New York'un Kalbi Olan Yarımada Manhattan'ı Tanımak İsteyenler İçin Yararlı Olabilecek Bilgiler

Manhattan; küçüklüğümüzden beri Woody Allen filmleri, Örümcek-Adam, How I Met Your Mother ve daha bir sürü popüler kültür ögesi ile hafızamıza -oraya daha gitmeden- kazınmış halde. Madem durum böyle, burayı biraz daha yakından tanıyalım.
New York'un Kalbi Olan Yarımada Manhattan'ı Tanımak İsteyenler İçin Yararlı Olabilecek Bilgiler
iStock.com

5 new york city bölgesinden (borough) biri. new york'un kalbi ve en zengin bölgesi. tek göz odanın 5000 dolar civarında olabildiği, yaşamanın inanılmaz pahalı olduğu kapitalizm tapınağı. batıda hudson river, doğuda east river ile çevrilidir. güneyde bu iki nehir hudson river adı altında birleşir, genişler ve nihayetinde okyanus ile buluşur. kuzeyi ise harlem river ile çevrilidir. dolayısıyla nehirlerle çevrili bir adadır. bu nehirler ekseriyetle gri akarlar. yine de geniş oldukları için deniz kokusu da taşırlar.

bölge çok az yeşil alan barındırır. tüm olası parklar devasa central park'ta birleştirilmiş gibidir. park, 59. sokaktan 110. sokağa kadar uzanır kuzey batı - güney doğu ekseninde. bu da tam 51 blok eder. doğu - batı ekseninde ise 5. ve 8. caddeler arasında kalır. manhattan'da yer yön bulmak dünyanın en kolay işidir. bir kere bölge oldukça düzdür. ciddi bir yokuş yoktur.


ayrıca bütün sokaklar ve caddeler (kuzey güney eksenli yollar avenue (cadde), doğu batı eksenli yollar street'tir (sokak)) birbirine dik veya paraleldir. yani 28. street ve 5th avenue gibi bir adrese gitmeniz gerektiğinde tek yapmanız gereken sokak levhalarını takip etmektir. bu sistem 14. sokağın altında biraz karmaşıklaşır. 1. sokağın güneyinde yani lower manhattan'da sokaklar numarasız normal sokak isimleri olur. bu bölge new york'un genelinden oldukça farklıdır. uzun uzun gökdelenler yerini 3-4 katlı tuğla örülü evlere, şirin butik dükkanlara bırakır. little italy, china town ve soho bu bölgede görülmesi gereken yerlerdir. güzel jazz clublar, cafe ve restoranlar da mevcuttur buralarda. dünya ticaret merkezi ve ground zero da bu bölgenin de güneyindedir.

metro ağı çok geniştir. kullanımı ise elde bir harita ya da telefonda bir uygulama olduktan sonra kolaydır. sadece aynı hatta birden fazla isimli tren işlemesi kafa karıştırır. bazıları eksprestir ve bazılarının son durağı farklıdır.


turistik gezi için

(bkz: central park)
(bkz: strawberry fields monument)
(bkz: times square)
(bkz: empire state building)
(bkz: flatiron building)
(bkz: 5th avenue)
(bkz: park avenue)
(bkz: the metropolitan museum of art)
(bkz: museum of modern art)
(bkz: guggenheim museum)
(bkz: american museum of natural history)
(bkz: grand central terminal)
(bkz: ground zero)
(bkz: little italy)
(bkz: china town)
(bkz: bleecker street)
(bkz: greenwich village)
(bkz: soho)
(bkz: high line)

uygun alışveriş için

(bkz: marshalls)
(bkz: tj maxx)
(bkz: century 21)
(bkz: target)

2 iş toplantısı yapıp 4 tane devlet dairesinde işinizi halledebileceğiniz, doktorunuzu ziyaret edip hastanede mri çektirebileceğiniz, iş çıkışı spora gidip piknik yapabileceğiniz, yeni açılan bir sergiyi gezip bir dünya devinin konserine gidebileceğiniz, sabah küba öğlen tayland akşam italyan yemeği yiyip döner kokuları içinde dolaşabileceğiniz, bir yandan alışveriş yaparken banka işlemlerinizi halledebileceğiniz bu koşuşturma içinde sakince kitabınızı okuyabileceğiniz ve bütün bunları hafta içi alelade bir günde hiçbirine geç kalmadan yapabileceğiniz şehir.


ufacık bir adaya ancak bu kadar renk bu kadar ırk bu kadar üniversite bu kadar firma bu kadar müze bu kadar din bu kadar dil bu kadar düzen bu kadar karmaşa bu kadar gürültü bu kadar taksi bu kadar polis arabası bu kadar turist bu kadar tiyatro bu kadar sinema bu kadar insan bu kadar çelik ve betonarme yapı bu kadar yeşillik bu kadar hayat bu kadar memat sığabilirdi herhalde.

gece nüfusu iki milyon civarında olsa da gündüz nüfusu sekiz milyonu bulur. latin alfabesiyle yazı yazmayı bilmeyen ortadoğu göçmeni milyoner museviler aslında kolombiya'ya subway ile on beş dakikalık mesafededirler. karşıdan karşıya geçerken ışıklara bakılmaz, taşıt gelip gelmediğine bakılır, böyle yapılması yayalar hakkında da hayırlı olacaktır çünkü taksi şoförleri ve bisikletli kuryeler de ışıklara değil yoldan gelip geçen yaya olup olmadığına bakmaktadırlar.

dünyanın neresinden gelirse gelsin hangi dinin-ırkın mensubu olursa olsun; insanoğlunun, ayağını basar basmaz kendisini garip bir şekilde yabancı bir memlekette değil, evde hissedebileceği ender yerlerden birisidir manhattan ve kesinlikle amerika değildir amerikalı değildir. bağımlılık yapabilir, akılda tutmak gerek...


yarımadanın gerçek hikayesi (bir rivayete göre) şudur

eskiden manhattan'da ikiz kulelerin bulunduğu alanda kızılderili pazarları kurulur. bu pazarlarda beyaz adama sattığı şeyler karşılığında boncuklar, süs eşyaları alırlar. bir gün beyaz adam satışta hile yapar ve aralarındaki anlaşmaları bozulur... ve beyaz adam kızılderililere saldırır. kızılderili kabilesinin başı da onları ve bölgeyi lanetler ve "kötü beyaz adam" anlamına gelen "man-hot-tan" (zamanla manhattan olarak kalıplaşır)  olarak bölgeyi adlandırır (bkz: budur).

kapitalizmi iliklerinize kadar hissedebileceğin new york city borosu. bir çantanın 2000 dolara satıldığı bir mağazanın önünde 50 cent için dilenen evsizlerle karşılaşırsınız. insanların yaşam mücadelesine şahit olursunuz. hiçbir hayat kolay değildir orda.

ancak yaşadığınızı hissedersiniz. bu zorluklar size bunu hissettirir. insanların ordaki hayata bağımlı olmasının sebebi budur belki de. bilim gibidir. zordur, ama zevk verir. neden zevk alıdığınızı neden sevdiğini açıklayamazsınız, ama durum böyledir.

dünyayı gezmenize gerek yoktur, çünkü her türlü insanın buluşma noktasıdır. türk lokantasında diyarbakır tava yiyip, bir ingiliz mekanında şeftali ve gül karışımlı çay içebilir sonrasında ise pakistan nargilesi tüttürebilirsiniz.

central park'ı vardır. sheep meadow'u vardır. uçsuz bucaksız yeşillik. yeşilliğin bittiği yerden yükselen devasa gökdelenler. insanlar güneşlenir, kitap okur, spor yapar. cennette hissedersiniz.

şehir uyumaz. orda yaşıyorsanız, uyumak istemezsiniz siz de. çünkü hayat ordadır.

Woody Allen'ın ikonikleşmiş filmi Manhattan'ın ünlü sahnesi.