Neden Hamsterları Severken Farelerden Nefret Ediyoruz?

Yavru kedileri sevip kucaklarken neden rakunları sevmiyoruz? Kuşları evde tutabilmek ve bakımları/beslenmeleri için bir ton para harcarken yarasaları evin dışarısında tutabilmek için para harcıyoruz? Araştırmacılar, bu konu hakkında ilginizi çekebilecek verilere ulaşmışlar.
Neden Hamsterları Severken Farelerden Nefret Ediyoruz?

araştırmacılar, bunun en büyük sebeplerinden birinin büyükannemiz ve büyükbabalarımız, arkadaşlarımız, hollywood ve ingiltere kraliçesi olduğunu söylüyor. başka bir deyişle, bunun sebebi kültürümüz.

“some we love, some we hate, some we eat,” adlı kitabın yazarı hayvan davranışçısı hal herzog 30 yıl boyunca insan-hayvan bağlantısını inceledi. hal herzog’e göre bazı hayvanları sevmemizin ve diğerlerinden nefret etmemizin nedeni kompleks. herzog’e göre bazı hayvanlardan nefret etmemizin sebebi insan doğası. kısmen biyolojik, kısmen kültürel, kısmen anlamadığımız sebeplerden dolayı bazı hayvanlardan nefret ediyoruz. eskiden evcil hayvan beslemenin insan doğasının temel bir özelliği olduğunu ve bu durumun ebeveynlik içgüdülerini tetiklediğini düşünen herzog, kültürün biyolojiyi geride bıraktığını 'evcil hayvan' için bir sözcüğü bile olmayan kültürlerin var olduğunu söylüyor.

abd'deki hanelerin yaklaşık üçte ikisi en az bir evcil hayvana sahip ve amerikalılar ne tür yaratıklarla evlerini paylaşıp paylaşmayacakları konusunda oldukça seçici. amerikalılar geçen yıl evcil hayvanlarına yaklaşık 60 milyar dolar harcadı ve bazıları evcil hayvanlara çok benzeyen haşerelerden kurtulmak için 7,8 milyar dolar daha harcadı.

ulusal zararlılarla mücadele derneği sözcüsü cindy mannes’e göre, “haşere, sevmediğiniz her şeydir “. cindy mannes, insanların karıncaları evlerinden yok etmek için diğer haşerelerden kurtulmak için harcadıkları paradan daha fazla para harcadıklarını, ancak bazı insanların evlerinde ise karınca çiftlikleri olduğunu belirtti.

evcil hayvan ve haşere arasındaki çizgi, dünyanın neresinde olduğunuza bağlı olarak değişir. köpekler batı ülkelerinde evcil hayvan, bazı orta doğu ve asya ülkelerinde kirli haşarat olarak görülürken, başka yerlerde lezzetli bir yemek olarak kabul edilir.

pennsylvania üniversitesi veterinerlik okulu'nda hayvanlar ve toplum etkileşimi merkezi direktörü james serpell, kültürün evcil hayvan/haşere seçiminde büyük bir itici güç olduğunu, ancak geçici heveslerin ve modanın bu durumu tam anlamıyla açıklayamadığını söylüyor. serpell, “insanların birlikte büyüdükleri hayvanlardan etkilendiklerini, köpeklerle büyüyenlerin ömür boyu köpek insanı olma eğiliminde olduğunu, hatta belirli köpek ırklarını tercih etmeye meyilli olduğunu söylüyor “ serpell’e göre hepimiz aynı modayı takip ediyor olsaydık, sadece bir avuç ırk olurdu, ama hepimiz aynı modayı takip etmiyoruz ve farklı yönlere gidiyoruz.

serpell, biyolojiyi, özellikle beyin kimyasını da göz ardı edemeyeceğimizi söylüyor. anneler bebeklerine baktığında salınan hormon olan oksitosin örneğini veriyor. serpell’e göre köpeklerle kurulan göz teması, insan beyninde bağlayıcı hormon olan oksitosinin salınımını tetikliyor ve ayrıca köpeğin beyninde oksitosin salgılatıyor. kurtlarda ise böyle bir durum yok. görünüşe göre zamanla, bu tür davranışlar için köpekleri seçmiş olabiliriz. bu durum bize sevildiğimizi ve ilgilenildiğimizi söylüyor ve karşılığında köpeğe sevildiğini ve ilgilenildiğini söylüyor. bu hissiyatı bahçenizi kazan bir köstebekten ya da kuş yemliğinizi yağma eden sincaptan almamız mümkün değil.

1989'da california'da yapılan bir araştırma göre, evcil hayvan seçimi kişinin kişiliğiyle güçlü bir şekilde ilişkili. örneğin, at sahibi olan erkekler saldırgan olma eğilimindeyken, at sahibi kadınlar rahat olma eğiliminde. kuş sahipleri etkileyici ve dışa dönük. yılan sahipleri alışılmadık. ancak bazı evcil hayvan seçimleri mantığa uygun değil. işte kültür burada devreye giriyor.

herzog soruyor: “bulldogunuz olmasını ister misiniz?” eğer cevabınız evet ise: “o zaman veterinerinizin çocuklarını üniversiteye göndereceksiniz. … 40 ila 50 yıl içinde, çalışmak için yetiştirilmiş atletik bir hayvanı aldık ve onu bu dev, salyaları akan, kaşıntılı, nefes alma güçlüğü, kalp sorunları olan bir şey yığınına dönüştürdük… ve çok fazla osurmaya meyilliler.

uzmanlar, evcil hayvan beslemenin en az 12.000 yıl ve muhtemelen daha da geriye gittiğini söylüyor. mit tarih profesörü harriet ritvo'nun evcil hayvan beslemenin ortaya çıkışıyla ilgili bir makalesine göre, genellikle toplumun en zengin insanları bu eğilimi başlattı ve sonunda orta ve alt sınıflara yayıldı. harriet ritvo, amerika birleşik devletleri ve ingiltere'de evcil hayvanların yalnızca son iki yüzyılda sıradan hale geldiğini ve kültürün itici bir güç olarak güçlü bir argüman olduğunu söyledi.

moda, akran baskısı ve trendler devreye girdiğinde, burada ve şimdi bir evcil hayvan olarak görülen bir hayvanın, başka bir yerde veya zamanda nasıl bir baş belası olabileceğini görmek zor değil.

örneğin, eski mısır'da kedilere değer verilir ve bazen onlara tapılırdı, onların zarif iyi şans tılsımları oldukları düşünülürdü. bununla birlikte, orta çağ avrupa hıristiyanları, kedilerin, özellikle de siyah olanların şeytani haşereler olduğunu düşündüler. 18. yüzyıla gelindiğinde, kediler kraliyet ailesinin bir parçası haline geldi. ingiliz hükümdarları genellikle köpekleri ile tanınmalarına rağmen, kral charles ve spaniels cinsi köpekleri ve kraliçe elizabeth ve corgis cinsi köpekleri, kraliçe victoria kedilerine bayıldı ve 19. yüzyıl ingiltere'sinde kedileri yeniden havalı hale getirmede itici bir güç oldu.

kaynaklarwhy we love dogs and cats but not bats or rats
pet keeping