İsrail'in, Çevresinde Kendisine Tehdit Olarak Gördüğü Hareketleri Engel Politikası: Begin Doktrini

İsrail hükümetinin etikliği son derece tartışılır bu politikasını öğrenmek, dünya siyasetini ister istemez daha iyi anlamaya yardımcı oluyor.
İsrail'in, Çevresinde Kendisine Tehdit Olarak Gördüğü Hareketleri Engel Politikası: Begin Doktrini
Doktrinin kurucusu: Eski İsrail başbakanı Menahem Begin.


begin doktrini şudur

israil hükümetinin önleyici grevine, potansiyel düşmanlarının kitle imha silahlarına sahip olma özelliğine ilişkin olarak yayılmacı mücadele politikası, özellikle de nükleer silahlar için kullanılan ortak bir terimdir. haziran 1981 opera operasyonu sonrasındaki itirazlardan sonra israil için israil güvenlik planlamasının bir özelliği olarak kalmıştır.

begin'in, bi' röportajında; "bu saldırı, israil'deki her gelecek hükümet için emsal teşkil edecek..." şeklinde bir açıklaması olmuş.

doktrinin bir de ikinci kısmı var ki o da; dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir yahudi kişinin korunması ve kollanması... ama bir de doktrinin nasıl başladığına vurgu yapalım.

1979'da, iran'daki devrimden sonra yeni hükümet olarak başa geçen ayetullah humeyni, birkaç tanınmış iranlı yahudi'yi infaz eder. infazlara hemen müdahale eden israil parlamentosu da; "iran'da yahudilerin daha fazla öldürülmesi, israil ile bir savaş hareketi olarak görülüyor" der ve bu doktrini başlatır.

'79 iran devrimi'nden

begin doktrininin asıl zirve noktası ise opera operasyonu olmuştur

ırak'taki bir nükleer reaktörü imha eden israil hava saldırısı ve aynı zamanda "israil'de, gelecekteki her hükümet için bir emsal" olduğunu açıkça ifade eden begin doktrini'ni kuran saldırıdır opera operasyonu.

peki operasyonu başlatan neydi?

1976 yılında ırak, fransa'dan bir "osiris" sınıfı nükleer reaktör satın alır. ırak ve fransa; fransızlar tarafından osirak isimli reaktörün barışçıl bilimsel araştırmalara yönelik olduğunu savunurken, israilliler reaktörü kuşkuyla izler ve nükleer silahlar üretmek üzere tasarlandığını söyler. bu kuşkuların üzerine 1981 yılında, israil hava kuvvetleri f-16a savaş uçakları, f-15as eskortuyla birlikte bombalı saldırılar düzenler ve osirak reaktörüne ağır hasar verir. hatta ve hatta bu saldırıda on ırak askeri ve bir fransız sivil öldürülür.

saldırı, birleşik devletler dahil olmak üzere tüm dünyada şiddetle eleştirilir. medya tarafında ise, los angeles times gazetesi; "devlet destekli terörizm!" manşetiyle saldırıya karşı açıkça negatif bir tutum sergilediğini gösterir. uluslararası hukuka da sirayet eden bu imha, çağdaş burslarda önleyici bir grev örneği olarak gösterilmeye başlanır.

israil saldırısından sonra osirak reaktörü, 1981.

sonuç

bu doktrin ilk defa 1981 yılında dillendirilmesine karşın esasında israil'in kuruluşundan bu yana konsept edindiği ofansif ve aşırı korumacı güvenlik yaklaşımlarının bir nevi özünü oluşturur.

israil'in bölge coğrafyasındaki temel yaklaşımı, kendisi için tehdit oluşturabilecek herhangi bir etkenin önünü henüz olgunlaşmadan kesmektir ki, 1960'lı yıllardan bu yana mısır, ırak, suriye gibi pek çok ülke yürüttüğü silahlanma hareketleri, kurdukları üs ve geliştirdikleri sistemler sebebiyle israil'in önleyici darbelerinin hedefi olmuştur.

işte bu doktrin de israil'in söz konusu bakış açısının kavramsal ölçekte ete kemiğe bürünmüş halidir.

Bu içerik de ilginizi çekebilir