Kralların Savaştan Önce Danıştığı ve Gelecekten Haber Getiren Kişi: Delfi Kahini

Kendilerini dinlemek için her gün birçok Yunan ve yabancının geldiği bu enteresan kişilikleri tanıyalım.
Kralların Savaştan Önce Danıştığı ve Gelecekten Haber Getiren Kişi: Delfi Kahini
Delfi kahini, Oracle of Delphi, Pythia kelimeleri aynı anlama gelmektedir.

Genel bilgiler

oraklların yaşadıkları veya geçerli oldukları dönem mö 700 ile ms 300 arasındaydı. sözcüğün üç anlamı vardır ya da üç şeyi tanımlar; birinci anlamda "orakl" tanrıların konuştuğu kişidir, ikinci anlamda geçerli yani güncel olan tapınak veya çekinilen, saygı duyulan tanrıdır, üçüncü anlamda ise tanrı tarafından kahin aracılığı ile verilen cevaptır. batı anadolu'nun yani iyonya'nın bağrında bulunan söke yakınlarındaki didim apollo tapınağı 1700 öncesine kadar yaklaşık iki bin yıllık bir "orakl" merkeziydi. antik dünya'dan günümüze gelen bu baş döndürücü tapınak, geçmişe terk ettiğimiz ve unuttuğumuz görkemin ve de gizemin muhteşem bir örneği olarak gözlerimizin önünde hala durmaktadır.

İsim nereden geliyor?

delfi kahini denilen rahibe, ismini apollon'un oklarıyla vurduğu ve derisini tapınağına hediye ettiği python canavarından alır. tanrıların nefesinden doğduğu varsayılır.

tanrıların ulağı olarak oracle'larını delfi tapınağı'nda bulunan bir çeşmede arındıktan sonra verir. dedikleri çoğu olumlu tarafından anlaşılamaz, rahiplerin tercümesiyle iletilir. kehanetlerine karşılık delfi kentine nice hediye sunulmuştur. ondandır ki, bu kent yüzyıllar boyunca eşsiz hazineler barındırmıştır.

Delfi Tapınağı. Yunanistan'da Parnassos Dağı'nın güneybatısında bulunan arkeolojik bir alan ve modern bir kasabadır.


delfi kahini çatal dillidir

bilgiye ihtiyaç duyanlar, dilenci de olsa hükümdar da olsa hep huzuruna çıkmışlardır. onlar sorar, pythia cevaplar. yalnız bu cevapların özelliği iki anlamı birden taşımalarıdır. pythia, python canavarının derisini taşıdığı gibi dilini de fiziksel ve metaforik olarak taşımaktadır. verdiği her cevabın iki anlamı vardır. iki anlamlı olan bilgi, mantıksal açıdan baktığımızda anlam yoksunu, ontolojik olarak baktığımızda da statü yoksunudur. yoksunluklar, cevabın niteliksel ve niceliksel özelliklerini de oluşturmaktadır. iki anlamlı cevabın niceliği adı üzerinde ölçülebilen iki anlamı birden aynı tümcede verebiliyor olmasıdır. fakat nicel özellik, cevapları mantıksızlığa çıkardığı için tek başına hiçbir şey ifade etmez. nitelikle birlikte bir anlam kazanır. iki anlamlı cevabın niteliği tek bir doğru imkanını yadsımaktadır. soruyu soran, cevabın içindeki metaforu yakalayabildiği ölçüde hakikate (aletheia) giden yolculuğa çıkar.

socrates, bu yolculuğa cuk oturan bir seyyahtı. pyhtia ona dünyanın en bilge insanı olduğunu söylediğinde, sokrates; ama ben hiçbir şey bilmiyorum ki dedi. gerçekten aslında her şeye hakimdi ya da bir şey bilmiyordu çünkü henüz olmayan bilgisiyle yapacağı bir ironi veya maiotik ile doğurtacağı her şeyin bilgisi yoktu.