Harry Potter'ın Şahgaga'nın Sırtına Bayağı Bayağı Eyersiz Binmesi

Koskoca Dumbledore'un Hogwarts müdürü olduğu dönemde gerçekleşen emniyetsiz ve yakışık almayan olayı inceliyoruz.
Harry Potter'ın Şahgaga'nın Sırtına Bayağı Bayağı Eyersiz Binmesi

harry'nin şahgaga'nın sırtına eyersiz binmesi, harry potter izlerken dikkatimi çeken ilginç bir olaydır. 21-22 yıllık bir geçmişi olan köklü bir sözlük olan ekşi sözlük'te nasıl bu zamana kadar kimsenin aklına gelmedi, aklım ermiyor.

serinin üçüncü filmi olan harry potter ve azkaban tutsağı filminde, hagrid'in ders verirken tanıttığı orijinal ismiyle buckbeak bizdeki ismiyle şahgaga'nın sırtına harry potter denen bu kerkenez eyersiz biniyor. abi, şahgaga gibi bir mitolojik yaratık ile hiç karşılaşmadım ama rahmetli dedem 78 adana gazi koşusu'nu, 81 istanbul cumhurbaşkanlığı koşusu'nda şerefli yedincilikler elde etti. yine, sivas gölova'lıyım, bilenler iyi bilir burada doğan erkek çocuklarını 7 günlük iken atın sırtına oturturlar. buckbeak/şahgaga yarı at tarzı bir canlı olduğu için onu en iyi şekilde analiz edebilecek donanıma ve birikime sahibim.

ilk önce şahgaga'nın fizyolojik yapısının irdelememesi gerekiyor. şahgaga'ya yakından bakarsanız ön iki ayağının, arka iki ayağına göre daha uzun ve ince olduğunu göreceksiniz. arka ayakları ise daha çok kalça ile birleşmiş, ve oradan kaslı bir yapı olarak daha kısa duruyor. bu ne demek oluyor? şahgaga'nın ön tarafından arka yani kuyruk sokumuna doğru olan kısmı, aynı kaydırak gibi. yani şahgaga dik durduğunda, sırtına oturacak biri şayet eğer ya da başka bir tutunacak bir şey olmazsa, şahgaga havalanırken aynı su kaydırağından kayar gibi kayması gerekir. çünkü eyersiz oturulmasına ve denge kurulmaya sağlayacak bir sırt boşluğu yok. mesela atlarda bunu görebilirsiniz, çünkü hem ön ayakları hem de arka ayakları aynı uzunluktadır.


harry'nin, şahgaga değil de normal bir uçan ata bindiğini varsayalım. at aynı şahgaga gibi havalanabilmek için koşsun ivmelensin ve daha sonra göğe doğru süzülsün. atın sırtına da aynı şahgaga'nın sırtına oturduğu gibi eyersiz ve düz şekilde binsin. atın fizyolojik yapısı şahgaga gibi olmadığı için at burnunu yukarı doğru kaldırarak yani dik şekilde havalansa bile harry atın sırtından kayıp düşmez. daha önce de söylediğim gibi ön ve arka ayakları aynı uzunlukta ve ölçüde olduğu gibi sırtındaki çukur kaymasını önleyecek, harry'nin poposunun oraya kitlenmesini sağlayacaktır. ancak, bu durum buckbeak yani şahgaga için geçerli değil. şahgaga, filmde dik bir uçuş gerçekleştiriyor, yani havalandıktan hemen sonra süzülmüyor. yumuşak ve estetik bir havalanma tekniği kullanmamasını, şahgaga'nın öne doğru uzun yapısı, ve belinin aynı kaydırak gibi yokuş oluşturmasını birleştirirsek bu durumda, herhangi eyersiz bir binici buckbeak'in sırtından o dikey havalanma esnasında yere yapışması gerekirdi. ya işte yelesine tutunuyor, boynuna sarılıyor falan denilerek geçiştirilebilecek bir şey değil bu. fizik bu konuda çok ama çok açık.


harry'nin şahgaga'nın boynuna sarılması, yelesini falan tutması onu düşmekten kurtaramayacak. bu tezi söyleyecek, savunacak kişiler olacak iyi biliyorum ve dersime iyi çalıştım. neden harry'nin yeleyi tutması, ve boynuna sarılması işe yaramayacak biliyor musunuz? birincisi, harry'nin elleri küçük ve narin. snitch'i başka türlü nasıl yakalayacak bu çocuk? ikincisi ise, şahgaga'nın aha sırtı nah böyle alman howitzer'lerinin başı gibi kalın. üçüncü ve son nokta ise, şahgaga'nın yelesi ve saçı öyle aslan yelesi, at yelesi gibi sık ve gür değil. hagrid, şahgaga'yı tanıtırken yaşlı huysuz diye betimliyordu ya şahgaga yaşlı olduğu için yelesi seyrekleşmiş ve bir iki tutam kalmış. hadi, harry o küçük eliyle ve kısa koluyla o koca boynu kavramayı, kolunu dolamayı başardı, o seyrek bir tutam yel benim küçük kardeşim burhan'ı bile taşımaz lan, bırakın yetişkin bir bireyin kütlesini kaldırmayı, o dik uçuşta savrulmamasını falan geçtim.

lan aha, filmden bir kareyi yine yakaladım. daha şahgaga uçmak için koşarken, harry'e iye bakın aynı candan erçetin'in hangi aşk adil ki şarkısındaki şapkalı eleman gibi sağa sola savuruluyor. ahahaha. daha havalanmadan hayvanın sırtında belli bir denge kuramamış ve sağa sola ha düştü ha düşecek şeklinde savruluyor. o pozisyonda bir binici, o dik ve sert uçuşta nasıl düşmüyor? ha tutkal büyüsü falan yaptıysa orasını bilemem ama, belli ki bir büyü falan yok. nasıl düşmüyor lan o zaman?


şimdi, şahgaga'nın fizyolojik yapısı yani kaydırak misali sırt yapısını ve filmden yakaladığım bir kare ile pekiştirelim

bildiğiniz dimdik ve hızlı kalkış yapan şahgaga'nın sırtında eyersiz, kayışsız oturan harry avaresinin, şahgaga'nın koşarken aldığı pozisyonu hatırlayalım. dengesiz, sağa sola savrulan ve bir türlü boynunu kavrayamadığını anımsayalım. ve tüm bu olumsuzluklara rağmen harry'nin fiziğe aykırı şekilde şahgaga'nın sırtından düşmeden uçmaya nasıl devam ettiği saçmalığını sorgulayalım. bırakın o uçuştan düşmeyecek adam, halis karataş'ı bile oturtsanız o bile 5-10 metre sonra bırakıp düşer. eyersiz o hayvana binemezsin babacım binemezsin.