Metal Müziği Ergenlik Dünyası İçinde Yorumlayan Metal Lords Filminin İncelemesi

Netflix'te yerini alan Metal Lords filmi metal severlere gerçekten güzel anlar yaşatıyor mu, bir bakalım.
Metal Müziği Ergenlik Dünyası İçinde Yorumlayan Metal Lords Filminin İncelemesi

benim izleme listeleri biraz kabarık. author yönetmenler var, klasik dizilerin tekrarları var, yeni düşenler var. muhtemelen üç insan ömrüne yetecek kadar şeyi yazmışız. ancak arada kaçamak yapmak da gerekiyor. çünkü listeleri takip etmek bazen iş gibi olabiliyor. ben de bu filmi gülşah güray'ın story'sinde görünce araya eklemeye karar verdim. beklentim çok yüksek değildi ama biraz metal kültürü görsem biraz da eğlensem yeter diye bakıyordum. şimdi film spoiler'sız olarak bunları gerçekleştirebildi mi, bir bakalım.

bildiğiniz üzere netflix'in belli bir yayın politikası var

insanlar her ne kadar bu kadar gay mi olur diye şikayet etse de (bu da dünyanın en anlamsız argümanı bence ya neyse) netflix'in amacı belli bir cinsel kimliği ön plana çıkarmak değil. şimdiye kadar göz ardı edilmiş ve baş belası toplumsal normlar nedeniyle kenara itilmiş kesimlerin ekranda temsil edilmesini sağlamaya çalışıyorlar sadece.

tabii metal de bu konuda en iyi örneklerden biri çünkü dünyada biraz daha alan açılsa da özellikle ülkemizde metal bayağı alt kültür durumunda. bu nedenle seçilen konunun hayli başarılı olduğunu söylemeliyiz. ancak burada önemli bir soru var. film gerçekten metal kültürünü anlayabilmiş mi yoksa bunu bir kılıf olarak mı kullanıyor?

bu noktada tepeden tırnağa metal olan hunter karakterine bakmamız gerekiyor

hunter, filmin başlarında kendi kimliğini benimsemiş ve bundan gurur duyan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. ancak karakter derinleştikçe aslında problemli bir ailede büyüyen hayata karşı öfkeli bir çocuk görüyoruz. kendisi bunu da heavy metal kişiliği ile ifade ediyor. burada filmin metal kültürünü gerçekten içselleştirdiğini de hunter'ın konuşmalarından anlıyoruz. kendisi ağzını her açtığında metal kültürünün dünyaya nasıl bir başkaldırı olduğundan bahsediyor ve söyledikleri gerçekten de bu müziğin kültürüyle örtüşen şeyler.


ana karakterimiz kevin ise, başarılı oldukça özgüven kazanan standart bir liseli karakter izleyecekmişiz gibi görünüyor başlarda. bu da 2 milyar defa tekrar edilmiş ve can sıkıcı bir mekanik aslında. ancak film ilerledikçe görüyoruz ki kevin böyle biri değil. hatta hunter'ı harekete geçiren, olayların çözülmesini sağlayan, aynı zamanda kendisi için bile moral pusulası olabilecek erdemli bir karakter olduğunu fark ediyoruz. burada klişe gibi başlayıp izleyicinin ters köşe edilmesi de bence güzel bir dokunuş olmuş.


üçüncü karakterimiz emily ise netflix dramalarına daha yakın görünüyor. ancak yaşadığı şey tam olarak drama değil. ben kendim hiç ilaç kullanmadım o yüzden birebir bilgim yok ancak psikotik sorunları olan çok arkadaşım oldu. bu nedenle yaşadıkları nedeniyle kendisini suçlaması ancak bu durumdan aslında emily'nin sorumlu olmaması çok incelikle anlatılmış. mesela yıl olmuş 2022 hala depresyonu iç sıkıntısı sanan insan var. aslında bu da ne bileyim böbrek yetmezliği gibi bir hastalık. bu nedenle mental sağlık konusunda filmin sağladığı iç görüyü ben çok değerli buldum.


bir de filmin müzisyenlik ve metal kültürüne yaptığı dokunuşlara bakalım

öncelikle bu noktada ağırlık davul ve kevin'da. kevin filmin başında aslında davul çalmak bile istemiyor. biraz beden eğitimi dersinden kaçmak biraz da en yakın arkadaşı hunter'ın zorlaması var. daha sonra dev davul seti gelince işler değişmiş gibi görünüyor ama kevin'ın davulcu olması burada başlamıyor aslında. araba anahtarlarını zil gibi düşünüp direksiyonda ritim tutmaya başladığında tam anlamıyla davulcu oluyor diyebiliriz. burada gerçekten hangi seviyede olduğunuz falan önemli değil. eğer şarkı dinlerken ride'ı crash'ı hi-hat'i olmaları gereken yerde görüyorsanız, kick'lerde sağ diziniz atıyorsa enstrümana aşık olmaya başlamışsınız demektir. bu da müzik yaparken her şeyden önemli bence.

müzik kültürü konusunda da hem güzel bir cameo sahnesi var (spoiler'sız yazdığım için kimler olduğundan bahsetmeyeyim) hem de kötü alışkanlıkların ve kötü arkadaş çevresinin yeteneği, çalışmayı nasıl baltaladığından bahsediyorlar ki bu kısım da gerçekten önemli bence.


sonuç olarak

her ne kadar bir freaks and geeks derinliği olmasa da film metal müziğe sığınan insanları gayet güzel bir şekilde anlatmış. ayrıca hunter gibi deli dehşet eğlenceli bir karakter var. üzerine güzel müzikler ve bu parçaların neredeyse bir müzikal gibi sahneye uygun kullanımları söz konusu. bu nedenle siz de metal müzik türünü seviyorsanız, üzerine şöyle çok yormayacak bir şeyler izleyeyim diyorsanız metal lords'a göz atmanızı tavsiye ederim.