Kalabalık Kelimesinin Türkçeden İsveççeye "Kalabaliken" Olarak Geçişinin Hikayesi

Bu ilginç etimolojik bağlantı için 1700'lü yıllara gidiyoruz.
Kalabalık Kelimesinin Türkçeden İsveççeye "Kalabaliken" Olarak Geçişinin Hikayesi

ruslara yenilen ve 1000 kadar askeriyle beraber, 1709 yılında osmanlı imparatorluğu’na iltica eden isveç kralı xii. karl (demirbaş karl), osmanlı-rus sınırındaki bender kentine sığınmak zorunda kalmıştı. 5 günlüğüne geldiği osmanlı'da 5 yıl kalan, zaman içinde devlet içnde devlet olmakla suçlanan, ahaliye borç taktığı da söylenen karl'dan artık osmanlı iyice rahatsız olmaya başlamıştı.

demirbaş karl’ın, osmanlı hükümetinin memleketine dönmesi için verdiği beş yüzer kuruştan 1000 kese akçeyi almasına rağmen gitmekte tereddüt etmesi, kendisini götürmekle vazifeli yeni bender muhafızı izmirli ismail paşa tarafından istanbul’a bildirildi. bunun üzerine dîvan'ın padişah’la yaptığı görüşmede gitmesi için son bir teklif daha yapılması ve kabul etmediği takdirde edirne’ye getirilip sonra icabına göre hareket edilmesi, şayet gelmek istemezse cebren selanik’e getirilmesi kararı alındı.

Demirbaş Karl

isveç kralı’nın kendisini almaya gelen yeniçerilere direnmesi üzerine iki tarafın kuvvetleri birbirine kılıç çekti. karl, çılgınca bir işe girişmişti. 31 ocak 1714’te yeniçeriler top atışıyla isveç kampını bombalamaya başladı. bu, bir netice vermeyince ertesi gün, 1 şubat’ta, yalın kılıç kampa saldırdılar. demirbaş karl, beraberindeki 40 kişiyle 600 kişilik yeniçeri gücüne -bunların arasında bender sakinleri de vardı- karşı koymaya çalışıyordu. göğüs göğüse mücadelede kendisini yıllardır cömertçe ve hiçbir tahkiratta bulunmadan ağırlayan ülkenin askerlerini biçmekten çekinmedi. 

kral, çareyi malikânesine sığınmakta buldu. fakat osmanlı okçularının attığı ateşli oklar yüzünden bina alev almıştı. pencerelerden girme teşebbüsünde bulunan birkaç yeniçeri yere serildikten sonra çaresiz, dışarı çıkarak teslim oldu. kalabalık yeniçeri grubuyla yaşanan bu çatışma daha sonra kalabaliken-i bender (bender karmaşası) olarak adlandırıldı. (hatta isveççedeki “kalabaliken” sözcüğü türkçe “kalabalık”tan geçmiştir ve “şamata, karmaşa, büyük düzensizlik” anlamlarına gelir.)