Intouchables Filmi Karakterlerinin Psikanalist Erik Erikson'un Kuramlarına Göre Analizi

2011 tarihli The Intouchables (Can Dostum) filmine, kimlik bunalımı dediğimiz şeyin mucidi olan psikanalist Erik Erikson'un gözünden bakalım.
Intouchables Filmi Karakterlerinin Psikanalist Erik Erikson'un Kuramlarına Göre Analizi

can dostum, yönetmenliğini olivier nakache ve éric toledano'nun üstlendiği, komedi-drama türündeki 2011 yapımı fransız filmi. başrollerini françois cluzet ve omar sy paylaşmaktadır. yamaç paraşütü kazası sonrası boynundan aşağısı felç olan bir adam ile kendisine yardımcı olması adına işe aldığı yardımcısının hikâyesini konu almaktadır. kaynak : vikipedia

can dostum filminin eric ericson’a göre değerlendirilmesini ele almak istiyorum.

kişilik gelişimini belli dönemlere ayırarak ele alan erikson, sekiz psikososyal dönem tanımlamıştır. bu dönemlerin ilk beşi freud’un psikoseksüel kişilik gelişim dönemlerine benzer. bu sekiz dönem daha çok “aşama” olarak adlandırılır ve “aşamalı oluşum ilkesi” olarak bilinir. erikson’un kuramındaki diğer bir önemli kavram “psikosoyal kriz”dir. erikson’a göre her gelişim aşaması çevrenin gereklerine uyum sağlayarak kişinin aşma zorunda olduğu çatışmalar ve gerilimlerle belirlenmiştir. bu çatışmalar ve gerilimler süresince bireyin kimliği tümüyle korunmaktadır. ancak gelişimin sağlıklı sürdürülebilmesi için her aşamadaki kriz başarıyla çözümlenmelidir. eğer kriz ilgili aşamada çözümlenemez ise sonraki aşamalardaki krizin tetik noktasını oluşturabilir ve çözümleninceye kadar sorun yaratır.

bireyin ilgili aşamadaki krizi atlatabilmesi o aşamaya özgü temel gelişim görevinin tamamlanması anlamına gelmektedir. bir aşamayı yaşayan birey önceki aşamalardan kalan sorunlarla birlikte yaşamını sürdürebilir ancak bireyin çeşitli zorlanmalar karşısında bir önceki aşamaya gerilemesi mümkündür.

psikososyal gelişim aşamaları

- bebeklik dönemi, temel güven – güvensizlik (0-1)
- okul öncesi dönem, özerklik – kuşku/utanç (1-3)
- okul öncesi dönem, girişimcilik – suçluluk (3-6)
- çalışkanlık – aşağılık duygusu (6-12)
- ergenlik dönemi, kimlik kazanma – rol karmaşası (12-20)
- ilk/genç yetişkinlik dönemi, yakınlık – yabancılaşma/yalıtılmışlık
- yetişkinlik dönemi, üretkenlik – verimsizlik/durgunluk
- yaşlılık dönemi, benlik bütünlüğü – umutsuzluk

Uyarı: Bu noktadan sonrası filme dair spoiler içerir.

can dostum filmindeki engeli olan philippe önceden yaşamış olduğu disiplinli ve düzenli hayatını koruyan, sürdüren bir zengin karakteri oynuyor. günlük ihtiyaçlarını başkası tarafından giderilen ve felçli olan philippe kendisinden tamamen farklı biri olan driss’in hareketli hayatı onun dikkatini çekiyor ve driss i kendisine bakması için işe alıyor. çünkü philippe’nin özel bakımı için güçlü, sağlam ve hareketli bir kişiye ihtiyaç duyuyor. işe aldığı driss eriksonun gelişim dönemlerinden yakınlığa karşı uzaklık dönemindedir. bu dönemin özelliği olan sosyalleşme, sosyal rollere sahip olma ve statü kazanma için bireyler ilişkilerde bulunurlar. eğer bunlar başarılamazsa kişi yalnız kalır. yalnızlık duygusu bireyi anlamlı yakın ilişkilere gitmektense çevreden itilmişliğe yöneltir ki, bu durum önemli kişilik sorunlarına neden olur. driss de bu sosyal rolleri kazanamadığı için çevresinden ve özellikle ailesi tarafından yalnız bırakılıyor. driss hayatında yaşadığı bu değişiklikle birlikte, yani yeni işiyle birlikte artık kendisinin bazı şeyler yapabileceğinin farkına varıyor ve özgüveni bu işle birlikte yükseliyor. işten ayrıldıktan sonrada ailesiyle yaşadığı problemleri çözüyor. yalnızlık ve ezilmişlik duygusunu üzerinden atıyor.

philippe geçmişte yaşamış olduğu birikimlerini bir öğretmen edasıyla da driss’e öğretmekte ve onun gelişimine de yardımcı olmaktadır. buda bizi eriksonun üretkenliğe karşı durgunluk dönemine götürmektedir. bu dönemdeki bireylerin benliğin gelişimi, rol ve sorumlulukların pekişmesiyle bireyin üretici, verimli, yaratıcı ve yaşama bağlı olması, çocuk yetiştirme ve gelecek kuşaklara rehberlik etme görevlerini benimsemeleri yaşamsal hedefleri haline gelir. bu dönem üretim yapabilmeyi ve yaratıcılığı birlikte içermektedir. bu durumların tersi olursa durgunluk, duygusal yoksunluk ve orta yaş çökkünlüklerine neden olabilir. philippe’nin de bu felçli hali bu durgunluk ve duygusal yoksunluğu tetikleyen durumdur. yine de geçmişte yaşadığı aktif hayatı ve dinamik yapısı bu durgunluk ve duygusal yoksunluğu fazla göstermemesine sebep olmaktadır.


aslında driss’inde bir öğretici durumda olduğunu da söyleyebiliriz. çünkü driss’in de hareketli hayatını ve sokak hayatını philippe ye öğrettiği oluyor. onun için driss e üretkenliğe karşı durgunluk dönemine de alabiliriz.

philippe ise içinde bulunduğu durumdan ve yaşamından memnun gözükse de hala içinde yaşayamadığı durumlarından yüzleşmekten korkuyor. driss, hareketli vurdum duymaz bir sokak adamı olarak philippe ile çatışsa da, philippe'nin bu farklılıktan hoşlandığı gözüküyor. driss in hayatına philippe’yi de katması philippe’yi bu içinde yaşadığı yaşanmamışlık duygusunu ortaya çıkarır ve yüzleşme cesareti göstererek felç geçirme nedeni olan yamaç paraşütü yapmaya karar verir.

benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk döneminde bir önceki dönemde üretken olmuş insanlar bu dönemi daha rahat geçirebilir. böyle kişiler geçmişte yaptıkları iyi ve kötü şeyleri kullanabilir ve bütünlüğe ulaşabilir ve kendilerini kabul ettikleri ve başkalarından da kabul gördükleri için mutludurlar. burada philippe de geçmişini dolu üretken olarak geçirmiş ve bu yaşlılık döneminde bunun neticesi olarak kendinden memnun bir karakterdir. sadece yaşadığı kaza sonucu bir özgüven kaybı vardır. bu özgüven kaybını da mektup arkadaşlığı kurduğu kişinin tanışma teklifine olumsuz cevap vermesinden görüyoruz.

driss işten ayrıldığında ise philippe bir boşluğa düşer, çünkü philippe hayatında sürekli bir heyecan arar. driss ten sonra; philippe zengin olduğu için genelde elit tabakanın hasta bakıcıları gelir, bu yeni hasta bakıcılar phillipp’nin isteklerine cevap veremez. çünkü bu hasta bakıcılar çok durağan ve philippeyi hasta olarak görmektedir. ama driss philippeye bu durumunu yani felçli durumunu hiç kabullendirmez ve sıradan bir durum olarak phillippe'ye yansıtır. philippe de gençlikte yaşayamadığı ya da özlediği yaşamı driss in gençliğinde görür. ve driss in yaşattığı bu yeni hayatı çok sever. philippe belki son yaşamlarını bu umutsuzluk üzere kuracaktı. fakat driss philippe’nin benlik bütünlüğünü kazanmasına yardımcı oldu. ayrıca driss farkında olmadan philippenin bu özgüven ve yüzleşememe korkusunu yenmesine neden olarak philippe’nin tekrar yeni bir hayat kurmasını sağlar.