Mobil Bankacılık Konusunda Avrupa Birliği Ülkelerinden İleride Miyiz?

Teknolojiyi bankacılığa entegre etme konusunda Türk bankaları diğer Batı ülkelerinin, özellikle de AB'nin önüne geçmiş durumda olabilir mi? Bunu sorgulayan bir yazıyı paylaşıyoruz.
Mobil Bankacılık Konusunda Avrupa Birliği Ülkelerinden İleride Miyiz?
iStock

mobil bankacılıkta iyi olup olmadığımız konusunda insanların haklı olduğu noktalar olduğu gibi yanlış noktalar da çokça var. 'mobil bankacılık' nedir iyi tanımlamak gerekiyor öncesinde. ama türkiye'nin genel olarak fintech konusunda avrupa'dan önde sayılabileceği doğru kabul edilebilir.

Fintech: Finansal teknoloji.

bu yine de 'mobil bankacılık' veya 'genel olarak bankacılık' ile karıştırılmamalı. örneğin bir kişinin, sosyal medyada avrupa'da x bankasının bankamatiğini bulamamaktan yakındığını gördüm, ancak 21. yüzyılda hala banka temelli bankamatik kullanımı kötü, üstelik nakit para ihtiyacı aramak daha da kötü. türkiyede bitaksi/uber kullanmıyorsanız taksiye bindiğinizde nakit paranız yoksa çuvallıyorsunuz. bu hizmetlerin de sadece istanbul'da var olduğunu hatırlatalım.

mobil bankacılıktan kastınız eğer ödeme metoduysa türkiye bu konuda çok da ileri değil

siz türkiye kullanım alışkanlıkları açısından değerlendiriyorsunuz ve türkiyede ödeme sistemleri altyapısı (hem regülasyonlar yüzünden, hem de bankaların fonlanma biçimleri ve kullanım alışkanlıkları yüzünden) kredi kartı ile yürüyor. kredi kartı altyapısı da adı üzerinde "kredi" temelli, dolayısıyla siz banka hesabınızda paranız olsa bile, uçak bileti alırken kredi kartınızdan alıp "olmayan paranızı harcayıp" sonra onu ödüyorsunuz. ödeme mekanizmamızın alt yapısını "kredi veren bir kart" ile ilişkilendirince ciddi güvenlik önlemleri almak zorunda oluyorsunuz. türkiye'nin bu konuda ileri sayılabilmesinin sebeplerinden birisi bu. sadece bu değil ama sizin kullanım alışkanlıklarınıza uyduğu için bu size ileri, advanced geliyor.


örneğin bu konuyla ilgili bir haberde isveç'in konuşulduğunu gördüm. isveç hakikaten insanların kredi kartını neredeyse hiç kullanmadığı, hele nakit kullanımının 0'a yakın olduğu bir ülke. çoğunlukla swish kullanılıyor ve bir yere (bar, dondurmacı, restoran fark etmez) gidip "nakit geçiyor mu?" diye sormak günümüzde hakikaten normal bir soru. stockholm biraz turistik olduğu için nakit geçerliliği söz konusu olabiliyor ama yaklaşık 3 ayda bir västerås'a gidiyorum ve neredeyse hiçbir zaman nakit para harcayamıyorum. sebebi işletmenin çoğunlukla kabul etmemesi. aslında harcamayı tercih ediyorum ama geçmeyince kredi kartı ile ödemek zorunda kalıyorum, kredi kartım da swedish kron için önce dolar kuru çevirisi yapıyor ve kur farkları güzel hoplatıyor, böyle olunca yakınlarımın swish hesaplarını kullanmak daha mantıklı oluyor.

e peki nedir bu swish? bildiğin bir uygulama, banka hesabınıza bağlı. ancak siz swish kullanırken satıcı (örn. dondurmacı) diyor ki 'lütfen not kısmına şunu yazın'. sonra siz o not ile birlikte uygun miktarı gönderiyorsunuz ve bildiğin satıcıya telefonunuzdaki ekranı gösteriyorsunuz. yani validation resmen parayı gönderen kişinin telefonundaki bir ekran görüntüsüne bakıyor. türkiye, hindistan, bulgaristan, romanya gibi ülkelerde hayatta tutmayacak bir model, çünkü ciddi güven ilişkisine dayanıyor. ama taksiciye sorsan "türkiye'de insanlar yardımcı olur, güvenir birbirine". öyle değil mevzu.

türkiye'de ödeme sistemlerinin gelişkin sayılabilmesinin başka garip nedenleri de var

fintech sektörüne yakın olanlar bilirler, türkiye'de en çok ülkeyle crossborder ödeme altyapısı sunan banka iş bankası'dır. dünyada da bir hayli öndedir. geçenlerde katıldığımız bir toplantıda bu birimin müdürü bülent kutacun bunu nasıl başardıklarını anlatıyordu ve iki temel sebebi var. birincisi türk hava yolları. inanmazsınız ama türk hava yolları'nın dünyanın en çok noktasına uçan havayolu olması, ödeme sistemlerinde ciddi challenge'lara sebep oluyor. adamlar brezilya'ya da uçuyor, arjantin'e de, isveç'e de, hollanda'ya da. böyle olunca oradaki bütün yerellerin ödeme alışkanlıklarına uyum sağlaman gerekiyor. o zaman gidiyor iş bankasına "bu ülkelerin ödeme sistemlerine çalış" diyor. brezilya'da sizin hayatta duymadığınız boleto kullanıyor, arjantin rapipago kullanıyor, isveç swish kullanıyor, hollanda ideal kullanıyor. bunların tamamı o kadar farklı alışkanlıklar ve toplum dinamiklerine dayanıyor ki... örneğin brezilya'daki boleto bancario resmen fiziksel kupon gibi kağıtlarla eczanelerden, postanelerden ödeme yapabileceğiniz bir altyapı.

yine iş bankasının bu tip "garip" ödeme sistemlerine entegre olabilmesi türkiye'ye gelenlerin vize alırken ödeme yapma ihtiyaçlarından kaynaklanıyor. siz abd'ye gideceğiniz zaman abd vizesi almalısınız ve bunun için gidip konsolosluğa us doları ödemeli, bir ton da belge göstermelisiniz. ancak türkiyeye gelen turistler https://www.evisa.gov.tr/ adresinden kendi ödeme alışkanlıklarına göre vize alabiliyor. siteye girip bakın, normalde görmeye alışık olmayacağınız ödeme biçimleri var. yine iş bankası yapıyor bunu.

bu tabii ki bir know-how geliştiriyor ve cross-border ödemelerde bu know-how'ın kullanılabilmesi, bankalarda da bu alanda rekabet doğuruyor. türkiyede e-ticaret yapan bir siteniz varsa, iş bankası, garanti bankası, yapı kredi gibi bankalarla çalışıp çin'le bir çinlinin alışkanlıklarına göre, rusya'yla bir rusun alışkanlıklarına göre ticaret yapabiliyorsunuz. ancak air france da brezilyaya (sanırım) uçuyor, yine de fransa'da e-ticaret yapıyor olsaydınız bu ülkelerin size fransızların ödeme alışkanlıkları ile ödeme yapmasını beklerdiniz.


öte yandan regülasyonlarla ilgili gariplikler de var

örneğin türkiyede e-fatura entegrasyonu yeni ve acılı bir durumda. kredi kartı pos cihazları üretimi ve bunların elektronik ortamda tutulması konusu da öyle. hala gelirler idaresi başkanlığı, bkm gibi kurumlar online ödeme ile ilgili işlemlerde verinin türkiye sınırları dışına çıkmaması için yasalar koyuyor. bu durum ödeme sistemcilerin amazon web services, google cloud gibi ekonomik ve teknolojik, ölçeklenebilir, yüksek uptime'li, evrensel teknolojilerden faydalanamamasına sebep oluyor. hadi diyelim kritik sistemlerini sadece türkiye'deki veri merkezlerinde tutsunlar, bu sefer kullandıkları üçüncü parti hizmetler sıkıntıya uğruyor, çünkü bu hizmetlerin %90'ı farklı ülkelerdeki cloud altyapılarında barınıyor. bu süreç öyle zincirleme büyüyor ki, şu anda türkiyede apple pay, google pay gibi oldukça yaygın ve pratik ödeme seçeneklerinin sunulamamasına kadar gidiyor.

yani bankalarımız "mecburen" bir takım challenge'larla karşı karşıya kalıyor ve birçok açıdan bunlar son kullanıcıya türkiye bankalarının mobil/internet bankacılığında gelişkin olduğu illüzyonunu yaratıyor ama o daha ziyade sizin kullanım alışkanlıklarınızla ilgili. topyekün bakıldığında türkiye fintech ekosistemi gerçekten de hollanda'dan katbekat daha iyi, ama sizin temin ederim hollandalıların bankacılık ve ödeme seçenekleri bizimkisinden daha fazla.

daha da kritiğini söyleyeyim

almanya'da bir tren garında tuvalet için 50 cent'i kredi kartınızla ödeyebilirsiniz, ama türkiyede bakkallar/benzin istasyonları bir paket sigarayı bile kredi kartıyla ödemekten kaçınırlar. elinizdeki tek dijital ödeme yönteminin banka kredilerine dayandırılmasının yan etkileri bunlar. bankamdaki parayı çekmek için kendi bankamın bankamatiğini bulamadıkça tuvalete bile gidemeyeceksem, sıçarım öyle mobil bankacılığa? bu durum başlı başlına fintech konusunda yetkin bankaların hala son kullanıcıya rahat bir deneyim sağlayamadığı, ve türkiye tüketicisinin kullanım alışkanlıklarının dijitalleştirmeye ayak uyduramadığının göstergesidir.

Bankaların En Sevdiği Müşteri Tipi Neden Kredi Kartının Asgarisini Ödeyenler?