Kafası Karışanlar İçin: Efsane Dizi Lost'ta Yaşananların Temiz Bir Açıklaması

2004-2010 yılları arasında yayınlanan televizyon dizisi Lost, karmaşık denebilecek bir finalle ekranlara veda etmişti. Yerli bir forumda, bu final sonrasında merak edilenlere dair yapımcı JJ Abrams'ın ağzından cevap veren bir yazı paylaşılmıştı 2010'da. İşin garibi, oldukça mantıklı bir teori bu.
Kafası Karışanlar İçin: Efsane Dizi Lost'ta Yaşananların Temiz Bir Açıklaması


tüm 6 sezon boyunca yaşananlar rüya mıydı?

jj abrams: elbette değildi. bölümlerin tamamını dikkatle izleyen hiçbir izleyicinin bu denli mantıksız bir sonuca varacağını sanmıyorum. dizinin jack’in gözlerini aralayışıyla başlayıp, kapamasıyla bitmesi bu yanılgıya yol açmış olabilir. yaşanan her şey gerçekti. dahası, dizide rüya vizyonu asla yoktu.


finalde kilisede buluşan tüm ekip ölü müydü?

jj abrams: kafa karıştırıcı bir final bölümü olduğunu kabul ediyorum, ki bu bilinçli bir tercihti. yine de, final bölümünü bir kaç kez izleyenlerin anahtarı anladıklarından eminim. forumlara göz attığımızda gördük ki, bulmacayı çözenler, kafası karışanlardan daha fazla.

dharma istasyonunu patlattıklarında, kuantum fiziğine ilişkin prosedürü başlatmış oldular. diğer bir deyişle adada, bulundukları zaman boyutunu sonlandırdılar. böylelikle “uçak düşmeseydi, nasıl bir hayatları olurdu” başlıklı paralel evrendeki hayatları ilerlemeye başladı.

einstein kuramlarını az çok okuyan herkes bilir ki, teori maddenin her iki evrende de varlığını sürdürebildiği üzerine inşa edilmiştir. bu yüzden, aynı ekip adadaki varlığını sürdürdü. fakat anımsanacağı üzere, farklı bir tarihe geçtiler. çünkü bulundukları zaman dilimini dharma istasyonunun merkezinin imhasıyla durdurdular.

“herkes ölü müydü” sorusunun yanıtı da burada aslında. hem evet, hem de hayır!


aslında hiç de karmaşık değil. paralel evrende, yani “uçak düşmeseydi hayatları nasıl olurdu”yu anlatan dilimdeki karakterlerle, adadaki karakterlerin bulundukları evren birleşti. biraraya geldikleri kilise, işte bu iki evreni bir araya getiren kozmik bir platformdan başka bir şey değildi.

jack’in babasının, “… buradan nereye gideceğiz” sorusuna verdiği yanıtı anımsayalım; “hiçbir yere gitmeyeceğiz. ilerlemeye devam edeceğiz” demişti. bazı forumlarda gördük ki, ekip öldü ve cennete gittiler diyenler var. bu nasıl mümkün olabilir. her biri, kaza olmayan evrende yaşamlarını gayet normal sürdürmekteler. fakat paralel evrende, adada yaşananları anımsayarak bir araya geldiler. hem adada, hem de diğer hayatta ölenler zaten orada yoklardı.

dikkat edin! kilisede, adada var olan birçok önemli karakter yoktu! özetle; iki evren birleşti ve onca badirenin ardından hayatlarına devam edenler birleştiler. ben’in kiliseye girmek istemeyişinin de yanıtı burada gizliydi zaten.


peki ama, ada “neydi” aslında?

jj abrams: şunu ekipçe kabul edebiliriz. haddinden fazla karmaşık bir hikaye örgüsü sunduk sizlere. böyle de olması gerekiyordu. işin içinde olduğunuzda bazen size çok basit gelen sorular, izleyenler için aynı kolaylıkta görünemeyebiliyor. ada meselesi de bunlardan biri. aslında adanın ne olduğu bence dizide enine boyuna anlatıldı.

ada, paralel evrenlerin geçiş noktasıydı elbette. evrenler arası geçişin yol açabileceği trajedileri engelleyebilmek için adanın korunması, çıkarları için bu geçiti kullanmak isteyenlerin engelenmeleri gerekiyordu. işte dharma ekibinin adada bulunma sebepleri de buydu.

uzay zaman eğrisinin kırılma noktasıydı ada.


jacob ve kara duman fenomenlerinin hikayeye yerleştirilmesi kasıtlı bir kafa karıştırma yöntemiydi, kabul ediyoruz. ve özellikle, bu iki karakterin dramatik yapılarını anlatmış olsak da, fazla detay vermedik.

alpert, adaya gemi kazasıyla geldiğinde kara duman’ın ona “… burası cehennem” dediği sekansı anımsayın. aslında cennet de, “cehennem de bu dünyada” mesajı zaten hikayenin temel iddialarından biriydi.

tüm dizi boyunca yanıtını seyirciye bıraktığımız tek pasaj da aslında buydu. jacob ve isimsiz kardeşinin gizemleri. sıradan bir insandı anneleri, evet. fakat adanın koruyuculuğuyla görevlendirildiklerinde kutsal özelliklere sahip oldular. özelliklerini şeytani amaçlar için kullanma raddesine gelen kara duman’ın adadan ayrılmasını engellemek istemeleri de bu yüzdendi zaten.


jack’ in babasının hikayedeki önemi neydi?

jj abrams: sanırız, jack’ in babası üzerine bu kadar kafa yorulması final bölümündeki ağırlığından kaynaklanıyor. haklısınız da. fakat zannedildiği kadar kilit bir karakter değil aslında. baba figürü, yalnızca jack için önemliydi. ilk sezonları anımsayalım. babasının jack üzerindeki etkisi, kötüleyen ilişkileri ve bu yüzden jack’in giderek kaybolan özgüveni neticesinde adanın eline kalan tek değerli şey olduğunu düşünür hale gelmesi.

işte bu sürecin sonunda jack’ e, aslında ne denli değerli olduğunu anımsatabilecek en güçlü motifti babası.

Yazının paylaşıldığı yerli forum burası