Hacettepe Tıp Fakültesinin Müfredatına Giren Efsane Robin Williams Filmi: Awakenings

1990 tarihli film, izleyicisini Hollywood'un Hollywood olduğu döneme götürüyor ve üstüne Robert De Niro ve Robin Williams'ın nefis performanslarını seyrettiriyor. O kadar etkili olmuş ki ülkemizin tıp literatüründe bile kendine yer bulmuş. İnceleyelim.
Hacettepe Tıp Fakültesinin Müfredatına Giren Efsane Robin Williams Filmi: Awakenings

awakenings, 20 aralık 1990 tarihinde vizyona girmiş olan bir dram filmi

yönetmenliğini penny marshall'ın yaptığı filmin senaryo yazarlığını ise steven zaillian üstlenmiştir. filmin hikayesi ise; oliver sacks'ın, film ile aynı ismi taşıyan, romanından uyarlanarak oluşturulmuştur. hikaye ise belirtildiğine göre gerçek bir yaşam öyküsünden alınmıştır. filmin başrollerinde robert de niro ve robin williams bulunmaktadır. konu olarak; katatonik hastaları tekrardan yaşama döndürmeye çalışan, o'nları tekrardan eski hallerine getirmeye çalışan bir doktorun çabası ve çalışması anlatılmaktadır. mükemmel bir hikayesi vardır ama spoiler olmaması için sadece bu kadarını yazabiliyorum.

film, bu yazının yazıldığı tarih itibarıyla, 7.8 imdb puanına sahiptir. yapım ayrıca 63. akademi ödülleri'nde "en iyi film", "en iyi aktör" ve "en iyi uyarlanmış senaryo" dallarında 3 adet oscar ödülü adaylığına sahiptir. ayrıca filmin, 1991 senesinde düzenlenen altın küre ödül töreninde robin williams ile de 1 adaylığı bulunmaktadır. maalesef bu törenlerde herhangi bir ödül kazanamamıştır. box office mojo verilerine baktığımızda ise 29 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen bu film, toplamda 52.1 milyon dolarlık hasılat elde etmiştir. film, ülkemizde ise 10 mayıs 1991 tarihinde vizyona girmiştir.

gerçekten beni dümdüz eden, yıkıp geçen bir film olduğunu belirtmek istiyorum

bu film hakkında konuşmak istediğim, tartışmak istediğim birçok şey var ama hakkında biraz da araştırma yapmak istedim. yapım, tıp alanında da kendine yer bulan ve bazı ders kayıtlarına girmiş olan bir filmdir. öyle ki, "hacettepe üniversitesi tıp fakültesi’nde lisans düzeyinde etik eğitimi" kapsamında 2. dönemde verilen "sinemada hekim temsilleri: tıp etiğini filmlerle anlamak" isimli bir dersin içerikleri arasındadır. kaynak


filmi yorumlamaya geçmeden önce robert de niro için ayrı bir paragraf açmak istiyorum

kendisinin; james conway, vito corleone, travis bickle gibi çok kültleşmiş, klasikleşmiş, ikonikleşmiş ve kendisiyle özdeşleşmiş rolleri var. lâkin şunu rahatlıkla söyleyebilirim: bu filmdeki leonard lowe karakterindeki performansı, kendi filmografisindeki en sağlam bireysel karakter performanslarından birisi (hatta belki de en iyisi) olabilir. vito corleone'den veya taxi driver ya da goodfellas filmlerindeki karakterlerinden daha efsanevi, iyi, bilinir olmuş demiyorum yanlış anlaşılmak istemem. sadece o rolün performansı, gerçek bir hikayenin aynı gerçekçilik ile beyaz perdeye dökülmesi, muazzam bir karakter yansıtması gerçekten tüyleri diken diken ediciydi. üstelik, bu karakter pek de robert de niro filmlerinde görmeye alıştığımız karakterlerden değildir. o yüzden farklı bir alanda bu kadar iyi oynayarak oyunculuğun tanımını yapması da bu roldeki performansını eşsiz kılmaktadır bence. o dönem oscar'da "en iyi aktör" ödülünü kazansa, bence kimsenin itirazı olmazmış gibi geliyor. tabii o sene ödülü kazanan jeremy irons'ın oynadığı film olan reversal of fortune'u izlemediğim için "bence o'nun yerine almalıydı" gibi bir şey söyleyemiyorum. sadece alabilecek kadar iyi oynamış, diyerek geçiyorum burayı.

Uyarı: Buradan sonrası spoiler içerir.

filmin ilk 20-25 dakikasını atlattıktan sonra genel anlamda robert de niro'yu ve oyunculuğunu izlemeye başlıyoruz. zaten film ilk başlarda epeyce bir karmaşık ve düzensiz geliyor. bir doktor var, bir iş almaya ve çalışmalarını sürdürmeye çalışıyor. karşısında da o doktora inanmayan, çalışmalarını veya bulgularını alaya alan bir başka doktor ekibi var. bu idealist, hastalara gerçekten iyi niyetle yaklaşan, kendini bu mesleğe adamış doktorumuz ise yılmadan ilerliyor ve bu süreç içerisinde bir hemşirenin, kendisine inanan bir karakterin desteğini alıyor. aslında bakıldığında kahraman - anti kahraman olgusuna göre epeyce klişe bir konu. lâkin iş aslında bu klişe konunun, bu standart hasta - doktor ilişkisinin güzelleşmesinde ve sadeliğinde yatıyor.

robert de niro'nun, ilk kez yataktan kalkıp gidip çizim yaparken doktor sayer ile konuştuğu sahne gerçekten harikuladeydi. ne mükemmel rol yapmış üstat, vallahi ağzım açık ve mükemmel bir sevinç ile izledim o sahneyi. insanı hem duygulandıran, hem de insanın içini kıpır kıpır eden bir sahneydi. yavaş yavaş konuşması, 30 senedir konuşmamasının getirdiği yavaşlığı atması, karşısındaki ile tekrardan iletişim kurmasıyla birlikte gelen sevinci yüzüne yansıtması, en ufak şeyden duyduğu mutluluk ile dışarıya neşe saçması harika işlenmiş ve oynanmıştı.

mevzubahis sahne


filmde, değişen dünyaya ve yeni yaşam şartlarına intibak etmeye çalışan hastaların yaşadığı zorluklar ve tuhaflıklar da harikulade anlatılmış

leonard'ın, en son kendisini hatırladığı dönemlerde daha emekleme dönemine girmemiş olan rock and roll müziğin, kendisine bir daha geldiği dönemde dünya genelinde büyük bir sansasyona ve bilinirliğe kavuşmuş olduğunu görmesi ve bu müzik türünü tanımlayamaması gibi güzel ve çağ farkını anlatan sahneler mevcuttu. tabii bunu kendi yaşantımıza uyarlarsak; her geçen gün daha da hızlanan gündem değişimi, gelişim, ilerleme gibi durumları hesaba kattığımızda, 3-4 gün bile internete ya da diğer iletişim kaynaklarına bakmasak ne kadar çok gündemi kaçıracağımızı bir düşünmeliyiz. bir de bu 3-4 günü, birkaç ay yapıp düşünün; sonra da bu birkaç ayı, 30 sene yapın ve hayatınızda neleri kaçıracağınızı hesap edin. düşünün, 20 yaşındayken girdiğiniz psikolojik ve nörolojik durumdan tam 50 yaşındayken çıkıyorsunuz. yani kendinizi 2051'de hayal edin. ne kadar çok şey değişmiş, ne farklı giyim stilleri, ne farklı müzikler, ne farklı teknolojik aletler gelmiş olurdu değil mi? bunun sağlamasını yapmak için de kendinizi 1991 senesine atabilirsiniz. 1991'de olmayıp da bugün olan şeyleri düşündüğünüzde aslında geçen yıllar ile birlikte dönüşen ve gelişen şeylerin hayalini kurabilirsiniz. işte filmi bu bilinç ve atmosferde izleyince, filmin etkisi bile bambaşka oluyor.

tabii burada vurgulamak istedikleri başka bir nokta var bence. buradaki hastaların hepsi bu duruma geçtiklerinde birinci dünya savaşı'nı görmüş, bir kısmı ise ikinci dünya savaşı'nı dahi görmüş ve sonrasında bu duruma yakalanmış hastalar. baskıcı, faşistlerin kol gezdiği; etrafa bombaların düştüğü; açlığın, salgının, sefaletin, kanın ve vahşetin olduğu; atom bombalarının ilk kez denendiği ve insan genetiği üzerinde inanılmaz dehşet verici deneylerin yapıldığı seneleri görmüş olan bu insanların, uyandıktan sonra 68 kuşağı ve vietnam savaşı'nın ters etkileri ile "savaşa hayır, daha fazla özgürlük" dünyasında gözlerini açmaları elbette ki denge bozacak, insanı şaşırtacak ve bocalama yaşatacak bir dönemdir.


filmde dikkatimi çeken önemli bir sahne daha oldu

leonard, basamaklardan yavaş yavaş ve teker teker inerken; aynı şekilde bir çocuk da basamakları leonard gibi teker teker ve adım adım çıkıyordu. burada "kaç yaşında olursan ol, bebek de olsan, belli şeyleri geçirmiş orta yaşlı bir insan da olsan bazen her şeyi sıfırdan başlatabilirsin." mesajı güzel bir sahne ve denk geliş ile verilmiş.

son olarak da, filmdeki en zor duyguya gelecek olursak: alıştığın ve geri döndüğün hayatı bilinçli olarak adım adım kaybettiğini görmek. 30 yıldır hareketsiz bir şekilde, heykel gibi yaşıyorsun ve sonra birisi gelip sanki seni donmuş halinden çözer gibi gerçek hayata döndürüyor. ardından ise yürüme, konuşma, yemek yeme, kendi kendine giyinme, tıraş olma gibi bireysel becerilerini tam kazandım ve bir kadına aşık oldum derken tekrardan aynı duruma dönmeye başladığını görüyorsun. bunun hem psikolojik, hem moral, hem de sıhhat anlamındaki darbelerini düşünemiyorum bile.

10/10'luk filmdir. kesinlikle seyretmenizi tavsiye ederim.

filmle alakalı kaynaklar:

new york times - review/film; from a living death to life in 'awakenings'
nöroblog - “uyanışlar” üzerine
hacettepe üniversitesi tıp fakültesi'nde lisans düzeyinde etik eğitimi
imdb - awakenings
box office mojo - awakenings
(en) wikipedia - awakenings
box office türkiye - awakenings