İstatistikler ve Tarafsız Yorumlarla: Kadınlar Neden Erkeklerden Daha Dindardır?

Dünya çapındaki araştırmaların sonuçlarına göre kadınlar dine veya dindar biri olmaya erkeklerden daha yatkın görünüyor. Bunun olası sebeplerini Sözlük yazarlarının nitelikli yorumlarını bir araya getirerek derledik.
İstatistikler ve Tarafsız Yorumlarla: Kadınlar Neden Erkeklerden Daha Dindardır?
iStock

"Din çok önemli" diyen kadın ve erkek oranı

"Din çok önemli" cümlesinin kadınlar tarafından daha çok söylendiği ülkeler

ABD ve Avrupa'da din konusundaki kadın ve erkek ayrımı

Bir kadının kaleminden

kadınların dinleri daha çok sevmesi üzücü bir gerçek. dünyanın büyük bölümünde, pek çok parametreye göre kadınlar erkeklerden daha dindar.

genel olarak kadınlar abidik gubidik şeylere inanmaya daha meyyaldir. astroloji de bunlardan biri. burç muhabbeti yapan erkek daha azdır. konu din olunca maalesef işin içine özsaygı yoksunluğu giriyor. bu gerçeğe acı dememin sebebi bu. kadınların, kendilerine mirastan yarım hak, yarım şahitlik, erkeklere poligami opsiyonu verirken kendisini monogami mecburiyeti veren bir dine inanmakta sorun görmüyor ve rahatsızlık duymuyor olmasına alışamıyorum. biz orta doğu tanrısının üvey evlatlarıyız. ateist kadın sayısı erkeklerin en az iki katı olmalıydı. bu konudaki tüm eleştiriler ne yazık ki haklıdır.

ancak insan olarak yaptığımız her şeyin, huyumuzun suyumuzun bir anatomik, bir kimyasal, bir antropolojik sebebi var. anlamak lazım. dine inanmak beynin yapısıyla alakalı bir şey. corpus callosum denilen beynin en vitaminli yeri, kadınlar ve erkekler arasında farklılık gösterir ve bu kısım dini inançları da yönetir. beynin iki lobu arasında bağlantı kuran bu bağın yapısı, insanı mistik şeylere yatkın ya da ilgisiz yapar. kişiden kişiye değişebilir, cinsiyetler arası da değişebilir. bir nörobilimci gelip daha detaylı anlatır umarım ancak özeti bu.

kadınların dine bağlılığının bir sebebi bu olabilir. bir diğer sebep kadınların daha uyumlu olması olabilir. çok çok küçük bir azınlık hariç hiçbirimiz dinsiz aileler tarafından yetiştirilmediğimize göre dini reddetmek bir isyankâr ruh işidir. kadınlarda bu isyankâr ruh daha nadir bulunur. daha önce sözlükte de konuşulmuştu; kadınlar, erkeklere oranla daha mutluymuş. bu uyumlu olmakla alakalı. kadınlar tarih boyunca sosyal olarak daha zor şartlarda yaşadıkları için aşağılanmaya, örselenmeye, ikinci plana atılmaya daha kolay uyum sağlayabiliyorlar. çünkü fiziksel güçsüzlük bunu kabul etmeye mecbur etmiş, asilik kadınlarda gelişmemiş. başkaldıran toplumda kendine yer bulamamış ve dolayısıyla elenmiş.

zaten dinlerin en büyük korkularından biri uyumsuz kadınlardır. zart diye lanet ediverirler, sorgusuz sualsiz itaat beklerler. ninelerinizin erdem saydıkları çilekeşliği boşuna değil. geçer akçe kan kusup kızılcık şerbeti içmektir. tabi ninelerin bu tuzağa uyanacak kolektif bilgiye ulaşma şansı yoktu. ancak bizim var. artık bunların farkındayız değil mi hanım kardeşlerim? bu zırvalıklara inanmayıp s**tiri çekiyoruz. hadi bakalım.

Günlük hayattan örnekler

kadınların dinleri daha çok sevmesi, kadınların tarım devrimi’nden bu yana dünyanın hemen hemen her yerinde kamusal hayattan koparılıp özel hayata hapsedilmeleriyle yakından ilişkilidir.

kadınların dine ve hurafelere yakın olmasını geçin, ev temizliğinin kadınlar arasında toplumsal bir rütbe olması dahi çok anlamlıdır. okuma ve çalışma haklarını gasp edip eve tıktığın kadın o evde atomu parçalayıp heykel yapamayacağına göre o evi sadece temizleyebilir. kadınların birbirlerini “pis olmak”la damgalayıp küçümsemesi özünde kendi cinsine hıyanettir ancak bu örtük şiddet ve gasp kadınlar tarafından rıza ile benimsenmiştir.

gelelim en yaygın gerçekliklerden birine. x veya y kromozomunu atamak erkeğin alanındayken dahi kadınlar yüzyıllardır kendileri gibi lanetli bir kız dünyaya getirdikleri için dövüldüler ve hatta öldürüldüler. peki bu hikayenin başında sen ne yapmıştın? okuma hakkını gasp etmiştin. şimdi diyelim ki, bir kadın errrrrrkek çocuk doğuramadı. okutulmamış kadının bunu genetikle açıklaması mümkün mü? tabii ki allah’a, meleklerine, kadere, büyüye, hurafeye başvuracaktır çünkü bunların hepsi sermayesizdir. bir çarşamba sohbetinde ya da bir pazar ayininde sayısız adette melek, şeytan, bela ve cennet vaadi üretebilirken cinsiyeti erkeğin belirlediğinin bilgisine ulaşmak yüzyıllar ve ölçülemez emekler almıştır. o bilginin sahası ise erkeklerin tekelinde olmuştur.

kadınlar dini daha çok sevmiyorlar ancak kadınların dinin tahakkümünden kaçacakları bir arka kapıları yok. dinleri ve öğretileri geçiniz, bugün gün batıp da yarın gün ışıdığında bir yerlerde eğer adet dönemindelerse yeni yapılan turşu ve yoğurdu dahi ellememeleri tembihlenecek. çünkü kadınların “laneti” kendilerinden menkuldür. lanetse gözle görülemez, elle tutulamaz ancak tek çaresi “semavi”dir. öyle işte.

kaynak 1, kaynak 2