Kanını Koklayan Hastane Çalışanlarını Hasta Eden ve Ölümü Çözülemeyen Kadın: Gloria Ramirez

1994 yılında aniden fenalaşarak hastaneye kaldırılan Gloria Ramirez adındaki kadın, hastanede muayene sırasında kan örneği alınır. Kanında ilginç kristaller keşfeden doktorlar ve hastane çalışanlarından bu kanı koklamış 23 kişi de hasar görür. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Ramirez'in kanındaki sır halen çözülememiş.

gloria ramirez'in hastalığı

1994 yılında rahim kanseri hastalığına yakalanan gloria ramirez isimli kadın çok fazla acı çektiği için riverside hastanesine götürülüyor.


doktorlar ve hemşireler tarafından hemen muayene edilmeye başlanıyor fakat çok kısa bir süre sonra gloria ramirez ile ilgilenen bütün sağlık personeli tek tek halsizleşmeye başlıyor ve onun kanıyla temas etmiş herkes tek tek hastalanıyor. gloria o gün yaşamını kaybediyor ve ona temas eden insanların neden hastalandığı hala çözülememiş.

Ramirez, Toxic Lady adında bir TV dizisine de konu olmuş.
23 Hastane çalışanının etkilendiği olayda, hastaneye özel ekipler gönderilmiş ve karantina altında inceleme yapılmış. Ancak servis odasına giren uzmanların yaptıkları teste göre, havada zehir bulunamamış.


kendisi hakkında hürriyet haberde şöyle yazılmıştır.

bedenin ürettiği sinir gazını kokladılar

aslında savcı, bayan ramirez’in biyolojik örneklerini ülkenin değişik laboratuvarlarına göndermişti. bunlardan biri, 1952’de nükleer silahlarla ilgili araştırmalar yapmak üzere san francisco yakınlarında kurulan lawrence livermore ulusal laboratuvarı’ydı. diğerlerinden farklı olarak kimyacı brian andresen, hiç beklenmedik bir sonuca ulaştı. kan ve organlarda dimetilsülfon ve normalin çok üzerinde sülfat buldu.

başkan yardımcısı kimyacı patrick grant’ın da yer aldığı dört kişilik bir ekip, bayan ramirez’in kanser ağrılarını hafifletmek amacıyla vücuduna dimetilsülfoksit (dmso) içeren ve sporcular tarafından yaygın olarak kullanılan bir krem sürmüş olabileceğini, bedenin üzerindeki yeşilimsi yağ ile sarımsak kokusunun bundan kaynaklandığını ileri sürdüler. ambulansa bindirildiği andan itibaren verilen yüksek miktarda oksijenin, dolaşımındaki dmso’nun tamamını dimetilsülfon’a çevirdiğini bildirdiler.

doktorların, enjektördeki kanda gördükleri sarı tanecikleri de buna bağladılar. vücut ısısında çözünmüş halde bulunan dimetilsülfon, acilin 18 derecelik soğuk havasıyla karşılaştığında, kristallenmişti.
livermore bununla yetinmedi. personelin zehirlenme belirtilerine de açıklık getirdi. dimetilsülfon’un, birkaç kez elektroşok uygulanan bayan ramirez’in bedeninde, sinir gazı dimetilsülfata dönüştüğünü iddia etti. kandaki yüksek sülfat miktarlarını ve enjektörü koklayanların şikayetlerini buna bağladı.

1997’de patrick grant ve ekibi, bulgularını mesleğin en saygın dergilerinden, forensic science ınternational’de yayınladılar. analizleri doğruysa, koşullar elverdiğinde insan vücudu savaş silahı üreten bir kimya fabrikasına dönüşebilir. doğru değilse, hastanede yaşananları, biri lütfen açıklasın. bütün bunlar bir yana, konu aydınlanıncaya dek temkinli olun, kimsenin kanını koklamayın!"

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/11514277.asp