İstanbul'da COVID-19 Hastalarını Karşılayan Bir Doktorun Gözünden Hastanedeki Durum

İstanbul'da bir hastanede yeni tip koronavirüsün neden olduğu COVID-19 hastalığı bulaşmış kişileri karşılayan bir sağlık çalışanının anlatımıyla COVID-19'un hafife almamanız gereken boyutu.
İstanbul'da COVID-19 Hastalarını Karşılayan Bir Doktorun Gözünden Hastanedeki Durum
iStock

istanbul'da özellikle iyice salgın boyutuna ulaşmış, hafife alınmaması gereken bir patojendir covid-19. 

son 2 haftadır işim gereği içim dışım covid-19 oldu. göğüs hastanesinde çalışmaktayım, hem servislerimizin hepsi covid-19 oldu, -servis hastalarını takip ediyorum- hem de acilde ilk gelen covid-19 hastalarını karşılıyorum. takip ettiğim, entübe ettiğim, yoğun bakıma gönderdiğim o kadar çok hasta oldu ki, covid-19 hakkında birkaç kelime söyleme hakkım olduğunu düşünüyorum.

öncelikle hafife almayın. başta akciğeri ve kalbi tutan, sonrasında böbrek, karaciğer ve bağırsak tutulumlarının da gözlendiği bir virüs. eğer akciğere inmiş ve pnömoni (zatürre) tablosu yapmışsa genç bile olsanız klinik gürültülü gidiyor. hastalığın ilk ve en önemli semptomu ateş. düşmeyen, 42-43'leri bulan bir ateş söz konusu. tomografi görüntüleri karakteristik. bilateral (iki taraflı) yama tarzında sub plevral periferik yaygın buzlu cam yani infiltrasyonlarla karakterize. eğer 60 yaşın üzerindeyseniz veya ek hastalığınız varsa gerçekten ciddi bir pnömoni tablosuna yol açıyor.

inanın ki covid-19 servisinde çalışmak çok zor. hastalık, damlacık ve temas yoluyla bulaştığından kendinizi korumanız, hele ki entübe ederken veya sürüntü örneği alırken çok zor oluyor. son günlerde gelen neredeyse bütün hastalar yukarıda tarif ettiğim bt bulgularıyla geliyorlar ve daha sürüntü örneği bile almadan kafamızda covid-19 tanısı koyuyoruz. bu insanlar öyle yurt dışı teması olan insanlar da değil, bildiğimiz yurdum insanı. bir şekilde bulaşmış, hastalık yayılmış. virüs, günlük hayatımızın içinde artık; 'bir şey olmaz, virüs burada yok' demeyin.

hastalığın en kötü yanı bir anda ilerlemesi. daha dün bt'sinde ılımlı inlftrasyonları olan ve solunum sıkıntısı olmayan bir hastayı 1 gün sonra yaygın akciğerin %50'sinden fazla tutulumu olan ve hipoksiye girmiş bir halde bulabiliyorsunuz. bazen bir günde prognoz öyle kötüleşiyor ki hastaları sürekli takip etmek ve progresyonları kontrol etmek gerekiyor. virüs, kalbi tutmuş ve myokardit yapmışsa 5000- 6000 troponinleri görüyorsunuz. hastanın genel durumu iyice kötüleşiyor, hastalar adeta elinizden kayıp gidiyor. gençlerde de ateşli ağır pnömoni tablosu yapsa da çoğunlukla prognoz iyi gidiyor. bu demek değil ki gençler tamamen güvendeler. onlarda da gayet agresif ve solunum sıkıntısıyla seyredebiliyor.

evet, kısmen etkili ilaçlar var. elimizde var ve kullanıyoruz. plaquenil (hidroksiklorikin) ve kaletra (lopinavir/ritonavir) gerçekten etkili ilaçlar. klinik düzelmeye yardımcı oluyorlar. fakat elbette tamamen etkili ilaçlar değil, dolaylı yoldan etkililer.

virüsün çok bulaşıcı olması özellikle yaşlılar açısından gerçekten çok tehlikeli. hastanelerde yataklar tükenmek üzere ve bu salgın böyle devam ederse ne yatacak yatak, ne bakacak doktor ve hemşire bulunabilir. yapacağımız küçük hatalarla sevdiklerimizi kaybedebiliriz. bu yüzden evden çıkmayın, çok zorunlu olarak çıkacaksanız da mutlaka gözlük ve cerrahi maske takın. cerrahi maskeler; entübe etmek, cpr yapmak, sürüntü örneği almak gibi işlemler dışında koruyucu. gözlük takmaya dikkat edin. mutlaka gözlüğünüz de olsun.

durum ciddi. sağlığınızın kıymetini bilin ve evde kalın.

Atatürk Zamanında Çin'e Gerçekten Aşı Yardımı Yapılmış mıydı?

Farelerden İnsanlara Bulaşmasıyla Tehlike Yaratan Hantavirüs Nedir?