Kişinin Kendini Sürekli Hasta Hissetme Durumu: Hipokondriyazis

Halk arasında hastalık hastalığı olarak da bilinen, kişinin var olmayan bir hastalığın peşinden koşmasına neden olan bir hastalıktır. Hipokondriyazis, somatoform bozukluklar başlığı altında incelenmektedir. Peki somatoform bozukluklar nedir?
Kişinin Kendini Sürekli Hasta  Hissetme Durumu: Hipokondriyazis

somatoform bozukluklar, herhangi bir saptanabilir fizyolojik nedeni olmayan bozukluklardır. somatoform bozuklukları olan kişiler, hasta olmadıklarına dair doktorların güvence vermesine rağmen fiziksel olarak hasta olduklarını düşünürler ve fiziksel hastalığın hiçbir kanıtı, belirtisi olmadığı halde bu hastalıklarda görülenlere çok yakın belirtiler aktarırlar. bu hastalığı olan kişiler aslında fiziksel durumları hakkında başkalarını isteyerek ve bilerek yanıltmaya çalışmıyorlardır, rol yapmıyorlardır çünkü belirtiler onlara göre gerçektir.

hipokondriyazis, somatoform bozukluklar başlığında incelenir. hipokondriyazis, sağlık fobisi veya sağlık anksiyetesi olarak da bilinir. ciddi hastalığa yakalanma ya da yakalanmış olma endişesiyle beslenen psikolojik bir hastalıktır. bu hastalığın mensuplarına hipokondriyak* denir. hipokondriyaklar, hastalıklar ve doktorlar arasında gerçek anlamda bir şeytan üçgeni vardır. bu üçlünün arasında kurulamayacak olan bir eş üçgen, hastanın, doktorun ya da hastalığın kararsız bir biçimde aktive olmasını sağlar. özellikle hasta ile doktor arasında bir güvensizlik ve uyum sorunu vardır. insan bedeni, belki de la mettrie gillerin savladığı gibi, hiç de makine değildir. bu sebeple, birey gitmiş olduğu 10 doktordan yarısından, farklı yanıtlar alabilir. aldığı bu farklı yanıtlar ve doktora olan güvenin, kendi hislerine güvenden daha az olması, hipokondriya'nın çok seçik belirtileridir.

hipokondri genelde "20" ile "30" yaşlarında görülür. bu "bana bir şey olmaz" evresinden "organik tarım pazarına gidelim mi aşkım?" evresine geçişin olduğu yaş aralığıdır. özellikle minör rahatsızlıklar, kişinin birden aydınlanmasına yol açabilir ve "bana bir şey olmaz" demeyi bırakabilir. ancak bu süreç çok önemlidir çünkü bu bir kırılma sürecidir. kişi bu ufak çaplı rahatsızlığını, devamı gelebilecek bir tufan olarak değerlendirirse, hipokondriyaklığa adım atabilir.

neticede hipokondri tedavisi kesin olan bir hastalık değildir. psikolojiktir ve zihinsel tedavilerle düzeltilebilir. kendinizi doğru şekilde telkin ederseniz, desteğe ihtiyaç duymadan bile bu illetten kurtulabilirsiniz. hepimiz öleceğiz demek sizi bir yere kadar rahatlatabilir. ama aşırısı da sizi saçma bir duruma götürür. hastalığı ölümle tedavi etmek pek makul değildir. ha unutmadan söyleyeyim, kendinizi çok sıkmayın! maudsley'nin dediği gibi gözyaşı akacak mecra bulamazsa, başka yerlerden akmaya çalışır. bırakın göz pınarlarınızdan aksın gözyaşı, başka yerlerinizden değil...