İstanbul'u Toplu Taşımayla Turlayan Köpek Boji Hakkında Karşıt Görüşlü İki Taraf

Aylardır İstanbul'u toplu taşımayla turlayan köpek Boji'ye, geçtiğimiz günlerde İBB tarafından takip cihazı takıldı ve Boji'nin bakımları yapıldı. Sosyal medyada videolar, fotoğraflar derken büyük bir üne kavuştu Boji. Ancak Boji'nin bu şekilde metroda, vapurda, tramvayda olmasından rahatsız olan insanlar da var. Biz de Ekşi Sözlük'teki iki karşıt görüşün fikirlerini derledik. Yorum sizin.
İstanbul'u Toplu Taşımayla Turlayan Köpek Boji Hakkında Karşıt Görüşlü İki Taraf

Öncelikle bu duruma karşı olanların görüşleri

ne zararı var, sanki ısırsa ne olacak diyen insanlar var. ne demek ne olacak ya? ulan ısırmasa bile ben korkudan ölürüm be. kaldı ki küçücük çocuklar var, ciddi travma sebebi.

evet, bu hayvan vakti zamanında alışmış metroya ve geziyor. onu oraya ibb koymadı ancak onu o toplu taşımaya benimsetme olayı yanlış. hayvanın metro ile olan bağı kesilmeli. o kadar kalabalık, ses; hayvanı ister istemez saldırganlaştırabilir.

metroya köpek binmesi yasak. biri köpeğine tasma, ağızlık taksa bile güvenlik almaz ama sokak köpeği binebiliyor. belediye de bunu teşvik ediyor, kendi koyduğu kuralı uygulamıyor. ya köpekler metroya binebilir de herkes köpeği ile binsin ya da sokak köpeklerini de metroya bindirme. kediler, köpekler metroya doluşsun, birbirlerini kovalasınlar, işeyip sıçsınlar. dibi görelim. karşı çıkan olursa da bu dünya size ait değil deriz. kuralsızlık bu ülkenin en büyük sorunu. ya kurallara uyun ya da kuralı değiştirin. tutarlı olmak bunu gerektirir.

köpek fobisi olan bir arkadaşım yıllar önce köpek görünce panikle yola atlamıştı ve araba çarptı. birkaç ay yoğun bakımda yattı. şimdi fobisi olan biri durakta köpek üstüne doğru gelirken refleks olarak kaçmaya çalışıp raylara düşse ne olacak? hayvanların toplu taşıma araçlarına alınmasına karşı değilim ama en azından sahipli hayvanlar ağızlık ile alınmalı diye düşünüyorum.

yine gelmiş 'bu dünya sadece sana ait değil'ciler. gidin bi aslanın yanına kıvrılın madem, sizi yemek isterse bu dünya sadece senin değil, ben de burda var olabilirim dersiniz.

tamam, diğer canlıların yaşam haklarına saygı duyulmalı ama her canlının kendine ait yaşam alanları olmalı. benim bütün canlıların yaşam hakkına saygım var diye ne yapayım şimdi, evde timsah mı besleyeyim. lan doğanın insandan uzak yerlerinde de hayvanların kendi alanları var, kendi yuvaları var.

cidden köpeğin metroda ne işi var? insanlar işe gidip gelirken köpeğin keyfini yapmak zorunda mı? bir video paylaşılmış, köpek yapışmış adamın birinin koluna, bırakmıyor. ya mecbur mu o adam köpeği eğlendirmeye? belki yorgun, belki hasta, belki korkuyor, belki keyfi yok.

köpek seven insanları köpeklerden soğutmayı başaracaksınız bu hastalıklı tavırlarınızla.

kendinize gelin. metroda gezen, yolculuk eden köpek olmaz arkadaşlar. bir sürü video var; köpek insanların çantalarını, kıyafetlerini falan dişliyor. tamam, köpek o; ne yaptığını bilmiyor, her ne kadar ekremci olsam da bu hayvanın yeri ya bir ev ya bir yuva. ibb'nin sosyal medya hesaplarında da "ne kadar sevimli, değil mi?" diye paylaşılması da yanlış. biz yanlışa yanlış diyeceğiz ki, troll'lerden bir farkımız olsun. hiçbir gelişme avrupa medeniyeti kozmopolitinde sokak hayvanı gördünüz mü soruyorum sadece?

Bu durumu savunanların görüşleri ise şöyle

metroda elinizi kolunuzu ısırmayacak bir köpek boji. videoyu izledim, köpekler hakkında zerre fikriniz yok belli ki.

adam köpekle oynuyor. köpekler böyle oynar, hafif ısırıklarla. adam çığlık atıp kaçmıyor, farkındaysanız. sakince köpeği ayırıyor ve oynamaya devam ediyor. köpeğin sonraki tüm hareketleri oyun hareketi. ve yüzde 99 bunu adam başlatmış. aynı şeyi ben de yapabilirdim, gel ulan kerata, oynayalım diye. ki böyle yapmışlığım ve coşan köpekler tarafından düşürülüp hunharca yalanmışlığım vardır. adam temasa geçip oynamak istemiş olmasa o hayvan hiçbir şey yapmayacaktı. sen de kalkıp hayvanı tekmelemez veya oyun istemezsen sana da dokunmaz.

belediye insan için tehlikeli bir hayvanı sokağa bırakmaz. barınaklar çok dolu ve yaşanacak yerler değil. saldırgan olmayan bir hayvan barınağa alınamaz. evet, hayaliniz bundan farklı ama üzgünüm, burası türkiye. sokak hayvanları ile yaşayacaksınız. ben de mesela medeni insanlarla yaşamak istiyorum; yere tüküren, böğüren tipler hep toplansın istiyorum, olmuyor. daha iyisini isteyen avrupa'ya gitmekte özgür.

bu ülkeyi yaşanabilir kılan tek şey aramızdaki bir avuç insanın hayvanlara olan merhameti. onu da alırsanız geriye babun sürüsü gibi bir şey olarak kalacağız.

sokakta hayvan olmasına en karşı insanlardan biriyim. yıllardır sokak kedisi bakar tedavi ettiririm. belim büküldü, psikolojim çöktü. ciddi ciddi kaçmayı hayal ediyorum. olması gereken bu değil. ama bunu tek bir suçsuz hayvanı hedef göstererek yapmayın lütfen ya. hayvanın oyun oynadığı videoya vahşice saldırmış gibi yorum yapıyorsunuz. etraftakiler neden ses çıkarmamış; çünkü büyük ihtimalle adam önce hayvanı sevdi, oynamaya başladı, onlar da bunu gördü. onların gördüğü, hayvansever bir abinin sokak köpeği ile oynaması. bu hayvan aylardır kendi isteğiyle geziyor bu şekilde. ben de isterim gezdiği yer çiftlik olsun, onu seven sahipleri ile oynasın. ama durum bu. başını bir tane okşayan olmuş, azıcık sevgi bulmuş, mutlu olmuş; bunu onu bitirmek için kullanmayın lütfen ya.

diğer ülkelerde sokak hayvanları toplu taşımaları aktif olarak sürekli kullanıyor. bununla ilgili araştırmalar dahi var. genellikle farklı bölgelere gidip yemek aramak için yapıyorlar bunu. bizde de ilk defa bir sokak hayvanı toplu taşımayı kullanmaya başladı. ülkede olay oldu. sevmeyenler ayaklandı hemen, belediyeyi gömenler, edenler. kardeşim, belediye pr çalışması için zorla hayvanı bindirmiyor ya tramvaya. hayvan zaten biniyordu, belediye de aşılayıp tedbirini aldı. diğer ülkelerdeki hemcinslerinin sürekli yaptığı şeyi yapıyor diye küçücük masum hayvanı barınağa tıkmak istemek son derece yersiz bir çıkış. ülkemizde yine ünlü olmadan kimsenin ilgilenmediği bir konuyla karşı karşıyayız. unutulur birkaç güne zaten.

boji'ye hiç denk gelmemiş olanların yorumlaması çok acı. kimseye zararı olmayan, kendi halinde ve sanki bir şey kaybetmiş de arıyor mutsuzluğu ifadesiyle insanlara musallat olmayan bir köpek… metroların dört bir yanında güvenlik ve onlarla iletişimde olan makinistlerin de kontrolünde yolcuların korkmasını engelleyecek her türlü önlem çerçevesinde boji'ye göz kulak olunuyor, hepsi bu. napsınlar, hayvanı sopalarla girme diye kovalasınlar mı? kaldı ki birçok istasyonda patili dostlarımıza su ve mama da yer almakta. mesela m7 nurtepe istasyonu 3-4 nolu girişin turnike bölgesinde sarı bir kediye de rastlayabilirsiniz. asla aşağıya inmiyor ancak turnike bölgesinde sabit bir şekilde gelen gidenleri izliyor. el sürmek isteseniz sizi istemiyor, onun tek isteği orada kendi halinde olmak, o kadar… dilleri yok diye haklarında söz sahibi olmayın.