"Negatif İnsanları Hayatınızdan Çıkarın" Tavsiyesi Gerçekten de İyi Bir Öneri mi?

Kişisel gelişim kitapları tadındaki "hayatınızdaki negatif insanları çıkarın" tavsiyesini masaya yatırdık ve Sözlük yazarlarının bu konudaki çeşitli fikirlerini bir araya getirdik.
"Negatif İnsanları Hayatınızdan Çıkarın" Tavsiyesi Gerçekten de İyi Bir Öneri mi?
Inside Out (2015)


Bu tavsiyeyi kapitalizm üzerinden eleştiren bir yazı

kapitalizmin fabrikadaki üretim bandında ürettiği ürün kadar karakter ve tarz da ürettiğini söyler adorno. insanlara düzenin (kapitalizmin) dişlilerine uygun birer karakter ve yaşam felsefesi vermek kapitalist egemenin en vazgeçilmez çabasıdır. "reklamlardaki her ürünün çok mutlu arkadaş, dost, aile ortamları ile birlikte verilmesi; ekran başındakilerin ellerinden gasp edilen o toplumsallığa duyduğu özlemin pazarlanmasıdır." der adorno. işte bu yeni ilişki yaratımının eğitimden sonraki en işlevsel aygıtı televizyon ve radyodur. bu nedenle adorno walt disney için "amerika'nın en tehlikeli insanı" tanımı yapar.

kapitalizmin en büyük korkularından biridir, emekçi kesimin (yani halkın) mesai dışında iletişim ve ilişki halinde kalması. çünkü insanın doğası gereği bir araya gelme ve eninde sonunda organize olma gibi bir huyu var. insanların mesai dışında ilişki geliştirmek üzere bir araya gelmesini engellemek için çalışma saatlerini arttırma, işçi mahallelerini, vakit geçirilebilecek ortak alanlardan arındırma, posası çıkarılmış emekçi sınıfı kent kenarlarına gecekondulara atmak, düşük ücret ile sosyal ilişkileri lüks seviyesine çıkarmak gibi hep "bir araya gelişi" engelleyici uygulamaların yanında yeni tarz ilişkiler yaratmak da kapitalizmin toplumu atomize etme stratejisinin bir parçasıdır.

Alain Badiou

alain badiou idi sanırım, kapitalist üretim tarzının insan ilişkilerine etkisi üzerine bir konuşmasında şöyle diyordu:

"kapitalizm öncesinde bir ayakkabınız varsa, her arızada onu onarırdınız. kolay kolay atmaz, değiştirmez ve iade edemezdiniz. o dönemki ilişkiler de böyleydi. onarım temelliydi. son umut kırıntısı tükenene kadar bunun için uğraş verilirdi. kapitalizm sonrası ise değiştirme-iade-atma hakimdir ürün kullanımında. ilişkiler de öyle artık. onarma çabası yok. iade, değişim veya çöpe atma esastır artık."

bu işte "sağlıklı ve kaliteli yaşam" lakırdısı ile bir dizi eğitim ve öneri ile empoze edildi insanlara. "hayatınızdan çıkarın, kovun, dinlemeyin, takmayın, umursamayın, uğraşmayın, güvenmeyin." gibi sanki bir şirketin personel yönetim departmanında kurs veriyormuş gibi verilen öğütler de bu tarihsel stratejinin artık kültürleşmiş bir parçası.

insan ilişkilerine dair tavsiyeler içeren ekşi sözlük başlıklarına bakın mesela! her on yazıdan sekizi ilişkisizlik ve iletişimsizlik üzerine ama sorsan kaliteli ilişki ve iletişim için öneriler bunlar! kapitalizmin esas gücü budur işte: boynundaki ve ayaklarındaki zincirleri cilalayıp parlatarak daha şık görüneceğine ikna edebiliyor insanları.

Bir viski fabrikasında çalışan İskoç işçiler.

Bir parantez açalım

"negatif insanları hayatınızdan çıkarın" müthiş bir tavsiye ancak negatif insan nedir onu anlamak lazım. sizi yapıcı eleştiren arkadaş negatif değildir. bir plandaki sorunu sezebilen, bir stratejideki delikleri görüp düzelten adam negatif değildir. hak gördüğü yerde sizinle tartışmayı, karşı çıkmayı göze alan arkadaş negatif değildir.

negatif burada toksik insandır. sizi aşağı çeken, çözüm çıkış yolu sunmayan veya umutsuzluk aşılayan insandır. yanlış anlayıp da etrafınızı her şeye tamam diyen polyanna'cı düdüklerle doldurmayın. bunlar da sizi aşağı çektiği için olumsuz laf etmiyor gibi gözükse de sizin hayatınız için negatiftir.

"Negatif" insanlara empati yapan bir yazı

negatif insanları hayatınızdan çıkarın lafını ortalıkta söyleyen, diğer insanlara empoze etmek isteyen ve sözde yaşam koçu nidalarıyla, kendi ezik düşüncesi karşısında beğeni toplama ve saygı görme acizliğinde bulunan insanlara söylemek istediğim iki çift lafım var:

sizin negatif diye nitelediğiniz insanların çoğu çocukluğunda ya da hayatlarının herhangi bir evresinde birçok acıyla yüz yüze bırakılmış, yaşadıkları göz ardı edilmiş, uzunca bir süre bu psikolojik baskıya maruz bırakılmış ve topluma zarar vermeksizin, yalnızca olumsuz düşüncelere kendini kaptırmış günahsız bireyler olabilir; belki de birçoğunuzun arasında bulunan o aşağılık insanlar tarafından. hatta birçoğu maddi imkansızlıklar nedeniyle kendisini iyileştirecek imkanı da bulamamış olabilir.

yani bir insanın, sırf imkansızlıklardan ya da elinde olmayan sebeplerden dolayı gördüğü zararlar ya da karşılaştığı travmalardan dolayı negatif ve olumsuz bir kişiliğe bürünmesi, size o insanı dışlama hakkı vermez ya da burada o insanları ötekileştirip daha da yalnızlaştırma, en önemlisi de onları toplum önünde gömme hakkı vermez.

birçok patavatsız aciz tip sosyal medyada çevresine sevgi kelebeği gibi görünmeye çalışıp, "yeaa olumsuz insanlar toplumdan dışlanmalıdır" diyerek ilgi budalalığı içerisinde gördüğüm kadarıyla. bu kadar iğrençleşmenin ve bu mikrobu da topluma aşılamaya çalışmanın, en büyük insanlık ayıplarından birisi olduğunu düşünüyorum.

Final notu

"olumsuz etkileyen kişinin" yanlış tanımlandığı yerdeyiz.

benim örneğimdeki insanların, yani beni olumsuz etkileyen insanların hepsinin söylediklerine paralel başka, kötücül, hırslı bir dünyası vardı.

güzelken güzelliğimi kullanmak için yalan söyleyeni, çevreme girmek için yanımda olanı, çocukken kendi çocuklarına özgüven aşılamak için beni ezen kadın akrabaları, bin bir derdini enerjimi akıtarak dinlediğim ama benim dertlerimi küçümseyen yirmi senelik arkadaşımı, üniversitede "babam senin profesörle konuşmuş, o kız adam olmaz demiş" diyen güya yakın arkadaşımı, en kötü anımda gelip bana babasının parasını anlatan gerizekalı kızı... hepsini çıkardım. çıkarılması gereken bunlar.

bir kişinin gözlerine baktığınızda arkada ecnebilerin dediği bir "hidden agenda" görmüyorsanız kumaşı iyidir. bencillik, umutsuzluk, zayıflık tartışılır..

siz kumaşa bakın.