İstanbul Boğazı'nda Eskiden Kız Kulesi'nden Başka Bir Kulenin Daha Var Olması

İlginç ama eldeki verilere baktığımızda durum gerçek gibi duruyor: Boğaz'da başka bir kule daha varmış bir zamanlar. Detayları ve kanıtları paylaşıyoruz.
İstanbul Boğazı'nda Eskiden Kız Kulesi'nden Başka Bir Kulenin Daha Var Olması


istanbul boğazının (eğer yıkılmasaydı) kız kulesinden başka bir kuleye sahip olması ufkunuzu açabilir

tam olarak nerede olduğu tarihi kaynaklardaki çelişkiler nedeniyle anlaşılamayan bu kule bizans’ın ünlü komutanı belisarius'un (ö. 565) adıyla anılmaktaydı. floransalı gezgin christoforo buondelmonti’nin istanbul haritasında kuşkuya yer kalmayacak şekilde kulenin varlığı teyit edilmektedir. bu çizim genellikle 16. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenir. ilgili haritada kule:


16. yüzyılın ikinci yarısında kitab-ı bahriye kaynak alınarak çizilmiş bir (minyatür) haritada görülen kule "kale-i hamza veya kale-i hamra" şeklinde adlandırılmıştır


yine aynı dönemin bir başka minyatürlü yazması olan hünername'de kule açıkça görülmektedir


bu yazmadan yaklaşık yüz yıl sonra guillaume-joseph grelot’nun 1680 yılında basılmış olan relation nouvelle d’une voyage de constantinople adlı eserinde istanbul'un ayrıntılı çizilmiş gravürleri yer almaktadır. sultan iv. mehmet dönemindeki istanbul şehrinin panoramik görüntüsünü veren bu gravürlerde belisarius kulesi’nin konumu ve mimari kimliğini de sunan ayrıntıda, yapının adı (tour de bellissaire) da yazılmıştır.


oldukça yüksek, dörtgen planlı kulenin küçük bir kayalık ada üzerine inşa edildiği, mazgal pencerelere sahip olduğu, en üst seviyede ise dendanları taşıyan genişletilmiş bir kata dönüştüğü apaçık görülebiliyor. bu belge, kulenin ana çizgilerini 17. yüzyıl sonuna kadar koruduğunu kanıtlamaktadır.

bundan 10 yıl sonrasına ait 1687 tarihli bir başka eserde kule ilk bilimsel haritalardan (osmanlı başkentindeki her türlü askeri bilgiyi fransız devletine rapor etmekle görevli gravier d’ortieres tarafından tutulan kayıtlar içinde yer alan istanbul planı) birinde yine görülüyor. bu nedenle çizim, şehir savunmasını olabildiğince doğru verilerle rapor etmek gibi bir sağlamlığı da sahiptir. haritada, belisarius kulesi yer almakta ve şu bilgilere yer verilmektedir: “kule, kıyıdan 12 toises (20-24 m.) uzaktadır. türkler oraya "barutlarını"! koyarlar ve adına da belisarius kulesi derler…

kulenin amacı teodosius limanı’nda bulunan mendireği korumaktır.


kara ile bağlantısı olmayan kule, dörtgen planlı, en az üç katlı, mazgal pencereli, en üstte çıkmalı platformla son bulan bir yapı olarak 17. yüzyıl'ın sonunda görülebiliyordu. barut deposu olarak kullanılmış olması, bir infilak sonucu hasar gördüğünü veya yıkılmış olabileceğini düşündürmektedir. iii. selim döneminde istanbul'u ziyaret eden moreno'nun 1784 yılına tarihlenen istanbul panoramasında kule yine görülmektedir.


kule hakkında en net bilgileri veren kaynaklardan biri olan inciciyan (1758-1833) belisarius kulesi hakkında şunları söylemiştir: “vaktiyle denizin içinde bulunup bazı müelliflerin imparator justinyanos’un kumandanı belisarius’un zikrettikleri kule de, bugün yenikapı’nın dış tarafındaki ekmekçi fırınının arkasında bulunmaktadır. burası vaktiyle geniş bir körfezdi, fakat sultan iii. mustafa zamanında laleli camii’nin inşası sırasında çıkarılan toprak ve iri taşlar oraya dökülmüş ve meydana gelen arsa, iskân yeri olarak hristiyanlara satılmıştır… mezkûr kuleye hâlen papaz kulesi denir. çünkü, sahil doldurulmadan evvel bazı ermeni papazları patrik david zamanında (1639-1643) bu kulenin yanında, denizde boğulmuşlardı.”

kulenin üzerinde bulunduğu adacık 18. yüzyıl sonlarına kadar haritalarda yer almaktadır. bu tarihten sonra ise adacık yok olmuş, laleli külliyesi’nin inşası sırasında çıkarılan hafriyat toprağının döküldüğü alanda ortadan kalkmıştır. özet ve sonuç olarak, buondelmonti (16. yüzyıl başları)’den inciciyan’ın anlattıklarına kadar aşamalar değerlendirildiğinde marmara deniz surlarının dışında, kıyı çizgisinin biraz açığında, dörtgen planlı (tetragonos), oldukça yüksek, mazgal pencereli, dendanlı katı konsollar üzerinde taşırılarak genişletilmiş, deniz içindeki bir kayalık üzerinde yükselen bu kule, tarihi belgeler üzerinden en az 300 yıl izlenebilmektedir. zaman içinde kulenin, darphane, baruthane belki de hapishane olarak kullanılmış olması ihtimali de vardır. 18. yüzyıl'ın ikinci yarısından sonra efsanevi
kule yıkılmaya yüz tutmuş, kalıntıları taşıyan adacık bir süre daha haritalarda görülmüş, toprak dolgu dolayısıyla fiziki varlığı silinip gitmiştir. kule kalabilseydi, istanbul için ikinci bir kız kulesi konumunda olacaktı.

kaynak: marmara üniversitesi sanat tarihi bölümünden değerli hocam selçuk mülayim'in ilgili makalesi; belisarius kulesi

yazıyı bitirirken ifade etmek isterim: hocam makalede kulenin baruthane olarak kullanıldığı ve burada yaşanan bir patlama ile kulenin yıkıldığı olasılığından bahsetti ancak böyle bir patlama olsaydı dönem vakayinamelerinde mutlaka geçerdi diye düşünüyorum. bu nedenle patlama olasılığı düşük bir ihtimal gibi duruyor.

bonus: kulenin, hocam selçuk mülayim tarafından tarihi belgeler göz önüne alınarak yapılmış çizimi