İsmini Duyup Kendisini Pek de Tanımadığımız Litvanya Hakkında Doyurucu Genel Bilgiler

Basketbol ekolünü, Zalgiris Kaunas'ı biliyoruz ancak bunun ötesinde pek bir şey bilmiyoruz bu küçük ülke hakkında sanki. İşte Litvanya'yı kafanızda bir yere oturtmanızı sağlayacak bilgiler.
İsmini Duyup Kendisini Pek de Tanımadığımız Litvanya Hakkında Doyurucu Genel Bilgiler
iStock

Genel bilgiler

litvanya, türkiye'nin 12'de biri büyüklüğünde kuzeyde letonya, doğuda belarus, polonya ve batıda rusya klaningrad'ı ve baltık denizi tarafından çevrelenmiş, küçük, şirin ve yeşil kuzey avrupa ülkesi. avrupa birliğine 2004 mayıs'ında üye olmuştur. para birimi litas idi bir zamanlar ancak 2015'te euro'ya geçtiler.


ülke 1918'de kuruldu, 23 ağustos 1939 tarihinde molotov-ribbentrop paktı'na uygun olarak 16 haziran 1940 tarihinde kızıl ordu tarafından işgal edildikten sonra, bağımsız cumhuriyet olarak bırakıldı. daha sonra sovyetler birliğinin işgaline maruz kalırlar. 2. dünya savaşı'ndan beri süren sovyet rejiminden ayrılıp bağımsız bir ülke olmayı referandumla 1990'da kabul etmişlerdir. bunu durdurmaya çalışan rus ordusu 1993'te litvanya'da yenilgiye uğrayıp ülkenin bağımsızlığını kabul etmek zorunda kalmıştır. ülke sovyetlere bağlıyken bile bunu resmi olarak tanımayan türkiye litvayna'nın bağımsızlığını dünyada ilk tanıyan ülkeler arasındadır ve litvanya'da açılan ilk büyükelçilik 1992 yılında açılan türk büyükelçiliğidir. oldtown denen yerde duran eski, küçük bir binadır.

Fotoğraf: T.C. Vilnius Büyükelçiliği / Embassy of Türkiye in Vilnius / Facebook

litvanya insanı tanımadığı kişilere karşı tipik kuzeyli soğukluğuyla yaklaşır

sıcak insanlar olduklarını söylerler ama bu sadece yakın arkadaş ortamlarında geçerli bence, ki öyle büyütülecek bir sıcaklık da değildir. aslında aile içi konuşmalarda bile gülümsediklerine rastlanmaz pek. bütün küçük ülke vatandaşlarında olduğu gibi bunlarda da fazla belli etmeselerde bir faşistlik, bir ırkçılık tohumları vardır. türkiye'de tanıştığınız litvanyalıların hep ülkelerinden bahsetmeleri, üzerlerinde hep lietuva yazan tişörtlerle gezmeleri, üzerinde türk bayrağı olan bir hediyenizden açıkca hoşlanmamaları, dünyayı litvanya'dan ibaret görmeleri bunun açık delilidir. sınırları karadenize dayanan o büyük litvanya imparatorluğundan bahsederlerken saygı ile dinleyiniz. (öyle bir imparatorluk ki resmi dili litvanyaca bile değildi.)

halkı düzeyli, hoş giyinen, eğitimli ve sakin insanlardan oluşur. sokaklarda sarhoş insana çok rastlansa da taşkınlık yapan yoktur. içlerinde abartacak kadar olmasada inceden ruslara karşı (belki eziklikten kaynaklanan) bir antipati vardır. litvanyalı bi arkadaşımdan sıkça "rusya bizi hala istiyor, biz çok küçük bi ülkeyiz onlar çok büyük. savaşırsak ilerde ne olur bilmem" gibi açıklamalar duyardım. ayrıca 20 yaşın üzerindeki hemen herkes rusça bilir.

Vilnius

ülkede dikkatimi çeken bazı şeylere gelecek olursak

1. oldukça fazla fakir insan var. 16 milyonluk istanbul'da göreceğinizden daha fazla evsiz, çöp karıştıran insanı 600 binlik vilnius sokaklarında görebilirsiniz. emlak fiyatları gayet yüksektir. 600.000 tl'den yüksek fiyata tek oda, gösterişsiz bir apartman dairesi bulabilirsiniz. ayrıca resmi rakamlara göre litvanya nüfusunun %4'ü açlık sınırının altında yaşıyor

2. ülkede erkekten çok kadın bulunur. gerçekten dikkat çekecek oranda bir bayan bolluğu bulunuyor ülkede. otobüs şoförlerinin çoğu, tren kondüktörleri, markette patates kasaları taşıyan güzel kızlardan tutun erkek kuaförlerine kadar... örneğin litvanyalı bi arkadaşımın sınıfındaki kız/erkek oranı 48/2. bir vapurda önümde oturan insanları sayıp rastgele yaptığım bi k/e oranı 52/6. bir haftadan sonra dayanamayıp "sizin erkekleriniz nerde ya?" sorusuna arkadaşımın verdiği yanıt: "aş nejno!" (litvanca: bilmiyorum) ayrıca litvanyalı bayanların ortalama ömrü 79,49 yıldır.

3. trafikte yaya'ya saygı! yıllar yılı ülkemde karşıdan karşıya ne zaman geçsem beni görüp kırk yılda birde olsa yavaşlayan her sürücüde,aha da beni insan yerine koyan biri çıktı diye sevinirdim. litvanya'da trafik ışığının olmadığı bir yerde sırf ben geçeyim diye bütün trafiğin durup benim şaşkın bakışlarıma ve geçmekle geçmemek arasında yaşadığım tereddüte saniyelerce korna çalmadan sabreden insanları her hatırladığımda duygulanırım. karşıya geçtikten sonra sağ elimi göğüs hizasına koyup başımla eyvallah çektiğimde ise şaşırma sırası sürücülerdedir.

4. bu ülkede özellikle rock ve punk tarzı müzik dinleyen gençlerin bizim doğu anadolu yöremize has poşu giyme merakı... ne bilim beğenmedim ben.

5. litvanya'da toplam 4 cami vardır.


6. ülkede kullanılan halk otobüsleri dahil birçok aracın eski ikinci el alman ve iskandinav arabaları olması... ne güzel gösteriş meraklısı değil bizim millet gibi diye düşünüyorum ama en azından şu otobüslerdeki almanca, danca uyarıları kaldırıp kendi dilinde bir şey yaz be kardeşim. ülkedeki lüks sayılacak arabaların plakalarına bakın. onlar da çoğunlukla letonya'dan geliyodur.

7. dünyanın herhangi bir yerinde olmasa hayret edeceğim türk insanının litvanya'ya da yerleşmiş olması. bunlar vilnius'daki kebabai satıcılarından ziyade trakai ve çevresine yerleşmiş bulunan her ne sebepten oraya geldiklerini öğrenemediğim tatar türkleridir. halen dillerini ve kültürlerini koruyorlar mıdır emin değilim. yalnız trakai sarayı müzesinde kendilerine ait geleneksel kıyafetler, kuran vs görülebilir.

8. eğer sokaklarda gördüğünüz insanların yüzlerine dikkat ederseniz her gün aynı insanları gördüğünüzü hemen fark edeceksiniz. başkent vilnius dahi sanki bir köy, hep aynı insanlar. yaşanmış bir örnek: perşembe akşamı şehir kalesinde bir adam gördüm, ertesi gün tren istasyonunda aynı adamı gördüm ilginç dedim, trenle klaipeda'ya varıp sokağa ilk adımımı attığımda herif karşı sokaktaydı yuh dedim, vapurla nida'ya geçince adamın önümde yürüdüğünü görünce artık oha dedim. bu sefer hafta sonu klaipeda'dan vilnius'a geri gelirken trende gidişte önümüzde, yanımızda ve arkamızda oturan birçok kişiyi tekrar gördüm hatta biri tekrar önümüzde oturdu. küçük bir ülkede yaşamak garip olmalı...


9. havaalanından alınıp kalacağım apartman dairesine götürüldüğümde anahtarla kapıyı açıp, ittim ittim açılmadı. meğerse litvanya'da kapıları hep kendinize doğru çekip de açmanız gerekiyormuş.

google trends'e göre internette porno, sex cinsinden kelimeleri türkiye'den sonra dünyada en çok arayan ülkelerin başında litvanya geliyor. ayrıca unutmayalım ki litvanya'nın nüfusu 3,5 milyondur! bu kadar insanla 80 milyonluk türkiye'yle pornoculukta rekabet edecek seviyeye gelmeleri takdire şayandır ve bu uğurda gayet büyük çabalar sarfettiklerinin kanıtıdır. buradan uyarıyorum: yakında bu göt kadar litvanya pornoculuk bayrağını elimizden alacak! gerçi bu konuda 1 milyarlık hindistan ile başarıyla rekabet eden türk milletinin gayreti asla azımsanamaz!

litvanya'nın belki en meşhur yemeği özellikle yazın tüketilen, yanında bir tabakta ayrı haşlanmış patates ile birlikte sunulan saltibarsciai adlı soğuk çorbadır. bir miktar kefir'in (özel mayalarla ekşitilmiş süt) içine şeker pancarı turşusu rendelenir, nane, rende salatalık, içine doğranan haşlanmış yumurta ile birlikte içilir. fena değil aslında (bkz: test edildi onaylandı). ayrıca gira diye bir gazlı içecekleri vardır ki çoğu litvanyalı kola yerine gira içer. tahıllardan yapıldığını sanıyorum. gazı çabuk kaçsa da denemeye değer bir içecektir.

Gira

litvanyacası lietuva'dır bu ülkenin

bu, yağmur anlamına gelen lietuas kelimesinden gelir. litvanya dili bazı kaynaklarda litvanca, bazılarında ise litvanyaca olarak gösterildiğinden hangisi doğru bilemeyeceğim. bildiğim şey ise litvanya dilinin hint avrupa dilleri arasında eski yapısını korumayı başarmış, diğer dillerden pek etkilenmemiş nadide bir dil olduğudur. olayın ilginç tarafı ise litvanyaca'nın çok uzun yıllar avrupa'da hiçbir devlette resmi dil olmamasına rağmen halkın dillerine sahip çıkıp bozulmadan bugüne getirmesidir. ortadoks rusya'nın litvancayı kiril harfleri ile yazdırma baskısı da sonuç vermemiş, katolik litvanya halkı ve o zamanlar halkın en okumuşları olan kilise ahalisi roma'ya ve latin alfabesine sadık kalmışlardır. dilbilim uzmanları hint-avrupa dilleri araştırmalarında kesinlikle litvanya dilinden yararlanırlar.


litvanya milleti genellikle rus zannedildikleri için buna sinir olurlar

eğer az da olsa rusça veya litvanyaca bilmiyorsanız iki dili ayırt etmeniz zor olacaktır zaten. aslında litvanyalı olup da çıldırmamak elde değildir çünkü avrupa birliğine üye 3,5 milyon nüfuslu bir ülke olmalarına rağmen avrupalıların çoğunluğu litvanya'dan bihaberdirler. en son belçikalı bi adam bana "litvanya türkiye'nin neresinde?" diye sorunca bunu daha iyi anladım. gerçi belçikalılara da avrupa'nın lazı derler ama bu tabii ki başka bir konu. litvanya milletini kimsenin iplemediği hakkında kendilerine bahsedince bazı gerçeklerin farkına varıp "küçük bir ülkeyiz. bizi bilmemelerini anlıyorum" diyerek bir an için litvanya imparatorluğu rüyalarından uyanırlar. bu çok övündükleri polonya-litvanya devleti orta çağ'da cadı yakma çılgınlığı ile geçen 3 asır boyunca almanya'dan sonra en çok cadı yakan ülke olarak kayıtlara geçmiştir. resmi rakam: 10.000 insan! fakat resmi rakamın gerçek rakamın ne kadar altında olduğunu kim bilir?

basketbol litvanyalılar icin hayat meselesidir

bunun sebeplerinden biri de ülkelerini yurt dışında basketboldan başka bir şeyle temsil edememeleridir. ayrıca bunların soy adları kişinin cinsiyetine ve medeni haline göre değişiklik gösterir. mesela bir anne, baba ve kızları ayrı soy adlarına sahiptirler hep. soy adlarının son 1 veya 2 hecesi değişir sadece.


litvanya'nın görülmeye değer yerleri başkent vilnius'daki unesco tarafından dünya mirası kabul edilen eski şehir merkezi, vilnius yakınlarındaki trakai ve başka bir dünya mirası kabul edilen, kendinizi serin bir çölde hissedeceğiniz nida'dır. yazın bile gitseniz yanınıza bir kazak, yelek, şemsiye vs almayı sakın unutmayın.