NBA Maçları Neden Boykot Ediliyor?

NBA 2019-2020 sezonu, COVID-19 etkileri sonucu yeni bir düzenlemeyle devam etmiş ve play-off maçları başlamıştı. Ancak 26 Ağustos Çarşamba günü oynanacak maçlar, oyuncular tarafından boykot edildi. İnceleyelim.
NBA Maçları Neden Boykot Ediliyor?

milwaukee bucks'ın, normalde 26 ağustos 2020 tarihinde oynanması gereken 2020 nba playoffları doğu konferansı ilk tur 5. maçını boykot kararı ile birlikte çarşamba günü oynanacak tüm playoff karşılaşmaları ertelendi. milwaukee bucks'ın maç öncesi görüntülerine bakmak için:

Milwaukee, 5. maçı iptal kararı aldı.

peki bu boykot kararı neden alındı?

bunun hikayesini dilimiz döndüğünce ve gelen kaynaklardan aldığımız bilgilerce anlatmaya çalışalım.

esasında ilk olarak milwaukee bucks bu maçı boykot etmeyi kararlaştırdı. normalde parkeye çıkmamalarından ötürü bu maçı kaybetmiş sayılacaklardı ki, orlando magic de sahayı terk edince maç ileri bir tarihe ertelendi. hemen arkasından oklahoma city thunder - houston rockets ve los angeles lakers - portland trail blazers eşleşmelerinden de aynı karar gelince, nba tarafından çarşamba günü oynanacak tüm maçlar ileri bir tarihe ertelendi. hatta lebron james, "maçlar ertelenmedi, boykot edildi!" diye sitem dahi etti.

olayların çıkış nedeni ise; jacob blake isimli siyahi bir vatandaşın, polis tarafından 7 el ateş edilerek ağır yaralanmasıydı. bu olayın üzerine de nba oyuncularından ve çeşitli ünlülerden büyük tepkiler geldi. milwaukee bucks oyuncusu george hill, "adaletsizlikten ve öldürülmekten bıktık." diyerek espn'e bir demeç verdi. peki bu tepki neden ilk milwaukee'den çıktı? tabi bu geceki ilk karşılaşmayı milwaukee bucks'ın da oynamasının etkisi var; ama en önemli etki, 29 yaşındaki jacob blake'in öldürüldüğü şehrin milwaukee'ye çok yakın olması. milwaukee, jacob blake'in vurulduğu yer olan kenosha şehrinin 53 kilometre kuzeyinde kalmaktadır. jacob blake, bir pazar günü, 3 çocuğunun bulunduğu arabasının sürücü koltuğuna geçmeye çalışırken bir polis memuru tarafından 7 el ateş edilerek vuruldu.

lebron james bir açıklamasında, "amerika birleşik devletleri'nde yaşayan siyahiler olarak korkuyoruz. siyah erkekler, siyah kadınlar, siyah çocuklar; dehşet içindeyiz!" diyerek bu duruma olan reaksiyonunu ilk olarak gösterdi.


bu olayla alakalı gelen tepkiler ise şu şekilde

lebron james: "değişim istiyoruz, bundan bıktık!"
donovan mitchell: "değişim talep ediyoruz!"
jamal murrey: "adalet talep ediyoruz!"
trae young: "bu ligin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum... bugün ise daha fazla! değişim istiyoruz!"

oyuncular dışında, nba takımlarının resmi hesaplarından da bu olaya birçok destek yağdı.

ayrıca sadece bugünkü maçlar değil, yarın başlayacak olan nba doğu konferans yarı finalleri eşleşmesi olan raptors-celtics eşleşmesinin de ilk maçının boykot edilme ihtimali var. toronto raptors koçu nick nurse, "oyuncular, aynı tarzda bir olayın bu kadar kısa sürede tekrardan gerçekleşmesinden dolayı çok büyük hayal kırıklığı yaşamış durumdalar. o'nlar bu çözümün birer parçası olmak istiyorlar. o'nlar yardım etmek istiyorlar. o'nlar adalet istiyorlar. o'nlar, bu sorunun çok daha iyi bir yöntemle idare edilmesini istiyorlar. ilk şey bu." diyerek 3 ay önce gerçekleşen george floyd olayına da değinerek bir konuşma yaptı. toronto raptors ve boston celtics oyuncuları, maçın oynanacağı akşam bir araya gelerek bu serinin ilk maçının boykot edilip edilmemesini tartışacaklar.

espn'e konuşan veteran bir oyuncu ise, "bu sezon tehlikede!" diyerek durumu kısaca özetlemiş oldu. gelişmeleri bekleyip göreceğiz.

Durumu eleştiren bir görüş

yazacaklarımı olaylarda bütünüyle polisi suçlu bulan, polisin yargı ve infaz kurumu olmadığına kafamda şüphe olmadan inanan ve bu cinayetleri tamamen ırkçılıktan işlediklerine katılan biri olarak söylüyorum.

eylemi doğru bulmuyorum. şovdan da öte işini yapmak istemeyen insanların bu isteklerine kılıf bulduğu bir popüler kültür akımı halkası. şu anda işini yapmama lüksü olan herhangi başka bir meslek var mı? yani düşünsenize bu cinayetlere tepki çekmek için yarından itibaren benzinliklerin kapatıldığını, kütüphanelerin açılmadığını, netflix'in hizmetini durdurduğunu, twitter'ın askıya alındığını, yahut oyun server'larının kapatıldığını. yani nba oyuncularını ayıran şey ne ben onu anlayabilmiş değilim. bayağı dikkat çektiniz evet, bir grup şımarık olarak ciddi dikkat çektiniz.

george hill'ın birkaç gün önceki "burada ne işimiz var bilmiyorum" açıklamasından sonra bunun geldiği belliydi. ne işin var biliyor musun george? çünkü senin işin o, ve o platform yoksa seni hiç kimse dinlemez. basketbolseverler olmasa sen kalan herkes gibi bir apartmanda kirada yaşar, faturalarını anca öder, kimseye sesini duyuramaz, youtube'da 20 izleyiciye reaction videosu çekerdin. giriyi yazdıktan sonra da bir videoya denk geldim, basın açıklamasını da bu george hill yapmış, beklendiği üzere. soyunma odasında 2-3 çemkirmiştir, insanlar da protestolara karşı geliyormuş gibi görünmemek için seslerini çıkaramamıştır. olay bundan ibarettir. kesinlikle organize veya üzerine düşünülmüş bir hareket değil.

zira en büyük problem şu, bunun altını çizmem lazım. bu son dönemde gelişen protesto akımında, protestocuların ne istediği belli değil. kendileri de bilmiyor, karşı taraf da bilmiyor. "eşitlik falan istiyoruz" seviyesinde gerçekten aptalca bir yaklaşımları var. bir tane aklı başında adam olmamalı ki aralarında, çıkıp da şöyle bilmem kaç maddelik somut ve gerçekçi taleplerden oluşan bir dökümantasyon sunmadı. o kadar ciddiyetsiz ve cahilce yapılıyor ki şu iş, "polis şiddeti bitsin", ya tamam da nasıl, talebin ne, bunu sağlamak için önerin ne, bu önerini önermenin dayanağı ne? somut talepler olmadığı sürece yapılan hiçbir boykot bir amaca hizmet etmiyor.

örneğin kadın cinayetleri bitsin demek muhatabı olmayan ve somut bir değişim sağlayamayacak bir tepkidir. fakat atıyorum istanbul sözleşmesi yürürlüğe girsin demek somut bir taleptir. ondan sonra dersin ki "ben istanbul sözleşmesi veya dengi bir hukuki prosedür devreye girmediği sürece, kadın cinayetlerini protesto amacıyla *atıyorum* ülkedeki ekmek üretimini durduruyorum. o zaman derler ki biz bu sözleşmeyi uygulamaya koyarız, koymayız, veya şu maddeleri değiştirip koyabiliriz. somut bir şey konuşulur. bunlarınki öyle değil. rüzgarda uçuşan poşet misali rastgele protestodan protestoya sallanıyorlar. ne istedikleri belli değil, kimden istedikleri belli değil, ne noktada protestoların kesileceği belli değil. şu anda hiç kimse bu protestoları üzerine alınmıyor, bu protestoları durdurmak adına yapabileceği bir şey olduğuna inanmıyor. olay bu kadar basit. o dönem düzenli olarak aynı polis suçları işlenmesine rağmen, 8 yıl başkanlık yapmış obama'dan bir talepte bulunmadılar, şimdi trump'ın inisiyatif alıp, onun terör olarak nitelendirdiği eylemlere boyun eğmesini bekliyorlar. mantıklı mı şimdi bu? "onlar" derken de bu harekete bir şekilde öncülük eden veya söyledikleri dinlenen figürlerden bahsediyorum, zenci veya beyaz.

şimdi nba oyuncuları, aynı seviyede dikkat çekeceğinizi, fakat mevcut mal varlığından olacağınızı bilseniz, yine bu geceki maçı boykot eder miydiniz? etmezdiniz. götünüzden terler fışkırına kadar koşturur, protestonun kelime anlamını unuturdunuz. fakat sizin bu kadar rahat davranmanızı sağlayan o milyon dolarlarınızı kazanma sebebiniz olan nba organizasyonuna ve seyircisine okkalı bir küfür ettiniz bu gece. gidin evinizdeki 120 inch televizyonlardan götünüzü yaya yaya protestoları izleyin şimdi. soran olursa "ben de katıldım" dersiniz.

bu noktada şunu da özellikle belirteyim, hiçbirinin oraya gitme zorunluluğu yoktu. isteyen, istediği bahaneyle orada oynamayı reddedebiliyordu. fakat bu durumda tabi başkaları gidip oynayacağı için paşaların gelecek basketbol hayatları ve gelirleri tehlikeye girdi, çünkü lig oynanırken 1 yıl yatmış oyuncular olarak değerleri düşecekti ve kontratlarından feragat edeceklerdi. bu yüzden kendi istekleriyle balona gitmemek yerine gidip ligi iptal ettirmeye çalışmak daha çok işlerine geldi. yani düşünsenize adam tamamen hür iradesiyle oraya gidip, burada ne işimiz var "bizim" diye demeç veriyor.

ayrıca, bu balon başlamadan önce belli oyuncular zaten protestolara olan odak dağılacak diye ligin başlamasına karşı çıkmışlardı. daha birkaç hafta önce oldu bu. o zaman bu boykota çok sert karşı çıkan birçok oyuncu ve spor yorumcusu bu geceki boykota destek veriyor. bunun açıklaması nedir? şu an tamamen birileri bir yöne üflüyor, kalan herkes de yanlış anlaşılmasın diye destek vermek mecburiyetinde kalıyor. yahu sen oraya neden gittin? oraya gitmeyelim diyen insanlara o zaman niye karşı çıkmıştın, bugün niye destek veriyorsun? bugün burada olmasan ne yapacaktın da lig yüzünden yapamıyorsun? saçmalıklar silsilesi.

adam silver ve nba organizasyonuna da parantez açmak gerekiyor. bu süreçte hem hastalık hem protestoları o kadar başarılı ve iyi niyetli yönettiler ki gerçekten dünyaya örnek oldular. oyuncuların bütün taleplerini karşıladılar, hepsinin karşısında başlarını eğdiler, oyunculara patronluk değil işçilik yaptılar, bu platforma hastalık girmemesi için insanüstü bir efor sarf ettiler ve oyuncuların protestolarının duyulması için her türlü fedakarlığı yaptılar. bunun karşılığı da maalesef kendilerine hakaret oldu.

not: covid-19 sebebiyle balona katılmayan her oyuncuya saygım var. kimse kendine veya sevdiklerine hastalık bulaştırmayı göze almak zorunda değil. o bambaşka bir mevzu, söylediklerim onlar için geçerli değil.