Mucizevi Bitki Sarımsağın Tarihi ve Saymakla Bitmeyen Faydaları

Allium cinsinden soğanlı bir bitki türü olan sarımsak, gerçekten insanlığa bahşedilmiş en güzel şeylerden biri.
Mucizevi Bitki Sarımsağın Tarihi ve Saymakla Bitmeyen Faydaları
iStock

Sarımsağın tarihi

sarımsak, monokotiledon bir genus olan allium'a mensup (soğan ile ortak) tadı ve kokusu keskin bir bitkidir. tam tür adı allium sativum olarak geçer. yaklaşık 7000 yıldır insanoğluna kokusuyla eşlik eden bu arkadaşımız orta asya'nın yerlisidir, fakat yıllardır akdeniz bölgesinde de bulunmaktadır. tarımı rahat bir bitki olduğu için asya, afrika ve avrupa'nın genelinde de sık rastlanır. özellikle antik mısırlılar tarafından çokça baharat ve ilaç olarak kullanılmıştır.

genus'undan da anlayabileceğiniz üzere soğanlı bir bitkidir, hermafrodit çiçek açar ve yine olanca banalliğiyle başka böcekler sayesinde tozlaşma yapar (insan bir helikopterli çiçek falan bekliyor ama nafile).


tarihsel bazda ele almak gerekirse sarımsak ilk olarak antik mısır ve yunan medeniyetlerinin kalıntılarında karşımıza çıkar. incil'de bile kendisinden bahsedilen sarımsak, antik mısır, roma, yunan, çin ve hint medeniyetlerinin tıbbi metinlerinde de kendine çokça yer bulmuştur. burada ilgi çeken durum ise birbiriyle neredeyse hiç teması olmamış bu medeniyetlerin neredeyse eş zamanlı denecek bir şekilde sarımsağa benzer kullanım amaçları bulmuş olmasıdır. işçilerin çalışma kapasitesini arttırmakla beraber (bir nevi tarih öncesi amfetamin) gayet ironik bir şekilde solunum yolu ve akciğer rahatsızlıklarına da iyi geldiğine inanılırmış. günümüzde bu antik metinlere itibar etme eğilimi olsa da siz yine de bildiğinizden şaşmayın, boğazı ağrıyan adama diş diş sarımsak yedirmeyin.


kültürel anlamda değinmek gerekirse, mısırlıların mezarları alabildiğine sarımsakla doldurduğu bilinenler arasında. işbu uygulamaya yönelik tahminler sarımsağın ölümden sonra yaşamda bir para birimi olarak kullanılabileceğine inandıkları, dolayısıyla ölülerini ahirette bile bu korkunç kokuya mahkum ettiklerini de içermekte. kimi kendini bilmezler de mısırlıların sarımsağa taptıklarını öne sürmekte, ki haksız da sayılmazlar. zira mısır tarihine geçen iki köle ayaklanmasından biri nil'in taşması sonucu perte çıkan sarımsaklardan dolayıdır. sarımsaklar pert olduğu için ödemelerini (ve yemeklerini) alamayan mısırlı proletarya, ulufesini isteyen yeniçeriler misali greve gitmiş, hatta ortalığı yakıp yıkmaktan da geri durmamıştır. mısır tarihinde bunca merkezi (!) bir yer tutmasına rağmen sarımsak kölelerin ve alt sınıf vatandaşların yemeği olmaktan öteye gidememiş, zenginlerin tabağında köşede kendine iki dişlik bile yer bulamamıştır. sarımsağa tapmakta kıtır kıtır diyen mısırlı din adamları, sarımsak yemeye gelince meeee diye hönkürerek ikiyüzlülüğün de tarihteki ilkleri arasında kendilerini yazdırmışlardır.


mısırlıların aksine, yunanlı komşilerimiz sarımsağı dini işlemler için pek avam bulmuşlardır. kibele'de tapınağa girmek isteyen siteliler bir sarımsak testinden geçirilir, önceki akşam koca bir tabak mantı gömmüş olanlar kapıdan geri çevrilirdi. benzer şekilde hint eliti de zaten kast sisteminden çıldırmış durumda oldukları için, sarımsak kokusu da alt tabakanın kokusuyla (öeeeh) ilişkilendirildiği için kendilerini sarımsaktan uzak tutmayı uygun görmüşlerdir. benzer şekilde kastilya'lı kral alfonso'nun sağlığında sarımsak kokan şövalyelerini cemiyet hayatından bir hafta süreyle banladığı bilinmektedir. daha da günümüze yaklaşmak gerekirse abd'de 1940'lara kadar sarımsak kokusundan iğrenilir, hatta daha ırkçı bir boyuta yaklaşarak kendisinden "italyan parfümü" diye bahsedilirmiş.

bunca itilip kakılmaya rağmen sarımsak yurdum insanı tarafında bağrına basılmış, zaman zaman dozu kaçırılarak "sarmısak" gibi tatlı takma isimlerle sevilmiştir. sarımsağın en çılgını kastamonu'nun taşköprü ilçesinde yetiştirilmektedir, hatta hızını alamayan kimi hükümetler bu üretimi farklı yerlere yaymaya çalışsa da hiçbir sarımsağın kastamonu'daki gibi olmadığını görünce çabalarını bırakmışlardır. o yüzden yarın dışarda özel bir yemekte mantı söylerseniz ve size o kaçınılmaz cevapsız soru sorulduğunda (mantıda sarımsak olsun mu?) gözlerinizin kapayın, o 7000 yıllık tarihi aklınıza getirin ve "hayır" diyin. gider kastamonu'da yersiniz, sarımsağın yeri deniz kenarı romantik mekanlar değildir. adam gibi sade yoğurtlu mantınızı yiyin, sabaha da gidin ucuzundan bir kastamonu bileti alın.

Sarımsağın faydaları

*mikroorganizmalar (antiviral, antifungal, antiprotozoon, antiparazitik ve antibakteriyal ) üzerine antibiyotik etkiye sahiptir. özellikle mantarlara karşı çok etkilidir. çiğ olarak veya yağı kullanılır.

*antiseptik özelliği vardır. crotonaldehy de sarımsaktaki değerli bir iç antiseptik görevi gören bakterisittir. grip, nezle, ses kısıklığı, astım rahatsızlıklarına iyi gelir. terleticidir, ateş düşürülmesine yardım eder.

*bademcik enfeksiyonlarında; 1 yemek kaşığı bal içerisine, 1 diş sarımsak doğranır ve yavaş yavaş yutulur.

*öksürük ve bronşitte; kıyılmış bir diş sarımsağı, yarım litre süt ile 15 dk. kaynatılır günde iki fincan içilir. yada; yeteri kadar sarımsak koyun sütü ile haşlanır, tereyağı ile pişirilir, bal ilave edilerek macun haline getirilir, birer kaşık yutulur.

*romatizma ve eklem iltihaplarında şikayetleri azaltır.

*bağışıklık sistemini güçlendirici ve hücre koruyucudur. (afrika'daki aids'li çocukların ölüm nedeni sayılan kriptokok'ların neden olduğu menenjit, çin'de sarımsak kullanılarak tedavi edilebiliyor. abd'de erişkin aids'li hastalarda görülen yemek borusu, boğaz, ağız enfeksiyonlarına neden olan kandida grubu mikroorganizmalarda sarımsağa karşı savunmasızdır.) çiğ olarak veya yağı kullanılır.

*kanserle mücadele eden interferonun üremesini sağlar.yapılan araştırmalar sonunda sarımsak tozunun yiyecek ve içeceklerde katkı maddesi olarak bulunan nitratların, n-nitrozoaminler gibi vücutta kanser yapan bileşiklere dönüşmesini engellediğini, sarımsağın yapısındaki allisinin tümör gelişmini engellediğini; radyasyon nedeniyle oluşabilen kanserler üzerinde de etkisi olduğu saptandı. düzenli kullanımının barsak kanserleri üzerinde önleyici etkisi olduğu savunulmaktadır. bütün bu antikanser etkilerde sarımsağın güçlendirdiği bağışıklık sisteminin rol oynadığı düşünülmektedir. sarımsağın yapısındaki selenyum ve kükürtte bu etkiye katkıda bulunmaktadır.

*kardiyovasküler güçlendiricidir. serum kolesterol seviyesini ve trigliserit oranını düşürür ve hdl/ldl oranını düzeltir.

*trombositlerin damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen etkisiyle, damar tıkanıklıklarından kaynaklanan rahatsızlıklara karşı, hem koruyucu hemde tedavi edici rolü vardır. çiğ olarak veya yağı kullanılır.

*tansiyon düşürücüdür.
-250 gr. sarımsak, 6 tane limon suyunu cam kavanozda bir hafta bekletilir, öğlen yemeğinden önce 1 çay bardağı ılık suya 1 çay kaşığı koyulup içilir. 15 kaşığa kadar arttırılır. sonra 1'er eksiltilir, 1 kaşığa indirilir. yılda 3 kez tekrarlanır. (kolesterol içinde kullanılır)
-6 diş sarımsak havanda dövülür. bir kahve fincanı votka içinde bir hafta bekletilir, sonra uygun bir şişeye süzülür. her gün yarım kahve fincanı suya 10 damla damlatılarak içilir.

*astım içinde yukarıdaki hazırlanan karışımdan her gün 1 kesme şeker üstüne, 10 damla damlatılarak yenilmesi faydalıdır.
-200gr. sarımsağı 400 cl suyun içinde kaynatılır. kaynattıktan sonra sarımsak sıkılır, aynı ölçüde şeker eklenir. hazırlanan şurubun ağzı sıkıca kapatılır. her gün yemeklerden önce 3 çorba kaşığı alınır.

*kan şekerini düşürür. sarımsağın etken maddelerinden allicin önemli derecede hipoglisemik etki gösterir. çiğ olarak veya yağı kullanılır.

*midedeki yanma, gastrit ve mide iltihaplarına iyi gelir. hazmı kolaylaştırır. iştah açıcıdır.
sindirim enzimlerinin akışını uyarır ve vücuttan deri yoluyla toksinlerin atılmasını sağlar.

*böbrek taşlarının düşürülmesine yardım eder.

*kabızlığı giderir. yetişkin insanlarda barsak parazitlerini düşürür.
-500 gr sarımsağı ezip 1 litre kaynar suya atılır 1 saat kadar bekletilir, 1 kg şeker ilave edilir. 3 hafta boyunca her sabah aç karnına 2-3 kaşık içilir.

*kulak ağrısında; zeytinyağında ısıtılmış sarımsağı süzüp soğuttuktan sonra ağrıyan kulağa konur.

*histeride, hastaya ezilmiş sarımsak koklatılır.

*her gün yenilen bir diş sarımsak gözdeki kılcal damarları açar daha iyi görmeyi sağlar.

*yara ve çıbanlarda; -sarımsak suyu kullanılır
-yaraları dezenfekte etmek için 10 gün boyunca 30gr. kesilmiş sarımsağı ezerek oluşturulan karışım kullanılır.

*erkekler için afrodizyaktır.

*siğil ve nasırlarda ; bir baş sarımsak yağlı kağıda sarılarak pişirilir. birkaç gün bekletildikten sonra kullanılır. nasır veya siğili olgunlaştırıp, kökünden sökülmesine yardımcı olur.

*ergenlik sivilcelerinde, arpacıkta; günde birkaç kez sürülür.

*zehirlenmelerde; yılan, akrep sokması, kuduz köpek ısırmalarına karşı sarımsak faydalıdır. sarımsağın yapısında ki bazı kükürt bileşikleri ağır metallere (kurşun, civa, kadmiyum, arsenik) ve gıda katkılarına, gıda boyalarına, koruyucu ve tatlandırıcılarına bağlanarak onları zararsız hale getirerek koruyuculuk sağlar.

*saçkıran ve uyuzda kullanılır.

*saç dökülmesinde; 1 baş sarımsak ayıklanır. 1 fincan zeytinyağında sarımsaklar kavrulur. bu yağ süzülüp saç diplerine sürülür. mümkünse 3 gün yıkanmaz bir ay boyunca 2-3 kez svı saçlara sürülür ve 5-6 saat sonra yıkanır. (bu karışımın sebep olabileceği basuru engellemek için, hıyar, marul, veya ebegümeci tohumlarıyla beraber kullanılır.)

saçların beyazlamasında sürekli kullanımın (40 gün günde 1 diş) etkisi vardır.

sarımsak yağı-su karışımı tarım ürünlerini zararlı böceklere karşı korur.

tavsiye edilen genel kullanım

*kış aylarında gülsuyu ile yenilmeli

* taze sarımsaktan elde edilen ve kokusu giderilmiş olan sarımsak yağıda kullanılabilir.

*çiğ olarak yendiğinde, ünlü kokusunu veren allisin bileşiği pişirmeyle bozulur ama bu sarımsağın antibiyotik etkisini kaybetmesine de neden olur.

*sarımsak suyu yeşil sarımsak yapraklarının sıkılması ile elde edilir.

*yedikten sonra ağız kokusunu gidermek için; önlem olarak küçük parçalar halinde suyla yutulur, birkaç kahve çekirdeği veya karanfil çiğnenir. ayrıca eczanelerden de hulasası (hapı) temin edilebilir.