İzleyenleri Genel Olarak Tatmin Eden The Northman Filmi Nasıl Olmuş?

The Northman'i sinemada izleyip izlememe konusunda kararsız kaldıysanız yardımcı olacak bir rehber.
İzleyenleri Genel Olarak Tatmin Eden The Northman Filmi Nasıl Olmuş?

the northman... the lord of the rings, game of thrones gibi fantastik evrenlere özel bir ilginiz varsa, kuzeyli hikayeler dinlemekten hoşlanır ve tarihi çok eskilere dayanan efsaneleri izlemeyi/okumayı seviyorsanız, basit bir şekilde bu filmi sinemada görmeniz gerekiyor. film, tüm sinema izleyicisine hitap etmiyor, bunu baştan söyleyelim. bahsettiğim hikayeleri ilgi çekici bulan izleyici ise bu filmi sakın ha tablet, laptop, tv ya da cep telefonunda izlemesin. çünkü film izleyicisine mükemmel bir görsellik vaadediyor ve bunda da ziyadesiyle başarı sağlıyor.

yönetmen robert eggers'in bir önceki filmi lighthouse da hatırlayacağınız üzere görselliği ile ön plana çıkan, siyah-beyaz çekilmiş bir filmdi. yönetmen eggers bu filminde de görselliği fazlasıyla kullanıp, viking efsanelerinden türetilen. öykünün hakkını, en azından görsel anlamda başarıyla veriyor. filmde yer alan dramanın nispeten yetersiz kaldığı söylenebilir.


şimdi de filmle ilgili spoiler da içeren birkaç madde karalayalım

*** film daha ilk sahnesinde, lotr evrenini hatırlatan bir açılışla başlıyor. muhteşem kuzey atlantik doğa manzarası ve buna eklemlenen cgi yanardağlar, görsel açıdan izleyicisine müthiş keyif veriyor. (film izlanda'da çekilmiş.)

*** kuzeyli stark ailesinin hikayesini temeline oturtan game of thrones tv serisine benzer olarak burada da, kuzeyli bir aile mevcut. aynı starklar gibi kendilerini kurtlarla özdeşleştirmişler. vahşi kabilenin spititüel ritüelleri ve ulumalarını bol bol duyuyorsunuz. hatta filmin başlarında kral rolündeki ethan hawke, kanlı kemik çorbasını içtikten sonra hem geğiriyor hem de osuruyor. salonda gülüşmeleri fazlasıyla tanık olacağınız sahnede, kurtların vahşi doğasının her şeye rağmen iyi yansıtıldığını düşündüm.


*** ünlü oyuncu nicole kidman'ın tip olarak filme iyi oturmadığı kanaatindeyim. daha soğuk bir kadın karakter filmde daha iyi olurdu. örnek olarak tilda swinton u verebilirim. ayrıca her ne kadar ensest olgusuna game of thrones'dan fazlasıyla aşina olsak da, oğlu amleth'e kidman'ın ensest yaklaşımı tarafımı ziyadesiyle rahatsız etti. bu tip hikayelerde kaçınılmaz olarak tanık olmaya devam edeceğiz sanırım.

*** filmde ilk yarım saat tamamlanmadan üvey kardeşi tarafından kafası kesilen kral aurvandil rolündeki ethan hawke'ı, uzun saç ve sakallarıyla görünce mutlu oldum. oğlunun korku dolu bakışları eşliğinde öldürülen aurvandil, aynı zamanda lakadı "savaş kuzgunu" olan bir kral. ölmeden önce ruhunu bir kuzgunda devam ettiren kralın sahneleri çok güzeldi. kendisini erken kaybettik maalesef.


*** birçok ilkel toplumda ve kabilede uygulanan, kocası ölen kadının erkeğin kardeşiyle evlenmesi hususu burda da mevcut. kardeşi aurvandil'i öldüren fjölnir'le evlenen kraliçe gudrun, aşina olduğumuz bir gelenek olan levirate ile kocasını öldüren fjölnir'le hayatına devam ediyor.

*** filmde kabilenin yöresel müziği gırtlaktan çıkarılan sesle yapılan bir müzik. bu müziği nsadece orta ve kuzey asya toplumlarına özgü olduğunu düşünürdüm. herhalde kültürel bir etkilenme mevcut. bildiğim en güzel örneklerden birini buraya bırakıyorum.

moğolistan'lı gırtlak şarkıcısı


*** babasının intikamını almak için yemin eden başrol amleth (alexander skarsgrad), defalarca tekrarladığı intikam yemini ile bana direkt arya stark'ı hatırlattı. ayrıca karakterin adı maalesef filmde odağımın zaman zaman bozulmasına sebep oldu. diğer oyuncuların her amleth diyişinde aklıma gelen omlet, karaktere yaklaşımımı etkiledi. ne yapalım, kaçamadım, aklımdan çıkaramadım şu omlet mevzusunu. elbette karakteri kuzeyli bir oyuncunun canlandırması, her şeyi olumlu ve güzel kılıyor. sonuçta bizler, danimarka'lı prens hamlet'in bir uyarlaması ile karşı karşıyayız. yapılan anagram bu sebeple oldukça mantıklı ve gerekli.

*** ünlü oyuncu anya taylor-joy'dan bahsetmemek elbette olmaz. kendisi şu an hollywood'un "hot streak" (gözde) oyuncularından. the quenn's gambit netflix serisindeki başarısıyla ünü tüm dünyaya yayılan oyuncu, bu filmde de harika performans veriyor. ırkı gereği filmde de rusça lehçesi ile konuşan oyuncu, yüz yapısı sebebiyle böylesi epik macera filmleri için de biçilmiş kaftan. filmdeki lakabı gereği, ilk sahnesini gördüğüm an, amleth ile ormanda sevişeceklerini anladığıma memnunum. harika görselliğe sahip olan iki karakterin hem ormanda ve hem de çimenlerin ortasına kurulan banyodaki sahneleri estetik açıdan dört dörtlüktü.


*** filmde ingilizcenin dışında kullanılan, eski norveççe dili, filmin mitolojik havasına değer katıyor. hem lotr evreninde hem de game of thrones'da kullanılan farklı dillerin, yapımların etkileyicilik dozunu artırdığını hatırlayın. burada da benzer bir etki söz konusu.

*** filme benzetilebilecek yapımların başında elbette battal gazi destanı ve tarkan geliyor. tarkan, elbette kurtların yetiştirdiği bir kahraman olmasından dolayı. battal gazi'nin de babasının intikamını alan bir kahraman olmasından ötürü.

*** filmde kahin seeress'i oynayan ünlü müzisyen björk'ü görmek de mutlu etti. nadiren filmlerde görünen björk'e filmde yapılan muhteşem ve korkutucu bir makyaj söz konusu. ses miksajında da başarılı olan filmde, kahin seeress'in yılansı sesi kulaklarımı tırmaladı. elbette bu tırmalamadan oldukça fazla keyif aldım.

*** filmin zayıf karnının oyunculara yazılan metinler ve filmin neredeyse tamamen aksiyona dayanması olarak söyleyebilirim. açıkçası ben karakterlerin daha derin işlenmesini ve kabilenin üyelerinin gizledikleri manevi hazinelere odaklanılmasını da tercih ederdim. filmin bu haliyle saf aksiyon filmine daha yakın durduğunu söyleyebilirim. zaten bu sebeple film, her sinema izleyicisine hitap etmiyor.


*** filmin son sahnesi oldukça etkileyici ve hiç bitmesin isteyeceğiniz türden. ne yazık ki, yönetmenin sanki bir şeylere yetişmeye çalışırmış gibi, çok kısa bir zamana sıkıştırılmış son sahnenin adı; "cehennem kapıları". iki erkek karakterin, yanardağın ağzında, adeta cehennem gibi bir yerde yaptığı kılıç düellosu. yine bir lotr evrenine benzeyen sahnede, amleth'in babasının intikamını almak için fjölnir'e verdiği son mücadele yaşanıyor. sahne, oldukça etkileyici bir sonla bitiyor. intikamını alan amleth'in ölmeden önce sevgilisi olga'nın rahminde olan ikizlerinin (gelecekteki kral) doğduğunu görmesine ve ruhunun mitolojik uçan atla (pegasus) göğe yükselmesine şahit oluyoruz. görkemli ve seyircisini heyecanlandıran bir son.

son söz

the northman türün meraklıları için kesinlikle sinemada izlenmesi gereken, her kesime hitap etmeyen, vaat ettiklerini olabildiğince yerine getiren, oldukça başarılı bir film. özellikle sinema sanatında günümüzde yaşanan bu kıtlık ortamında, salonlara ilaç gibi geldiğini ve tür meraklısı seyirciyi tatmin edeceğini söyleyebilirim. ancak fragmanlarını izleyip, film hakkında çok büyük beklenti içine giren seyirci için de, "siz yine de, film hakkında "potansiyel başyapıt" beklentisi içinde olmayın." demek isterim.