Hayalleri, Aşkları ve Özlemleri Küçük, Sayıca Büyük Olan Kesim: Orta Sınıf

Çoğu insanın içinde bulunduğu bu büyük sosyal sınıfa dair hak vereceğiniz tespitleri derledik.
Hayalleri, Aşkları ve Özlemleri Küçük, Sayıca Büyük Olan Kesim: Orta Sınıf
iStock

Nedir?

marksistler tarafından, marx'ın -kapitalizmin gelişmesiyle birlikte yok olacağını öngördüğü- küçük burjuvazi olarak andığı kesimi tanımlamak için kullanılmıştır. sosyoloji disiplininde ve dahi modern iktisat biliminde daha çok, gelir bölüşümüne bağlı olarak yapılan sınıf analizlerinde en alt ile en üst dilimler arasında yer alan kesimi tanımlamak için kullanılır.

bu kesim, özellikle marksistlerin yaptığı öngörülerin aksine, zaman içinde, teknokrat, bürokrat, serbest çalışan uzmanlar (avukat, doktor, diş hekimi) ve akademisyen kılığında sürekli olarak büyümektedir.

Karl Marx

orta sınıf öyle bir tarikattır ki...

müritleri, korku ve umut arasında yaşarlar. başları, içine girmekten korktukları müstakil gecekondudan bozma evlerden ya da kalitesiz apartman dairelerinden; elli katlı, lüks rezidans dairelerine gidip gelir. fakir olmamak veya zengin olmaktır tüm hayalleri.

müritleri, sermaye birikimi için evlenirler. evlilikteki eş seçimleri bekarken sahip oldukları yaşam tarzlarını korumak ve mümkünse de arttırmak üzerinedir. eşlerin çalışması ve sermaye artışını desteklemesi çok önemlidir.

müritleri, küçükken kurdukları ama büyüyünce gerçekleştiremedikleri hayallerini somutlaştırabilmek adına çocuk yaparlar. çocukları genellikle tektir ve süperdir. her şeyi yapabilirler. bale yaparken matematik sorusu çözebilir, yüzerken akşamki piyano dersinin notalarını akıllarından geçirebilirler. çocukları muhakkak özel okula gitmeli, ingilizce dışında başka bir yabancı dili mutlaka konuşabilir düzeyde olmalıdırlar.

müritlerinin bekar olanları, seks konusunda sıkıntı yaşarlar. seks mevzu bahis olduğunda onlarda, alt sınıfın umursamaz hoyratlığı, üst sınıfın ise istediği zaman erişebilmesini sağlayan parası ve imkânı yoktur. beyaz yaka oldukları ve kurumsal bir kimliğe büründükleri andan itibaren seksi, ikinci yaşam alanları olan sosyal medya üzerinden aramaya koyulacaklardır. kurumsal kimliklerine zarar vermekten korktukları için sosyal medya onların güvenli kerhaneleri olacaktır.

müritleri, krizlerden çok çabuk etkilenir. çünkü tüketmek, onların yaşam tarzıdır. her gün içmek zorunda oldukları kahveleri, her yaz gittikleri tatilleri, binmeye ihtiyaç duydukları b segmenti arabaları ve evde yemek yapmayı çoktan unutmuş olmaları sebebiyle krizler, hep onları vurur.

müritleri genel olarak mutsuz ve huzursuzdur. çoğunun küçükken hayal ettikleri bu değildir. bu muydu yani diyerek ömürlerini geçirir dururlar. bunun için mi okuduk onca yıl en sevdikleri hayat görüşüdür. onlarla konuşmaya çalıştığınızda hep şunu söylerler. "aslında basit ve sade bir hayat yaşamak istiyorum". hâlbuki yalan söylüyorlardır. istedikleri daha çok para kazanıp daha çok tüketmekten başka bir şey değildir.

ekseriyetinin en sevdiği film shawshank redemption, en sevdiği kitap ise kürk mantolu madonna'dır. her ikisinde de kaybettikleri değerleri bulurlar. birinde özgürlük diğerinde ise aşktır kendilerinde artık olmayan şey. ancak her ikisini de izlerken ve okurken büyük bir hastalığın içine atarlar kendilerini. o da umuttur.

kapitalizmin, varlığından en çok memnun olduğu sınıftır ayrıca

ne kadar para kazandığı önemli olmaksızın düzenli elde ettiği gelirin tamamını (yer yer daha fazlasını) harcaması; bu hayat standartına alışması ve daha iyisine özendirilmesi sonucu sürekli çalışmak zorunda olandır.

en çok yanılmaya yol açan kısmı "orta" sıfatının gelir durumunu sayısal olarak ifade etmediği gerçeğinin gözden kaçırılmasıdır; kısaca 1200 tl ile 9999 tl net aylık geliri olanlar diye sınırlamanın mümkün olmadığı bir sınıfı tabir eder orta sınıf. kazandığı paranın miktarı ile değil çalışma düzeni, saatleri, verimi, harcama biçimi bu sınıfı tanımlar.

aylık 2000 tl kazanan bir dükkan sahibi orta sınıf değildir; elinde üzerinden para kazandığı bir dükkan, satmak için aldığı ürün, sahip olduğu düzenli müşteri gibi varlıkları vardır ve maddi olarak ettiği zararı uygun bir düzeyde kaldığı sürece x gün çalışmaması bir kayıpa yol açmayacağı gibi aynı zamanda emekçi ise yani bir zanaat sahibi ise çalıştığı sürece de üretim yaparak emeğinin karşılığını kazanacak; birilerine para kazandırmayacaktır. ancak;

bir plazada aylık 9000 (?) maaşla çalışan, 9-18 mesai yapan, yılda 14 gün izni olan, üniversite okumuş, yüksek lisans yapmış, patrona yalakalık yapmış, taksitle aslında x liraya eşdeğeri olan ürünleri sırf gösteriş için 10x liraya almış, kredi çekip aldığı x liralık arabasının kredisi bitene kadar aç kalmış, aylık geliri doğrusal olarak artarken gideri üstsel olarak artan insan ise orta sınıftır. çünkü elinde muhtemelen sıfıra yakın birikimler ve yüksek sayılabilecek bir hayat standardı vardır. fakat o hayat standartını devam ettirebilmesi için hep daha fazla çalışması her zaman başkaları için çalışması gerekecektir. bu tür insanlar hayatın nispeten basit bir tokadına ilk örneğimizdeki ortalama 2000 tl kazanan lise 2 terk amcamızın üçte biri kadar bile dayanamayacaktır.

bırakın bir süre çalışmayı bırakıp kendi işini kurmayı, alıştığı 9 bin liralık hayat standardını 7 bine dahi çekmeyi denediğinde dibe vuracak; daha doğrusu dibe vurma korkusu yüzünden asla bunları yapamayıp ömrü boyunca birilerine para kazandıracaktır.

orta sınıf artık kılıçtan keskin bir çizgi olmuştur

kendisini üst tarafa atanlar şanslı. altta kalanlar batmaya devam edecek. orta sınıf artık yok. kendisini üste atanlar ve alta düşenler var. uçan balona binmiş gibi üste çıkanlar yavaş yavaş yükseliyor. alta düşenler bataklıkta batmaya başlıyor. örnek mi? mesela 10 sene önce iki aile dostumuz vardı. aşağı yukarı aynı standartlarda idiler. bunlardan ikisi de devlette çalışan mühendisti. orta sınıfın tam ortasında eşit haldeydiler.

birinin yurtdışı görevleri oldu. yükselmeleri oldu. deli para kazandı. evi arabayı değiştirdi. hayat standardı uçtu gitti. oğlu ve kızına iki iyi şirkette iş buldu. onların işe girmesiyle eve giren para bir anda 7 bin lira arttı. oğlana krediyle de olsa gelecek vadeden bir bölgeden bir ev aldı evlenir diye. evlenmese de evin değeri her gün artıyor. en kötü 3 sene içinde aldığının baya üstüne satar. 10 yılda giyimden yediği yemeğe kadar her harcaması level atladı.

diğeri memur gibi gitti geldi. maaş aynı kaldı. yurtdışı görevi olmadı. arada farklı illere gitti. pek fazla da yükselemedi. şanssızlık tek oğlu da doğru düzgün iş tutturamadı sağda solda asgari
ücretten hallice maaşla çalışıyor. 10 yılda bir kez araba değiştirdi o da aynı arabanın yeni kasası. 10 yıl önce nasıllarsa yine öyleler. alım gücü düştü. yedikleri, gezdikleri azaldı belli bir şekilde görüyoruz.

yukarıdakilerden ikisi de hala orta sınıf. ama biri balon takmış gibi üst sınıfa doğru çıkıyor diğeri bataklıkta alta doğru gidiyor. orta sınıf ortadan ikiye bölündü. batanlar ve çıkanlar. çıkanlar için pek çok sebep sayılabilir. miras kalmıştır, aldığı araziye inşaat girmiştir, piyangodan para çıkmıştır vs vs... ama düşenlerin en temel sebebi düşen alım gücüdür. açık ve net.

İnsanı Evlilikten Soğutan Kesim: Hafta Sonları Görülen Çocuklu ve Mutsuz Çiftler

Beyaz Yakalı İş Hayatının Muhteşem Tespitler İçeren Trajikomik ve Esaslı Bir Dökümü