Netflix'in Yeni Yerli Dizisi Sıcak Kafa'nın Pozitif ve Negatif Tarafları

Netflix'in yerli yapımı Sıcak Kafa nihayet yayına girdi. Genel hatlarıyla nasıl olduğuna şöyle bir bakalım.
Netflix'in Yeni Yerli Dizisi Sıcak Kafa'nın Pozitif ve Negatif Tarafları

iyi bir bilim kurgu ve sinema sever olarak 8 bölümün tamamını da dikkatli bir şekilde izledim. merak edenler ya da zaten izlemiş olanlar için fikirlerimi paylaşacağım. sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim:

bu diziyi tavsiye eder misin diye sorarsanız

* standart bir netflix izleyicisi iseniz sizin için çok iyi türk distopya/bilim kurgu filmi (özellikle pera palas'ta gece yarısı ve yakamoz gibi kötü filmlerle kıyaslarsak film gibi film)

* dünya sinemasını takip eden iyi bir distopya türü ve bilim kurgu izleyicisi iseniz ise bir çok hatanın gözünüze batacağı vasat bir dizi olarak beyninize kazanır.


dizinin pozitif yanları

+ distopik bir istanbul portresi çizmeye çalışmış olması insanı heyecanlandırıyor. ellerinden geleni yapmışlar. dekor, set ve renk paleti her konuda parayı kıyarak yetenekli insanlarla çalışmışlar ve belki de yapılmış en iyi türk distopik bilim kurgu yapımı ortaya çıkmış.

+ oyuncu seçimi yerinde. bu janraya uygun insanlar seçmişler. özellikle erkek aktörlerin seçimi çok iyi. 4 kare as tam yerinde. bunlar filmi izlenebilir kılanlar:

anton (bkz: şevket çoruh)
fazıl (bkz: kubilay tunçer)
murat siyavus (bkz: osman sonant)
özgür çağlar (bkz: özgür emre yildirim)

bonus: büyük boss haluk bilginer god statüsünde olduğu için konuşmasa bile onu diğerleriyle kıyaslamak manasız olur.

+ kitabı okumadım ama senaryo gerçekten ilk defa duyduğumuz bir tür hastalık içeriyor. insanların konuşmalarının duyması ile çıldırmak hiç aklıma gelmezdi ve buna da "abukluk" ile yaratıcı bir ad takmışlar . deliren insanların sözleri saçmalamaları bana hiç itici gelmedi alıştım ve kabul ettim bu hastalığı.

+ yan karakterlerin de yan karakterleri hiç fena değil. arabesk mafya olsun, tecrübeli tiyatro oyuncuları anneler olsun, smk polisleri olsun oldukça yerli yerinde, sırıtmamışlar.


negatif yanları

- en büyük eksisi gene distopik bir bilim kurguyu dramaya çevirmeleri. anlamsız uzun sahnelere kurban etmeleri. senin eline 8 bölümlük dizi vermişler, ben senden bu hastalığın nasıl yayıldığı, ne tür bir hastalık olduğu hakkında gizem ve meraklandıracak bilimsel alt yapı beklerken sen bana fox tv yaz dizisi tadında murat & şule aşkı izletiyorsun. yapma bunu. sen distopya filmi olmaya aday bir filmsin. bilim kurgu serpiştir, flashback'leri 3 dakikada geçip çatıda 15 dakika simit yedirme izletme millete. mesela sokakta yaşayan abuklar ne yiyip içiyor kim bakıyor bunlara? dünya da abuk tehditine karşı neler yapılıyor? bunların bilinci var mı, varsa ne kadar var? dizi içinde bunlara hiç değinilmedi. gereksiz bir konuyu ise 2-3 kere farklı karakterlerden duyduk. bu sorular benim kafamda döndü.

- kendi tarzını yaratmak yerine amerikan filmlerinden arakla iyi filmi oluşturma sevdası. halbuki artık her şey evrensel. hollywood'ın 20 sene önce yaptığı bitirdiği iyi işleri kopyalayarak daha kötüsünü yaparak iyi dizi yapamazsın.

örnek 1: hanibal lecter'a benzetilen haluk bilginer.

örnek 2: hangi türk polisi, devlet ajanı önemli bir görüşme için boş futbol stadında buluşur. bu tam bir tipik abd filmi klişesidir. boş beyzbol stadında buluşup iş yapan abdli ajan ve polis klişesi. bizde olmaz bu.


- sadece hikaye ilerlesin diye çekilen sahneler. kurgunun iyi işlenmemesi. smk diye bir devlet kurumu var, herkes korkuyor ama sürekli elinden adam kaçırıyor. anton baskına gelir kaçırır (nasıl kaçtığını boşverin), anton'dan bir daha kaçar. sonra fazil'in adamlarından vapurda kaçarlar, uçakla kaçarlar. smk'nin tek ve en önemli işi bunları yakalamak, başka işleri yok ama onu da yapamıyorlar :) abi ne korkuyorsunuz bunlar beceriksiz zaten tüm ofise gaz verdiniz hepsi bayıldı. içeri girip bir darbe yapsaydınız kontrolü ele geçirirdiniz, içeriden murat'ı kurtaracağınıza yönetime el koysaydınız. bunu hiç biriniz düşünmedi mi?

- işin özü bazı sahneler öyle yok artık bu şekilde de olmaz çok kötü geçilmiş diyoruz ki dikkatimiz dağılıyor. diyaloglarda gene özellikle şule ve murat'ın birbirleri ile diyalogları çok zorla yazılmış gibi. o hissi alamıyoruz. gerçek konuşma gibi gelmiyor. bunlara dikkat edilmemiş.

türkiye standartlarına göre 7.8/10 veriyorum.

bonus yorum: eski tip kayıt fetişisti olan arabesk mafya'nın şarkıları çıksın ve spin off'u çekilsin. en gerçekçi karakter oydu.