Neden Laboratuvarda Hidrojenle Oksijeni Birleştirip Su Üretmiyoruz?

Hidrojen ve oksijenden oluşan (H2O) suyu neden kendimiz laboratuvar ortamında üretmiyoruz?
Neden Laboratuvarda Hidrojenle Oksijeni Birleştirip Su Üretmiyoruz?

ilkokul seviyesinde bir çocuğa suyun formülü h2o dediğiniz vakit o çocuk suyun neden laboratuvarda üretilerek afrika gibi susuzluktan kırılan bölgelere verilmediğini sorgular. böyle bir durumda karşınıza alıp olabildiğince basit şekilde anlatın. yoksa benim gibi lise çağına kadar sorunun cevabını düşünür durur.

halbuki suyun basit olarak hidrojen ve oksijenden oluştuğu ifadesi, su molekülünün yaradılışında gerçekte neler olduğunu tam yansıtmaz. bilimsel adı dihidrojen monoksit olan su molekülü, iki hidrojen ile bir oksijen atomundan oluşur ama pratikte bu atomları birleştirmek mümkün değildir. suyun oluşmasındaki gerçek reaksiyon "2h2 + 02 = 2h20 + enerji" şeklindedir; yani iki molekül su elde etmek için iki molekül diatomik hidrojen ve bir molekül diatomik oksijen birleşir ve suyun yanında büyük miktarda bir enerji ortaya çıkar.

suyu yaratmak için öncelikle hidrojen ve oksijen atomlarını bulup, bunları moleküler olarak bir araya getirmek gerekir ama bu arada haka birçok hidrojen ve oksijen atomu boşta kalır. her bir atomun elektron yörüngeleri birbirine bağlanırken aniden patlama şeklinde bir enerji açığa çıkar. hidrojen aşırı yanıcı, oksijen de yakıcı olduğundan çevredeki atomlara yayılan bu patlama büyük bir enerji boşalımı yaratır.

hidrojenin oksijenle temasında yanıp patlamasının ne denli güçlü ve tehlikeli olduğunun en çok bilinen iki örneği hindenburg zeplini ve challenger uzay mekiğinin başına gelenlerdir. bünyelerindeki hidrojenin yanmasının havanın oksijeni ile temasa gelip patlaması sonucu ateş topuna dönen bu iki farklı zamanın hava ve uzay araçlarından geriye az miktarda su kalmıştı. bu su challenger'da su buharı olarak havada görülebilir bir bulut oluşturmuştu.


dünya üzerindeki tüm nüfusa yetecek kadar içme suyu üretebilmek için gerekli büyüklükte bir kimyasal reaksiyonun sonunda o nüfusun sonunu getirebilecek bir patlama olabilir. ne gariptir ki birleşince dünya'daki yaşam için en önemli şeyi oluşturan iki element aynı zamanda kontrolden çıkıp ortalığı yakıp kavurabiliyor. bunun yanında patlama sorunu bir şekilde halledilse bile çok küçük miktarda su üretebilmek için çok fazla hidrojen ve oksijene gereksinim duyulduğundan işlem hem pratik değildir hem de maliyeti anormal yüksektir.

aslında su dünya'da üretilmemektedir. mevcut su belli bir çevrim içinde su-bulut-yağmur şeklinde dönüp durmaktadır. dünya'daki suyun nasıl oluştuğu kesin olarak bilinmiyor. dünya'nın oluşumundan beri suyun dünya'nın merkezinde olup volkanik püskürtmelerle yeryüzüne çıktığı veya dünya dışından kuyruklu yıldızlarla geldiği şeklinde iki farklı teori var. belki tabiatın suyu nasıl meydana getirdiğini bilebilsek, kopya ederek bunu kendimiz de başarabilirdik.