiye alanından çıkartılıp bksda isimli doğa polisine teslim edildi. kameraya yansımayan yerlerde meydana gelen insan orangutan karşılaşmalarında ise orangutanlar genellikle öldürüldüler.


gelelim "bir orangutanı nasıl evsiz bırakırız?" bahsine! 2015 yılıydı. endonezya'nın kalimantan bölgesinde 2.6 milyon hektar büyüklüğünde bir orman alanında yangın çıkmıştı. istanbul ilinin toplam büyüklüğünün 538 bin hektar olduğunu hatırlarsak, yanan bölgenin ne kadar devasa olduğu ortaya çıkar. bu bölgedeki yangınların oluşturduğu duman laos, kamboçya, tayland, malezya, singapur ve hatta hindistan'a kadar gitmiş ve havayı kirletmişti. sorumluları asla yakalanamadı ama bu yangınların normal ormanı yakıp yerine ticari olarak getirisi yüksek olan palmiye yağının elde edildiği palmiyelerin dikilmesi amacını taşıdığını herkes biliyordu.

yangınlar eş zamanlı olarak sumatra adasında da başlamıştı. bu iki alan, orangutan olarak bildigimiz eşsiz canlı türünün de dünyada bulunduğu tek bölgeydi. ormanları palmiye yağı ve madencilik gibi monokültür arazilerine dönüştürerek orangutanları yaşamak için yeni yerler bulmak zorunda bırakırsan, orangutan ilk olarak kendine başını sokacak ya da beslenecek bir yer arar ve ilk bulduğu bahçe sana aitse oraya girer. ve sen de yetkilileri aramak yerine eline tüfeği alıp onu vurursun. yangınlardan kaçıp insan yerleşim bölgesinde nefes almaya çalışan korkmuş orangutanların öldürülmesiyle ilgili 100'lerce vakadan bahsediliyor. orangutanlara yaşatılan inanılmaz bir dehşet bu. seni rahatsız eden kim? bir orangutan! neden? çünkü sen onun evini, ormanı yaktın! senin asıl kusurlu olduğun çok açık iken öldürülen orangutan oldu. bu güzelliğe nasıl kıyabiliyorsun?


orangutanlar yedikleri meyvalarla, tohumlarla ormanların yenilenmesine yardımcı olurlar. orangutanları kurtarmak, endonezya ormanlarında yaşayan memelilere, kuşlara, sürüngenlere, amfibilere, böceklere, bitkilere ve diğer çeşitli türlere de yaşama olanağı sağlar. yani önemli olan habitatı korumaktır. kimi dinlemişler ki beni dinleyecekler lakin ben de bağırayım: tarlalar açmak, madencilik yapmak, avcılık, yasadışı ağaç kesimi ve sanayi tesisi geliştirme için ormanları yok etmeyi bırakın. orangutanlara karşı acımasız olmayı bırakın ki allah belanızı yavaşça versin.

yazımın sonunda dünyanın en güzel yaratıklarından birisi olan albino orangutan alba ile sizi baş başa bırakayım. insanoğlu bu güzelliği yakın gelecekte sadece rüyasında ve bir de youtube'da görebilecek anlaşılan: