Köyün Ortasında İçi Boş Geniş Bir Avlu İçinde Yaşayan Güney Amerika'nın En Büyük Kabilesi: Yanamamöler

Brezilya'nın yağmur ormanlarında 40-250 kişilik köylerde yaşayan yanamamöler, dış dünya ile teması 20. yüzyılda kurar. Yaşam tarzları sebebiyle antropologların da dikkatini çekmiş hatta kitaplara da konu olmuş.
Köyün Ortasında İçi Boş Geniş Bir Avlu İçinde Yaşayan Güney Amerika'nın En Büyük Kabilesi: Yanamamöler
Fiona Watson/ Survival

venezuela ve brezilya'nın yağmur ormanlarında yaşayan, 20. yüzyıla kadar dış dünyayla minimum teması olması nedeniyle, napoleon chagnon, brian ferguson gibi antropologların yoğun ilgisine mazhar olmuş bir kabile.

ilgi çekmesinin bir diğer sebebi de chagnon'un yanamamölerle ilgili kitabı fierce people'ın, patrick tierney adlı bir gazetecinin yazdığı darkness in el dorado: how scientists and journalists devastated the amazon kitabında aldığı sert eleştirilerden yola çıkarak başlayan bilim ahlakı tartışmasıdır.

chagnon'a göre 40-250 kişilik köylerde yaşayan yanamamöler, toplamda yaklaşık 20.000 kişilik nüfuslarıyla, güney amerika'da yaşayan en büyük kabiledir. avcılık ve bahçecilikle uğraşır, yağmur ormanlarındaki çalı-çırpı ve ağaçları, çevreye zarar vermeyecek ölçüde yakar ve açılan alanlarda tarım yaparlar. 


bu iş için gerekli olan madeni aletleri komşularından, devlet memurlarından ve misyonerlerden sağlarlar. venezuella ve brezilya'nın ulusal ekonomilerinin içine çekildikçe, ticarete olan ilgileri de artmaktadır.


yanamamöler, şabono adını verdikleri oval şekilli köylerinde, köyün ortası geniş bir avlu için boş bırakılacak şekilde yaşarlar.
bu avlu yanamamölerde sık görülen savaş ve düellolara sahne olur. chagnon yoğun şiddetin nedenini, kadın ve erkek nüfusun miktarları arasındaki dengesizlikten kaynaklanan sorunlarla açıklarken, ferguson dış etkenlerin çatışmaları arttırdığını söyler.

yanamamöler, kendi soyları dışında bir kadınla evlenmek zorundadırlar. fakat genelde iki ya da üç soydan oluşan gruplar halinde yaşadıklarından, başka bir köyde yaşayan bir kadınla evlenmek çok tercih edilmediğinden, bazı durumlarda ilk doğan kız çocukların öldürülmesinden dolayı, köylerde dengesiz bir cinsiyet dağılımı olduğundan ve prestijli erkekler birden fazla kadınla evlendiğinden, evlenilebilecek kadın eksikliği toplumdaki rekabeti ve şiddeti de arttırır. yaklaşık olarak, bir jenerasyonda bulunan 10 genç yanamamö erkeğine, 5 yanamamö kadını düşmektedir.

ayrıca uygulanan post-partum yasağı, emziren kadınların, yaklaşık dört sene boyunca cinsel ilişkiye girmesini engellediği için, evlilik dışı ilişkiler de yaygın olarak yaşanır, kocalar karılarının kendilerini aldattığını öğrenirlerse, köyü parçalanmaya kadar götürecek kan davaları başlayabilir.


yanamamö savaşları chagnon tarafından, davranışsal ekoloji çerçevesinde incelenir. savaşçı faaliyet savaşan erkeğin ömrü kısa olsa da daha çok yaşayan yavru anlamına gelecektir. erkek ne kadar çok savaşıyorsa da kendisine yardım edecek o kadar erkek evlat sahibi olmak ister. bunun için kız çocuklarını öldürdükçe, daha az kadına sahip olur, kadınların sayısı azaldıkça da kavga edecek daha çok neden bulur. ayrıca daha çok çocuğu ve karısı olanlar, onları korumak için daha çok savaşırlar. ve döngü başa döner. savaşların avlanma alanlarını korumaya yönelik etkisi de görmezden gelinemez.

yanamamöler, amazon ormanlarında yaşayan diğer kabileler gibi, 20. yüzyıldan itibaren ani bir şekilde yabancı kültürlerle karşılaşmışlardır. brezilyalılarla ticaret yapmaya, çok az para karşılığında onların çiftliklerinde çalışmaya ve bu yabancı kültürleri taklit etmeye başlamışlardır. bu ani karşılaşmanın onları toplumsal hiyerarşinin en alt basamağında kalmaya zorlaması bir yana, kızamık, grip, aids gibi hastalıkların yaygınlaşmasına da etkisi olmuştur. bağışıklıklarının olmadığı salgın hastalıklar nedeniyle nüfusları ciddi şekilde azalmıştır.

1970'lerin başında garimpeiros adı verilen altın avcıları yanamamölerin topraklarını işgal etmiş, 1992 yılında brezilya devlet başkanı collor de mello, yanamamölerin sınırlarını koruma altına almış olsa da, madenciler yasadışı olarak çalışmaya devam etmişlerdir.