Kalabalıklığını Hiyerarşik Düzenle Yoğurarak Bir Adım Öteye Gidemeyen Ülke: Hindistan

Oldukça verimli ve geniş topraklar üzerinde olan Hindistan'a yapışmış bu geri kalmış ülke imajının neden uzun yıllardır değiştirilemediğine bakıyoruz.
Kalabalıklığını Hiyerarşik Düzenle Yoğurarak Bir Adım Öteye Gidemeyen Ülke: Hindistan
iStock


hindistan kültürünün iki büyük özelliği vardır

1- hiyerarşi

2- çoğulculuk

bu iki özellik hindistan'ın hemen her ögesinde kendisini gösterir.

aile düzeninden, iş yaşantısında, sinema filmlerinden, mitolojisine kadar, geçmişten günümüze hint kültürü bu iki özelliği içinde hemen her zaman barındırır.

kast sisteminin kendisi zaten hiyerarşinin tanımı olmakla birlikte, çağın değişen koşullarına rağmen, özellikle şehir yaşamında kast sisteminin etkisi azalsa bile, hiyerarşik yapı tüm gücüyle ortadadır. ataerkil yapıya sahip bir toplum olmasıyla birlikte ailenin en yaşlı erkeği, ailenin reisidir. büyük yani üstün olana karşı çıkma, cevap verme, itaat etmeme az rastlanan kavramlardır.


bu sadece ailede böyle değil. 

hint iş dünyası da benzer bir düzenle dönmekte. ironik bir şekilde adını hint kültürünün bir öğesinden alıp, kendilerini iş gururu olarak adlandıran, günün son moda yönetim teknikleri hususunda ahkam kesen birçok kişi, iş dünyasında çoklu katılımın öneminden bahsededursunlar, hindistan kendi gurularının dikine giderler. düz mantıkla, üst, asttan her zaman üstündür. onun sözü tartışılmaz olarak geçerlidir. bir ailenin dedesi, babası neyse, şirketin patronu da diğer çalışanların gözünde odur.

bu ille de o kişiye büyük saygı duyulduğu anlamına gelmez fakat muhalefet anca, dedikodu ve verimsizlik düzeyinde kalır. kararlara ve yönetim şekline katılım teşvik edilse dahi, standart hint çalışanının performansında bir değişiklik olmaz. herkesin tercih ettiği, çalışıp sonuca ulaşmaktansa, uygun bahaneler yaratabilecek durumun ortaya çıkmasıdır.

katı hiyerarşik düzen, "çok laf az iş" düzenini de bir arada getirir. çünkü hindistan'da herkes işini başkasına yaptırmaya meraklıdır. evi olan herkesin bir hizmetçisi vardır. hizmetçinin bile hizmetçisi olduğu hiç de az rastlanan bir durum olmamakla birlikte en ufak işin bile başkasına yaptırılması sebebiyle ve en düşük sosyal seviyedeki kişilerin de kendini geliştirme imkanı zaten olmamasıyla birlikte tembellik baki kalır.


tarih boyunca dış güçlerin hindistan'a kolayca hükmedebilmelerinin nedenlerinden biridir ayrıca hiyerarşi. çünkü hintli, karşısındakinin kendisinden sosyal ya da fiziksel üstün olduğunu kabul ettiği, farkettiği anda siner. kendi gururu ya da istekleri peşinde koşmaktansa, söylenerek itaat eder. zira, hindistan'ın bağımsızlığına kavuşması, ingilizlerin artık dünyanın o bölgesinde işinin bitmiş olması, başka yerlere odaklanmak zorunda olmaları ve bunun sonucunda mahatma gandhi önderliğinde yürütülen pasif direniş ile gerçekleşmiştir.

mesela, gidip görmek, gezmek ve hatta yaşamak için hindistan erkekler için hiç de tehlikeli bir yer değildir. tabi bunu söylerken temizlik nedeniyle ortaya çıkan tehlikeden bahsetmiyorum. yani sokaklarda birinin size saldırması, eşyalarınız gasp etmesi sık karşılanan bir olay değildir. çünkü erkekseniz, hele de yabancı ve kendine güvenli duran bir erkekseniz, kendinizi koruma, karşınızdakini kolayca sindirme gücününüz vardır. fakat bu sadece erkekler için geçerli. buna karşın, güçsüz olan kadın için, tek başına gezinti tehlikelidir hindistan'da. sokaklarda yalnız dolaşan kadınlara tecavüz edilmesi benim orada bulunduğum beş ay boyunca haberlerde sıklıkla rastladığım bir şeydi.


hiyerarşi, hinduizmin de özündedir. 

saygı kadar itaat de olayın özünde yer alır. ilahi düzene teslimiyet, yeryüzünde yan etkilerini de gösterir. örneğin, tipik ortodoks bir hindu köyünde, başına bir husumet, bir hastalık ya da zorluk gelen kişiye yardım edilmediği ve çok şiddetli kadercilik anlayışı en temel hint eserlerinde görülmektedir. karmasını yükseltmek isteyen hintli zamanın ötesinde hareketlerden kaçınmalıdır. bu da çoğunluk adı suçun artışını gösterir. organize bir başkaldırıya pek rastlanmaz.

hindistan'ı ve hint kültürünü şekillendiren diğer bir özellik ise çoğulculuktur.

"nerde hintli orda çokluk" şeklinde özetlenebilecek durumun devamı bizim de bildiğimiz gibi "nerde çokluk orda bokluk" şeklindedir. ülkenin bu derece pis olmasının sebeplerinden biri, belki de en önemlisi çokluğun ortaya çıkardığı bokluğun, tembellik temelli sebepler neticesinde temizlenmemesi daha ve kabullenme temelli sebeplerle de buna alışılmasındandır.


bir yer kalabalıksa iyidir, iyi bir şey varsa muhakkak başı kalabalıktır hindistan'da. göreceli iyilik zamanla etkisini yitirse bile, burada da çokluk baki kalır.

hint aileleri kalabalıktır. yine her ne kadar birçok şehirli hintli "artık devir değişti, çekirdek aileler çoğaldı" deseler bile, o çekirdek aileler bile sadece anne, baba ve çocuktan oluşmazlar. o evlerde hizmetçiler yaşar. fakat özel hayat kavramı hindistan'da farklı olduğundan ve de hizmetçiler adamdan sayılmadığından, hintliler ev ahalisinin en küçük haline geldiğini düşünürler.

tabi bu şekilde düşünen ve yaşayanlar yine toplumun çok küçük bir azınlığı. bunun dışında kalan çoğunluk halen geniş aile ile yaşar. bu gruba yine bir sürü hizmetçinin de dahil olduğunu söylemeye gerek yok.

hint filmlerini izleyenler bu özelliği şak diye farketmişlerdir herhalde. kabalık gruplar, şarkılar, danslar ve şaire...


çokluk hiç de az bulunur bir şey de değildir bu memlekette. 

kışın soğuk geçtiği bölgelerde, sokakta uyuyan onlarca kişi ölmektedir her gece, kimse umursamaz. bir kişi, iki kişi, beş kişi önemli değildir zaten. halen çok adam vardır hindistan'da. tren tarafından ezilen, damdan düşen, araba çarpan, boğulan, patır kutur hayatları son bulan kişi ya da kişiler haber değeri bile taşımazlar. halen hindistan'da çok adam vardır. gereğinden çok.. ama bir o kadar da gerekli.


her şey bir aradadır, karışıktır, çoktur. hemen her amerikan filmi kopyalanır bollywoodda. ama hintleştirilerek çekilir. korku filmi de olsa, macera da olsa, hintlileştirilmiş versiyonunda her duygu filmin içine katılır baharat gibi üzerine bol dans ve müzik eklenir. hint filmleri hep birbirine de benzese de orijinal filmler değil, hint versiyonları talep görür. şöyle düşünür ortalama hintli:

yahu ben aynı parayı verip bir buçuk saatlik film yerine, üç buçuk saatlik film seyrediyorum, üstüne üstelik bizimkisi şarkılı danslı, hem ağlıyorum hem gülüyorum. yemişim amerikan sinemasını.

çokluk öylesine işlemiştir ki hint kültürüne. ülkenin tek dili bile yoktur. herkes farklı dil konuşur, her dil farklı harflerle yazılır. her bölgenin kültürü birbirinden farklıdır.

düzenin önemli olduğu düzensizlik, çökün tek olduğu bir ülkedir hindistan.