Marvel'ın Çoklu Evrenleri Parçalayıp Yeniden İnşa Ettiği What If...? Dizisinin İncelemesi

Loki, Shang-Chi ve hatta Eternals'ın peşi sıra yayınlandığı dönemde hafif güme gitmiş olsa da What If...? dizisi, Marvel Sinematik Evreni içinde çok çok önemli bir yer edindi kendine. Üzerinden biraz zaman geçmiş olsa da incelemekte fayda var.
Marvel'ın Çoklu Evrenleri Parçalayıp Yeniden İnşa Ettiği What If...? Dizisinin İncelemesi


incelemeye geçmeden önce what if konseptinin çizgi romandaki başlangıcına bakmamız lazım

marvel ana sürekliliği bilindiği üzere earth-616 olarak anılıyor. bu evrenin dışında ultimate evreni (earth-1610), old man logan evreni (earth-807128), house of m evreni (earth-58163) gibi sonsuz sayıda başka evren daha var. bu evrenler marvel multiverse'ünü oluşturuyor. what if hikayelerinin her biri ana süreklilik olan earth-616 dışındaki evrenlerde geçen hikayelerden oluşuyor.

ilk what if çizgi romanı 1977 yılının şubat ayında eğer spider-man, fantastic four'a katılsaydı ne olurdu sorusuyla başlıyor. ikinci sayı eğer hulk, bruce banner'ın zihnine sahip olsaydı ne olurdu sorusunun yanıtını arıyor. konsept olarak what if, marvel karakterlerinin bildiğimiz süreçlerinin dışında başlarına bir şeyler gelseydi ne olurdu sorusuyla yola çıkıyor.

karakterler ve güç dengeleri odaklı incelememiz de şu şekilde

televizyon serileri özellikle karakterlerin güç dengeleri konusunda marvel sinema evreni'nde önemli sorunlar yaratıyor. fakat bu çizgi romanlarda da olan bir şey. çok fazla farklı yazar tarafından aynı evrende geçen çok fazla farklı eser üretildiğinde canon konusunda tutarsızlıkların başlaması çok normal.

Uyarı: Bu noktadan sonrası spoiler içerir.

the falcon and winter soldier'daki winter soldier filmlerdekinin gölgesi gibiydi, loki'deki loki'nin ne buz devliği ne tanrılığı kaldı. bu seride de thanos'u yamulttular. "final boss when you fight him when you unlock him as a playable character" diye bir meme var internette yıllardır dolaşan, dizi serileri tam olarak bunu doğruluyor. filmlerde "final boss" olarak yeri göğü inleten kötüler iyilerin yanında savaşmaya başladıklarında eski hallerinden eser kalmıyor. bu elbette iyilerin tarafında geçtiklerinde daha kontrollü savaşıyorlar, daha az acımasızlar gibi gibi biraz zorlanarak açıklanabilir ama bu kadar olmasa da olurdu.


yine de marvel için what if, dc için elseworlds benim en sevdiğim çizgi roman serileri arasında zirveye oynar. zaten marvel'ın 2000'lerin başında bu "guardians of the multiverse" konseptine odaklanan exiles diye sıkı takip ettiğim bir çizgi roman serisi de vardı. what if ve loki'deki multiverse koruyucuları konseptini sevenlere öneririm. dolayısıyla burada bazı hikayeleri zayıf bulsam da genel itibariyle izlerken çok keyif aldım.

bazı karakterlere ayıp edildi ancak üç karakter var ki filmlerde göremediğimiz tam potansiyellerini burada gördük; hank pym, ultron ve doctor strange.

ultron'un gerçek yaratıcısı olan, süper dengesiz ve süper zeki olan hank pym filmlerde aksi yaşlı adamlıkla sınırlı kaldı. burada ne kadar tehlikeli olabileceği gösterildi. zaten ultron'un dengesizliği de hank pym'in karakterini temel almasından kaynaklanıyordu çizgi romanda. filmlerde yaratıcısı tony stark olduğu için daha tony stark egosunda bir karakterdi.


seride "age of ultron" isminin de hakkı verildi, çizgi romandaki namına layık bir ultron görebildik. filmdeki olay ismine rağmen age of ultron'dan çok, birkaç gün süren ultron tatsızlığı idi. olması gereken buydu. ama özellikle o dönem işlerin başında ike perlmutter varken ve filmi joss whedon yönetirken böyle cesur bir film görmememiz normal. thanos seviyesinde bir tehlike olabilecek ultron bölüm sonu canavarlığıyla sınırlı kaldı.


ve doctor strange. filmlerde gücünün boyutlarını gösterdiler aslında fakat özellikle kendi bölümü hem serinin en iyi bölümüydü hem de 30 dakikalık animasyon haliyle bile pek çok mcu filminden daha iyiydi. pek çok insan gibi ben de what if'in mvp'sinin doctor strange olduğu kanısındayım. aynı hikayeden iki saatlik mükemmel bir live action film de çıkabilirdi, çok daha detayına inilebilecek derinlikte bir hikayeydi.


benzer şekilde marvel zombies de uyarlanırken bu kadar üstten geçilmemesi gereken, derinine daha fazla inilebilecek bir hikaye. çizgi romanlarda çok tuttuğu için marvel bunun tonlarca farklı serisini çıkarttı. burada tek bölümde keserlerse ayıp ederler. ikinci sezon olacaksa tekrar eğilmelerini istediğim konulardan biri kesinlikle bu olur. sony burada tom holland'ın benzerliğinin ve sesinin kullanılmasına izin vermemiş fakat büyük problem olmadı açıkçası.


thor bölümü serinin eğlenceli olsa da zayıf bölümlerinden biriydi fakat burada takdir ettiğim nokta bir ara çok büyüttükleri captain marvel'a kalbimizin gerçek en güçlü avenger'ı thor'u ezdirmediler. bir de bu daha kendini keşfetmemiş, sırtını mjölnir'e yaslayan, loki olmadığı için zekasını kullanmayı öğrenememiş görece daha zayıf bir thor'du. ikisi de gerçek güçlerini kullanmasa da oldukça başa baş geçmesinden memnun oldum.

finalde ise başlarda "bunlar mı tüm evrenleri kurtaracak en iyi versiyonlar" sorusu kafama takıldı uatu ekibi seçtiğinde. ancak amacın o olmadığını gördük, bu da akıllıca bir hareket. en iyi versiyonlar değil fakat orada olması gereken versiyonlar o karakterlerdi. captain carter'a o evrendeki black widow'un güvenini kazanmak için, bro thor'a ultron'un dikkatini çekmesi için, killmonger'a ultron'u ve zola'yı onunla birlikte cep evrenine hapsetmek için, star-lord t'challa'ya taş çalması için, gamora'ya ve aslında işe yaramayacak yok edicisine killmonger'la taşları cep evrenine edecek yolu açması için ihtiyaç vardı. kendi evrenini yok eden doctor strange'in de amacı o cep evreninin koruyucusu olarak kalmaktı.


şikayetim belki star-lord t'challa konusunun fazla abartılması olabilir

chadwick boseman'a saygı duruşu olmasından dolayı bir nebze anlayabiliyorum ama her şeyi süper kusursuz yapması, tüm evrenin kahramanı olması, yağmacıları efendi adamlara dönüştürmesi, koskoca thanos'u bile konuşarak ekibinde yancı olmaya ikna etmesi çok "mary sue" hareketler. tamam what if de o kadar da what if değil. gerçi yine sonunda quill star lord olmazsa ego'nun başarıya ulaşacağını yapıştırıp tatlıya bağladılar konuyu. quill'i yedirmeyiz.