Kolomb Gelene Kadar Kuzey Amerika'nın En Ünlü Kenti Kabul Edilen Gizemli Bölge: Teotihuacan

Günümüzde Meksika'da yer alan, kimler tarafından kurulduğu veya MS 600 civarında neden terk edildiği hala netleşmeyen bu gizemli kenti öğreniyoruz.
Kolomb Gelene Kadar Kuzey Amerika'nın En Ünlü Kenti Kabul Edilen Gizemli Bölge: Teotihuacan
iStock

Nedir, ne değildir?

teotihuacan, nahuatl dilinde "tanrıların doğum yeri" anlamına gelir. orta amerika'ya ait olmek kültürü'nden çıkan iki uygarlıktan biridir (bir diğeri ise maya uygarlığı). ms 450 yıllarında gücünün doruğundayken 200 bine yakın nüfusu vardı ve orta amerika'nın büyük bir bölümünü yönetiyordu. piramit şeklindeki tapınakları dinleriyle ilişkili ritüelleri işaret eden, taşa oyulmuş kabartma, heykel ve resimlerle süslüydü.

güneş ve ay piramitleri'nde yine dinsel anlamları olduğu düşünülen eşyalar bulunmaktaydı. bunlardan biri sabit yüzlü, yaş ve cinsiyet belirtmeyen maskelerdi. teotihuacan'ın yüzü adı verilen maske; yeşim ya da bazalt taşı, doğal cam, kömür ve deniz kabuğu kullanılarak yapılmaktaydı. zaten ismi de, 14. yüzyılda harabe kenti keşfeden aztekler tarafından, sanatının bu niteliğine bakılarak verildi.

teotihuacan'ın güneş, ay ve yağmur piramitleri m.ö. 300 m.s 300 yılları arasında inşa edilmiş

ilk inşa eden halk bilinmiyor, bilinmez bir şekilde yok olmuşlar. aztekler tapınakları bulduktan sonra üzerine tekrar inşa etmişler. en görkemlisi güneş piramidi: 222 x 225 metre taban alanı ve 63 metre yüksekliğinde! bu piramit de takvime dayalı bir yapı! güneş ışınlarının eğik ve dik geldiği mevsimler, gün dönümleri, aylar, günler, haftalar akıl almaz bir incelikle piramide yansıtılmış! sonra yıllar geçmiş, ispanyol işgali ile yok edilen aztek şehri (şimdiki mexico city) ve yok edilen bir halkın, azteklerin hikayesi ve bilgeliği hala bu piramitlerde yaşıyor... güneş piramidinin basamaklarında frida filminden bir sahnesi var. frida ve troçki'nin merdivenleri çıkış sahnesi... binlerce yıldır neler gördü ve daha neler görecek kim bilir bu basamaklar...

Oraya giden biri anlatıyor

teotihuacan'a gidiş geliş de dahil olmak üzere en az 6 saat ayırın. zaten otobüs terminaline gitmek için (oteliniz taksi ayarlasın sizin için) bir 30-40 dk harcanacak. sonra orada bütün gringolar (yani turistler) nerede kuyruğa giriyorsa oradan bilet alın. zaten teotihuacan filan diye boru gibi yazıyor. gidiş dönüş bilet alın, dönüşte uğraşmayın para işiyle. istediğiniz tarifeyle dönebiliyorsunuz, sorun olmuyor.

otobüs yolculuğu en az 1 saat sürüyor trafik yüzünden. giderken otobüs turistlerle, dönerkense otobüs yerel halkla dolu oluyor. benim şansıma gidişte otobüse mariachi müzisyenleri bindi ve bir 15-20 dakika canlı müzik çaldılar. size de denk gelirse cimri olmayın, düzgün bi bahşiş verin.

piramitlerin girişini bulmak kolay. güneşli havada mutlaka bir şapka ve güneş gözlüğü takın, krem sürün. nisan ayı mesela baya güneşliydi. girişte şapka satan dükkanlar var, alın bir fotor ya da sombrero (orada komik kaçmaz ama şehirde şapkayı takarsanız gülerler).

biletler pahalı değil. girişte ve yürüyüş boyunca size jaguar sesi çıkaran düdükler ve piramit heykelleri satan satıcılar yanaşacak. ilk gördüğünüzde hemen almayın, yük olur. sürekli şansınız olacak bunlar için. isterseniz pazarlık da yapın, bazen fiyatlar fahiş olabiliyor (ufak bi heykele 10 dolar bence çok).

ilk piramite varana kadar en az 15-20 dakika yürüyeceksiniz. rahat bir ayakkabı giyin. terlik giymeyin. yol taş ve çakıl kaplı. suyunuz hazır olsun. gölgelik tek bir ağaç yok hiçbir yerde. gebermeyin, hazırlıklı olun, tekrar diyorum.

iki büyük piramit var. en yükseği ve popüleri güneş piramiti, tepesine kadar çıkabilirsiniz. idmanlı değilseniz, yüksek rakımda yaşamıyorsanız tıkanacaksınız, başınız dönecek. biliyorum da söylüyorum. mola vererek çıkın. zaten basamaklar çok dar ve acele ederseniz düşüp kafanızı patlatmanız oldukça olası. bu kadar tehlike olmasına rağmen trabzan filan da yok, yaşlısı çocuğu körlemesine inip çıkıyor, onlar adına ben korktum çoğu zaman.

Güneş Piramidi

güneş piramitinin tepesine çıkmaya değer. o kadar kasamıyorsanız orta katı da güzel bir manzara sunuyor. diğer piramit olan ay piramiti tasarım olarak daha farklı, onu da güneş piramitinden izlemek ayrı bir güzel, ama o piramite ben çıkmadım. sanırım zaten orta katına kadar tırmanmaya izin veriyorlar.

Ay Piramidi

bundan başka görecek bazı başka kalıntılar da var ama piramitlere (aslında birine) çıktıktan sonra ben doydum dedim. buradan çıkışa kadar gitmek yine bir 15-20 dakika sürüyor. çıkışın aksi yönündeyse (güneş piramitinin arkası olmalı) mağara içinde bir restoran varmış. ben görmedim ama ambiyans olarak güzelmiş ve vakti olanlar gitsin yemek yesin diyorlar.

çıkışta yine hediyelik eşya satan dükkanlar var. birden fazla çıkış kapısı olduğu için otobüs durağını bulmak biraz sorunlu. insanlar aha şurası diyip diyip işaret ediyorlardı ama ne bir tabela var ne de bir otobüs durağı. bir iki otobüsü kaçırdıktan sonra durağın yeri meydana çıkıyor. zaten dolmuş gibi el edip biniyorsunuz. bundan başka taksiler de var ama 50 dolar filan istiyorlar şehre kadar. pazarlık da etmediler. sktiret deyip otobüse bindim.

çıkışta baya yorulduğum için mango satıcılarından ekşili acılı bir mango aldım, iyi geldi (meksikaya gidip de mangoya lime ve chili döktürmeden dönmeyin).

otobüsle yine 1 kusur saat yol tepip otogara dönüyorsunuz. söylemeyi unuttum piramitlerin olduğu kasabaya girip çıkarken, polis, otobüsü durdurup kamerayla otobüse biniyor ve herkesi çekiyor. herhalde akşam videoları izlerken de gün içinde kaçırılan var mı diye bakıyorlar (şapkayla gezen tiplere de gülüyorlardır bence).

dönüşte otogardan taksiye binmek için gişeden bilet alıp sıraya giriyorsunuz değnekçi elemana nereye gideceğinizi söylüyorsunuz.

son olarak, ayağınız sakatsa, yaşlı veya hamileyseniz, hastaysanız, çocukluysanız piramitleri görmeye gitmeyin, rezil olursunuz. bundan gayri kesinlikle görmeye değer bir yer.

Şehrin neden terk edildiğine dair bulgular

son araştırmalar ve gün yüzüne çıkmış olan arkeolojik keşifler sonucu şehrin m.s. 500-600 yılları arasında ani bir şekilde terk edilmesinin altında yatan temel sebep, bugün büyük oranda aydınlatılmıştır.

birçok arkeoloğun da belirttiği üzere yıllar boyu obsidyen ticaretinin ana merkezi olmuş olan, zengin teotihuacan şehri, zamanla üst sınıf ticaret erbaplarının işçi sınıfı üstünde oluşturduğu dayanılmaz baskıyı daha fazla kaldıramamış ve şehir geneline yayılan büyük sınıf çatışmaları, o zamanlar yaklaşık 100.000 kişilik bir popülasyona sahip olduğu düşünülen şehri hakimiyet altına almıştır. şehrin dış, (bkz: ghetto) olarak adlandırabileceğimiz, işçi sınıfının yoğunlukta bulunduğu kısımlarında bulunan hane kalıntılarında hiçbir yangın ve talan izi gözükmez iken, merkez tapınaklara yakın ruhban ve zengin tüccar konutlarının hemen hemen hepsinde yangının ve talanın getirdiği izlere rastlanması da bu teorinin en büyük destekçisi olmaktadır.
günümüze kalan bu izlerin ötesinde, bugün teotihuacan yıllar önce maya ve aztek uygarlıklarını etkilediği gibi (ki şehrin bugün ki ismi olan teotihuacan, aztekçe de "tanrıların yarattığı şehir" olarak geçmektedir, aztekler terk edilmiş bu büyük ve zengin şehri gördüklerinde buranın yalnızca tanrılar tarafından kurulabileceğini düşünmüşlerdir) bugün de biz fani insanları geride bıraktığı güneş, ay ve tüylü ejder tapınakları ile etkilemektedir. umarım bir gün hakkında bu kadar araştırma yapmaya değer gördüğüm antik orta amerika uygarlıklarının beşiği olan bu güzel yere gitmek nasip olur.

kaynakça: 1 / 2 / 3 / 4