Netflix'in Yeni Projesi The Witcher: Nightmare of the Wolf Filminin İncelemesi

Hikayenin esas oğlanı Geralt'ın hocası olarak gördüğümüz Vesemir'in geçmişini anlatan The Witcher: Nightmare of the Wolf animasyon filmi geçtiğimiz gün Netflix'te yerini aldı. Nasıl olmuş peki?
Netflix'in Yeni Projesi The Witcher: Nightmare of the Wolf Filminin İncelemesi

witcher dark fantasy konusunda tam bir maden. bu nedenle dizi ya da filme uyarlanırken çok sağlam bir potansiyele sahip. yine de projenin altında netflix'in imzasının olması insanı bir şüpheye düşürmüyor değil. çünkü dizide henry cavill (bir de dandelion) hariç berbat bir cast seçimi vardı ve karman çorman hikaye anlatımıyla kendi ayaklarına sıkmışlardı. ayrıca netflix animasyonları da castlevania hariç çok iyi olmuyor her zaman. örneğin geçen sene yayınlanan blood of zeus ele aldığı konunun derinliğine rağmen çok zayıf kalmıştı.

dizinin adında witcher olduğu için yine izleyecektim ama lan inşallah diğer yapımlara benzemez diye düşünmeden kendimi de alamadım. şimdi serinin efsanelerinden vesemir'in anlatıldığı bu animasyon film nasıl olmuş bir bakalım.

Uyarı: Bu noktadan sonrası spoiler içerir.

kasvetli evrenler için karakter yazarken elinizde iki seçenek olur. birincisi tüm bu olanların yükünü sırtında taşıyan depresif bir ana karakter. bunu da kitaplarda, dizide ve oyunlarda geralt ile gördük. geralt, kendisini yaşadığı dünyaya ait hissetmeyen güçlü ancak çook uzun yıllar boyunca maruz kaldığı ötekileştirmeden yılmış, huzur arayan bir karakterdi. bu da sürekli umudunu ne olursa olsun kaybetmeyen ana karakterlerin dünyasında bir farklılık yaratıyordu.

ikinci yöntem de içinde bulunduğu dünyanın acımasızlığına karşı mizah duygusu geliştirmiş karakter yazmak. karşısındaki yaratığını çirkinliğiyle dalga geçen, biraz kendini beğenmiş, umursamaz ama yeri geldiğinde duygularını gösteren bu karakterler de kurdukları tezat ile ön plana çıkar.

nightmare of the wolf, witcher evreninde geçtiği için pekala ilk yöntemi bu filme de uyarlayabilirlerdi. ancak böyle yapsalardı çok kısa sürede iş kendini tekrar etme halini alacaktı. bu nedenle vesemir'i daha eğlenceli bir karakter olarak yazmayı tercih etmişler. böylece film witcher'ın adını kullanan sıradan bir yapım olmaktan çıkıp akılda kalıcı bir hale bürünmüş.

yalnız vesemir daha eğlenceli diye witcher atmosferini de bir kenara bırakmamışlar. mesela filmin hemen başında kızlarının gözü önünde katledilen bir karakter var. bu şekilde evrenin tüm acımasızlığının bu filmde de yer alacağını göstermişler. daha sonra hikaye vesemir'in çocukluğu ve witcher olma serüveni ile devam etmiş. normal bir süper kahraman dönüşümünde aklı selim bir usta ve ona hayranlıkla bakan, öğrenmeye ve gelişime aç çırağı olur. burada ise test olarak çocukları bataklığa atıp rastgele hayatta kalmalarını bekleyen sınavlar var. bu bölümün ilerisinde de kusan, hastalanan, aç bırakılan ve hatta ölümden dönen karakterin dönüşüm sürecini izliyoruz. bu şekilde güçlerine ve uzun yaşamlarına rağmen witcher olmanın hiç de güzel bir şey olmadığı seyirciye bir kez daha hatırlatılıyor.


filmin genelinde ise teknik bir problem göze çarpıyor. vesemir gerçekten 70 yaş civarında ve işler bu filme gelene kadar hayatında gerçekten çok fazla şey olup bitmiş. filmin süresi kısıtlı olduğu için de hem bu gelişim hem de ana konu biraz aceleye getirilmiş. ben mesela projenin adını ilk duyduğumda en azından 8-10 bölümlük bir dizi olacağını düşünmüştüm. keşke de öyle olsaymış böylece konuları daha derinlemesine görebilirdik.

mesela filmin ana konusu için her şey çok hızlı bir şekilde açığa çıkıyor. normalde witcher'ların parasız kalmamak için yeni canavarlar üretip dünyaya salması çok büyük bir olay. ortada büyük bir ihanet var. uzun ömrünü canavar avlayarak geçiren bu insanlar (hayır mutant deyip ayrıştırmayacağım) ne oldu da bu noktaya geldiler uzun uzun anlatılması gerekiyor. burada ise tekrar edilen bir replikle bağlantı kurulup geçilmiş. ha bu bağlantı kötü mü değil bir film için ama dizi olsaydı da şöyle zamana yayarak izleseydik (ben yine binge-watch yapacaktım ama olsun) çok daha güzel olurdu.

filmin genel akışına baktığınızda da ufak bir esinlenme fark edeceksiniz. ancak ben bunu kötü bir şey olarak görmüyorum çünkü formülleri bire bir kullanmak yerine ufak bir saygı duruşu yapmışlar. ki avatar the last airbender animasyon tarihinde çok önemli bir yere sahip o nedenle vesemir'in çocukluğunun anlatıldığı bölümde lahana arabası gibi bir şeyi devirmesi, basilisk mutantıyla savaşırken tetra'nın buz küresi yapması, vesemir'deki hafif sokka vibe'ı, tetra'nın azula'yı andırması ve takipçilerinin gözlerinin etrafının yanmış olması falan bunlar güzel detaylar.

tabi avatar daha az şiddet içeriyordu. çünkü aang temelde pasifist bir karakterdi. witcher'da ise böyle bir şey olayın ruhuna tamamen aykırı. o nedenle savaşlarda kan gövdeyi götürüyor. hatta ana kötünün bir değil iki defa öldürüldüğünü izliyoruz tek sahne içinde. ayrıca dövüş ve büyü animasyonları da çok akıcı ve görkemli. yani bir büyü yapılıyorsa onu tüm ihtişamıyla size yaşatıyorlar.

Spoiler'ın sonu.


sonuç olarak

filmin süresi nedeniyle olaylar biraz hızlı gelişiyor ancak live action diziyi sevmediyseniz bile buna kesinlikle göz atın. sırf aksiyonu için bile izlenir. ayrıca yanlış hatırlamıyorsam vesemir'in geçmişi kitaplarda anlatılmıyordu. böyle durumlarda genelde ana hikayeyle uyuşmayan noktalar olur ama filmin yapımcıları dersine iyi çalışmış, böylece hem evrene katkı sunan hem de keyifli bir seyirlik çıkmış ortaya.