Kişisel Gelişime Tapan Düşük Maaşlı Plaza Çalışanı

Hemen hepimizin bir yerlerden aşina olduğu bu tipi, Ekşi Sözlük'ün tespit konusunda aşmış yazarlarından ''ortamvirusu'' anlatmış.
Kişisel Gelişime Tapan Düşük Maaşlı Plaza Çalışanı
iStock.com


sabah 6'da ayaktadır. isminin içinde can geçen her berkecan gibi enerjik şekilde yataktan fırlar.

güne başlamak için en iyi saattir gündoğumu.

ilk olarak limonlu ılık su içer, sonra gider sağlıklı ve lifli bokunu tuvalete bırakmak ister ama yapamaz.

"cesaretin büyük kısmı, o korkutucu şeyi daha önce yapmış olmaktır"

tekrar klozete oturur, ıkınır ıkınır ıkınır. gözlerini kapar ve boku ister, çağırır onu.. ve evren o'nu ona getirir:

kahverengi çocuğunu havuza atar.

bir daha bu kadar çok keten tohumu yememeye karar verir.

aynaya bakar ve evrenin ona hazırladığı yeni fırsatlar içeren yeni güne gülümser.

"dünyada girmeyi dilediğiniz değişikliği siz kendinizde gerçekleştirmelisiniz"

iStock.com


bu kez sinek kaydı yapmaz traşını, dudağın altında küçük bir şeytan sakalı bırakır.

maili açar ve şirketin stajyer çıtırlarından melis'in beğendiği iletisine tekrar bakar feys'te:

"özgüdümlememizi en çok etkileyen şey, çevremizdeki koşulları nasıl görmeyi seçtiğimizdir, çünkü hiçbir şeyi olduğu gibi görmeyiz. her şeyi kendimiz nasılsak öyle görürüz. dünya, kendi yarattığımız bir arenadır."

omlet ve portakal suyundan oluşan kahvaltısını tam bitirmeden saate bakar ve yerinden fırlar.

işyerine giren ilk kişi olmanın onu ofis direktörünün gözünde nasıl yücelttiğinin farkındadır.

metrobüste 100'lerce kahvaltı etmemiş, dişlerini fırçalamamış insanın arasında sıkış tepiş mecidiyeköy'e gider.

mecidiyeköy'den bindiği metrodaki çok daha modern insanları, şık giyimli işkadınlarını, ingilizce konuşan beyaz tenli insanları görünce mutlu olur ve içinden tekrarlar:

"birlikte olduğunuz insanlar yaşamınızı değiştirirler. sinik insanlarla bir aradaysanız, sizi de kendileriyle birlikte aşağı çekeceklerdir"

iyi bir semtte oturmanın artılarını düşünerek plazaya girer.

her daim enerjik, zamanının çoğunu işyerinde topluca yapılacak aktiviteleri düzenleyerek harcayan, sürekli gülümseyen, karşılaştığı herkesin elini kırarcasına sıkan biri olduğu için ofisine çıkması 15 dakika sürer.

bilgisayarının başına oturur, hayatı boyunca çalışsa yüzde birini bile biriktiremeceği paraların yönetimiyle ilgilenmeye başlar. 

"25 yıllık ev kredisinde her yıl 1 aylık mola(o ay bankaya taksit ödememe) hakkı" projesi ona aittir. bu sayede net maaşı 1200'den 1432 tl'ye çıkmıştır. 

iStock.com


üniversite biteli 4 yıl olmuştur, askerlik aradan çıkmıştır, kpss'ye giren arkadaşlarının aksine o özel sektörde kolayca yükselebileceği bir işe girmiştir.

melis'in mailine bira içen köpek fotoğrafı yollar. melis de ona " çk ii yhaa :)))))" yazıp yollar.
melis'le bir şeyler olabilir.

ilk kahvesini bitirdikten sonra masaüstündeki araba fotoğrafları klasörünü açar ve bu yıl sadece on adet üretilecek bentley marka otomobilin fotoğrafını klasöre atar.
o klasör onun ışığıdır.

"mucizelere inanmayın. onlara güvenin."

54 yıl çalışıp hiç harcamazsa satın alabileceği arabalara bakar ve onları büyük bir tutkuyla istemenin ne kadar önemli olduğunu düşünür.

direktörü görmesiyle klasörü kapatması bir olur. 

direktör onu görünce baş parmağıyla okey işareti yapar ve direktörün ona bu sıcak selamını gören ofis arkadaşı canberk'in gözlerinden kıskançlık taşar.

yaklaşık 3 saat hiç kalkmadan çalıştıktan sonra yağ oranı %50 azaltılmış bisküvisi ve 2. kahvesiyle yarı açık çatı katına çıkar. amacı sigara içen melis'le karşılaşmaktır.
melis oradadır. 

kendine kendine sessizce

"eğer bir kadınla konuşurken çok sıkılan bir erkekseniz kendinizi bir sohbette hayal edin. kendinizi güvenli, akıcı bir sekilde konuşurken görün. konuştuğunuz kişinin sizi ne kadar dikkatle dinlediğini ve sohbetinizden zevk aldığını görün. size gülümsediğini görün, kendinizi başarılı görün, başarılı olacaksınız!" der.

iStock.com


ve melis'e önceden ayna karşısında 50 kere falan tekrar edip prova yaptığı şu cümleyi ses tonu hiç değişmeden söyler:

"haftasonu bi çılgınlık yapıp abant'a gidelim mi benim arabayla (babamın arabayla)? bu mevsimde orası çok güzel olur."

melis gözlerini kaçırıp geriye doğru hafifçe 1 adım atar ve haftasonu için ailesiyle programı olduğunu söyler.

beden dili konusunda okuduğu kitaplar berkecan'a "y.rrağı yedin olm" demektedir.

"o zaman yarınki boat show'a gidelim mi? sana 5 yıl sonra alacağım tekneyi göstereyim" der.

melis bu kez "murat'la başka bir planımız vardı." der.

melis sevgilisi murat'ların ne kadar tehlikeli olduğunu bilen berkecan hemen gülümser ve şirket içi dedikodularla melis'i eğlendirmeye çalışır. melis hemen eğlenir.

yenilmişlik, hayal kırıklığı ve öfke duygularıyla feys'e girer ve profil resmi olarak bol güneş gözlüklü geçirdiği tatilden fit bir plaj fotosu koyar anasayfaya.
açıklama kısmına "marmariisssss 2011 yaz :))))" yazar.
murat'ın göbekli ve kel bir 30 yaş üstü doktor olduğunu biliyordur.

gelen mailleri kontrol ederken bu ayki kredi kartı ekstresini fark eder ve spor salonu aidatı, abant çılgınlığında yaptıkları kahvaltının üç basamaklı tutarı, yoga kursunun taksidi, aldığı orijinal parfümün 7. taksidi ve şirketçe kafayı dağıtmaya gittikleri kenan konserinde melis'e ısmarladığı içkilerin toplam tutarını görür.

gözleri dolar. babasından bu ay da para istemek zorunda kalacaktır. boğazına oturan yumruyla
çantasından küçük defterini çıkarır ve son yazdığı maddeyi okur:

"çincede kriz konseptinin yazılımının iki karakterden oluştuğunu, bunlardan birinin risk diğerinin de fırsat olduğunu biliyor muydunuz?"

internet bankacılığını kullanarak 2.000 liralık birikimiyle aldığı hisse senetlerine bakar ve onları satıp parayı, büyük bir patlama yapacağını new york'ta çalışan arkadaşından öğrendiği şirketin kağıtlarına yatırmaya karar verir.

araba fotoğrafı klasörünü açar, 10 saniye boş boş baktıktan sonra korkuyla kapatır.

direktör ofise girip "arkadaşlar toplantı saati geldi, lütfen 15 dakika içinde salonda olun" der.

berkecan ayağa kalkar, dağcılıktan gelen çeviklikle salona doğru koşarken direktörün yanına gelen melis'i görür. melis ve direktörün flörtsel konuşmalarına bakarken dikkati dağılır, sorumsuzun tekinin yere düşürdüğü kahve fincanına basar, ayağı kayar ve kafasını steril beyaz ofis masasının köşesine geçirir.

beyni yere akmaktayken ofis arkadaşı canberk onu ayfonunun kamerasına çekmekte, melis ağlamakta, direktör ambulans çağırmaktadır.

toplantı iptal edilir. 

canberk önce feys'ine ":,((((" yazar, sonra da youtube'ta videonun kaç kez izleneceğini düşünerek ağır ağır metroya doğru yürür.