Groundhog Day Filminde Olup Biten Şeylerin Net Bir Açıklaması

Ballı süt kıvamındaki film Groundhog Day'deki (1993) olaylara fazla kafa yormamış ve kendinizi sıcak hikaye akışına bırakmış olabilirsiniz ancak fark etmeyenler için birkaç çıkarımı paylaşmak istedik, buyrun.
Groundhog Day Filminde Olup Biten Şeylerin Net Bir Açıklaması

groundhog day her sene mutlaka izlediğim filmlerden biridir ve her izleyişimde de ilk defa izliyormuş izlenimi yaratır bende.

filmde dikkatimi çeken şey, yönetmen harold ramis’in insan ilişkileri adına söyleyecek sözü olmasıdır. misal phil, rita’yı etkilemek için elinden geleni yapar ve aynı günde yaşadığı onlarca yıl boyunca rita hakkındaki tüm ayrıntıları öğrenir. bu sayede rita’yla mükemmel randevuyu en ince ayrıntısına kadar ayarlar. randevuda, rita’nın en sevdiği şiiri okur, ona en sevdiği içkiyi ısmarlar hatta birlikte ortak bir hayali paylaşırlar. phil adeta, rita’yı etkilemek için bambaşka bir insana dönüşür.


teoride rita’nın phil’e defalarca aşık olması gerekirken bir şeyler ters gider ve rita her gecenin sonunda phil’i tokatlar. phil tüm bu çabaların ona rita’yı getirmeyeceğini anladığında bu duruma son verir ve gününü tamamen kendi yapmak istediklerine ayırır. piyano dersleri alır, buzdan heykel yapmayı öğrenir, ağaçtan düşen bir çocuğu her gün kurtarır. o gün ne yapmak istiyorsa onu yapar, birisini etkilemek için değil, sadece kendi istediği için yapar.

işte o günün gecesinde tuhaf bir şey olur ve rita, phil’den hoşlanmaya başlar. phil, rita’yı etkilemek için ya da onun sevgisini kazanmak için en ufak bir şey yapmamıştır. sadece kendi gibi davranmış, en çok yapmak istediği şeylere odaklanmış ve kendini diğer insanlara adamıştır. bu da ilişkiler adına çok önemli bir ayrıntıyı içinde barındırır: yani rita, phil’i; phil olduğu için, phil olarak sever. onu etkilemek için dönüştüğü kişi olarak değil. phil, 8 yıl 8 ay ve 16 gün boyunca sürekli aynı günü yaşarken ne yaparsa yapsın yine aynı sabaha kalkar. defalarca intihar etse de durum değişmez.


phil, farklı bir sabaha uyanmadan önceki günü insanlara yardım ederek geçirir. ağaçtan düşen çocuğu yakalar, tekeri patlayan yaşlı teyzelere yardım eder, boğazına bir şey kaçmış adamın hayatını kurtarır, o gün ölecek olan yaşlı bir adamın son gecesinde onu yalnız bırakmaz.

phil, iyiliğe adanmış bir gecenin sabahı ancak farklı bir güne uyanabilir. yani phil, insanların hayatlarına dokunmadığı sürece aynı günü yaşar. phil’in gününü farklı kılan, dokunduğu hayatlardır.

her gün aynı güne uyandığını hissettiğin olmuyor mu hiç?

aynı rutinleri yaşarken bulmuyor musun kendini? zaman geçip gidiyor, daha doğrusu bir türlü geçmiyor, ve sen çoğu zaman memnun değilsin belki de? tekdüzelikten şikayet ediyorsun, sıkışmış hissediyorsun kendini her gün tekrarlanan bu günde. çünkü fark edemiyorsun, sıradan bir günün içine sıkışıp kalmış ufak ayrıntıları, keyfini süremiyorsun inceliklerin, yürüyüp geçiyorsun yanlarından. fransızca mı öğrenmek istiyorsun, öğren. piyano mu çalmak istiyorsun, durma çal. buzdan heykel mi yapmak istiyorsun, senindir. denemek istediğin, öğrenmek istediğin, görmek istediğin, yapmak istediğin, söylemek istediğin ne varsa bugününün içinde olabilir, sen istersen.


sen aynı günü defalarca yaşarken, zamanın bir türlü geçip gitmediğini düşünürken, sürekli farklı bir şeyler istediğini söyleyip dururken, zaman aslında geçip gidiyor. köşe başında saklı duran dejavu'ları, küçük ayrıntıları, farklı renkleri yaşadığın bu güne katmak için, onları sadece mutfakta ararsan eğer yanılabilirsin, bilesin.

phil: do you ever have déjà vu, mrs. lancaster?
mrs. lancaster: i don't think so, but i could check with the kitchen.