İki Farklı Hayvan İle Ortaya Başka Bir Tür Çıkarmak İçin Yapılan Tuhaf Deneyler

İki Farklı Hayvan İle Ortaya Başka Bir Tür Çıkarmak İçin Yapılan Tuhaf Deneyler
iStock.com

filmlerde gördüğümüz garip biyolojik deneyler yapan bilimadamları ve hassiktir ordan dediğimiz olaylara benzer şeylerin gerçekten de yapılıyor olması.

hayvan embriyolarıyla yapılan deneyler mesela. tabi aşağıdakiler sadece bildiklerimiz. ama bildiklerimiz böyleyse daha neler çeviriyorlar allah bilir.

bildiklerimize misal:

bıldırcın-tavuk arasındaki beyin nakli.

küçük bir beyin operasyonu ile bıldırcın gibi davranan tavuk elde edilmiş bir deneyde. tavuk embriyosundan bir parça beyin kesiyorsun, sonra da aynı şekilde kesilmiş bir bıldırcın embriyosuna monte edip yumurtayı kapatıyor ve kuluçkaya yatırıyorsun ve beyinlerin birlikte büyümesini bekliyorsun.

sonuçta yumurtadan çıkan yaratık yarı tavuk yarı bıldırcın. benzer deneyler yapmış bir de üstüne bu bilim insanları. bıldırcın gibi öten tavuk bunlardan bir tanesi.

elbette bu yaratıkların ömrü kısa sürüyor çünkü tavuk bedeni kendisine ait olmayan eklentiyi farkediyor ve dışlıyor, tavuk ölüyor.
merak etmeyin tersini de yapmış dayılar, bıldırcına tavuk beyni eklemişler. ama bıldırcın kafası daha küçük olduğundan deney başarısız.
aha

aha bak bir acayip deney daha.

panda-tavşan dna karışımı embriyoyu bir kedinin rahmine yerleştirmek.

lan yuh amk!
bir canlıyı klonlamak isterseniz en az 3 tane o canlıdan lazım. birisi dna için, diğeri yumurta ve en sonuncusu da taşıyıcı anne. eh ilk seferde başarılı olma ihtimali zayıf olduğundan 3 değil belki de 3000 tane lazım. genelde deneylerde tavşan fare gibi üretilmesi, yumurta elde edilmesi, öldürülmesi, deney yapması, çöpe atması kolay(!) hayvanlar tercih ediliyor. çünkü kimse sokağa çıkıp eylem yapmaz fareler ve tavşanlar için(genelde). peki nadir türlerde ne yapacaklar dersiniz? yine iş dönüp dolaşıp tavşanlara giriyor anasını satayım.
2002 yılında bir deneyde tavşandan yumurta alınıyor, içi boşaltılıp yerine bir pandadan alınan dna konuyor. böylece panda dna'ları normal şekilde çoğalacak. oh ne ala amk.
panda dna'sı eklenmiş tavşan yumurtaları taşıyıcı tavşana bir türlü konamıyor. hep başarısız. "lan bir fikrim var" diyor denyonun teki. 21 adet dişi kedi ile deney yapılıyor ve en sonunda bir tanesine yerleştirme başarılı oluyor. ancak doğuma kısa süre kala denek zatürreden ölüyor ve deney başarısız oluyor.
aha

bitti mi? hayır.

kaplumbağa ile ördeği birleştirmek herhalde normal kimsenin aklına gelmez.

çünkü onları çiftleştirip üretemezsiniz, farklılar. en son ortak ataları dinozorlardan bile önce taaaaa 250 milyon yıl önce öldü.ama bazılarının aklına bunları birleştirmek gelmiş. evet amk gelmiş.
peki madem bunları çiftleştiremiyoruz en mantıklı(bu ifade görecelidir bence) çözüm embriyolarını birleştirmek denmiş. 2013 yılında yapılan bir deneyde 2 farklı deney tipi yapılmış. ördek embriyosu eklenmiş kaplumbağa ve kaplumbağa embriyosu eklenmiş ördek. deneyde gerçekten bazı hücrelerin çoğaldığı tespit edilmiş. beklenen 4 ayaklı kabuklu ördek veya gagalı kaplumbağa mıydı bilmem ama yavru kaplumbağa ve yavru ördek görünüşte ve davranışta diğerlerinden farksız olmuş. sadece ciğerde ve bir kaç organda gelişmiş diğer canlı hücrelerine rastlanmış. yani yüzde 99.9 ördek yüzde 0.01 kaplumbağa, veya tersi işte.
neye yaradıysa deney artık.
aha

bitti mi? bitmedi amk bitmedi.

fare dişi olan tavuk nasıl sizce?

fareler diş için 2 koda ihtiyaç duyar. birincisi "dişi yap" sinyali verir, 2. kod ise itaat eder ve diş dokusunun yapımına başlar.

aynı kodlardan tavuklarda da var. ancak evrimsel nedenlerle bu benzeri kodlar yok olmuş durumda. tavuklarda "dişi yap" sinyali verebilen kod hala var ama ona itaat edecek 2. kod yok artık. ne yapılabilir? evet eveeet gel gel sen de anladın yavaş yavaş, tavuktan 1. kodu fareden 2. kodu al birleştir paketle yolla de mi? çakaaal. aynen öyle yapıyor dayılar, tavuktaki kod 1 sinyali gönderiyor ve fareden alınmış kod 2 emri uyguluyor. deney başarılı! hay sizin deneyinize!
aha

gel yaklaş hele gel. deneye bak.
balık yetiştirmek güzel hobi. evin köşesinde fıtıfıtı gezer durur akvaryumda. tek sorun zırt pırt beslemen gerekmesi. peki sadece güneş gören bir yere koysan da o tıpkı bitkiler gibi güneşten kendi besinini elde etse, sen de uğraşmasan. negzel olur de mi? güneş enerjili balık! "açlıktan fotosenteze başladım" esprisi de cabası.
2011 yılında yapılan deneyde bir zebra balığı embriyosuna synechococcus elongatus isimli fotosentez yapabilen bir bakteri enjekte ediliyor. herşey güzel, embriyo ölmüyor 12 gün kadar. zebra balığı embriyosu bölünmeye devam ediyor, bakteriler de ölmüyor üstelik. embriyo bölünmeye devam ederken bedenin bazı parçaları, beyin ve göz lensi gibi organlar oluşuyor gayet normal.
bu arada balık henüz saydam, yani bakteriler ışığı alabiliyor. ancak sıra balığın deri pigmentlerini oluşturmaya gelince deney çöküyor çünkü bu pigmentler ışığı geçirmiyor. deney sonlanıyor, bakterilerin hepsi ölüyor.
sonuç? güneş enerjili balığa daha yıllar var.
aha

uzun oldu ama dur son bir tane daha anlatayım da öyle bitsin canlar.

bu garip bilimadamları bir deneyde bir farenin gözüne embriyo enjekte ediyorlar. ışık alması haricinde embriyo için en uygun boşlukmuş göz. aynen embriyoları göze enjekte edip beklemişler izlemişler bakalım ne oluyor diye, belki de kola-cips de almışlardır yanlarına bilemem. deneyin başında bazı embriyolar yaşamaya büyümeye devam etmiş, hatta bazıları irise sızmış.
"nolcek lan acaba?" diye izlemeye devam etmiş bilimadamları. embriyolar büyümüş ve göz patlamış tabi. deney sonlanmış.
aha

gelelim bu deneyin garip yanına. deneyi hem erkek hem de dişi farelerin gözlerinde yapmışlar. sonuç? dişi-erkek farketmiyor. yani erkekler de bir şekilde hamile kalabiliyor. tabi gözünün patlamasını göze alabilirse(vay kelime oyununa bak yavrım benim)

lan nasıl bir dünyada yaşıyoruz amk? abbaavv deneylere bak lan, insanlarla yapılanları tahmin dahi edemiyorum artık.