O Günü Bizzat Yerinde Yaşayanların Gözünden: 1993 Metallica İstanbul Konseri

25 Haziran 1993'te Metallica, İstanbul İnönü Stadı'nda muhteşem bir konser verdi. Türkiye tarihinin ilk "heavy metal" konseri olarak tarihe geçen bu muhteşem olayı, o gün orada olanların gözünden hatırlıyoruz.
O Günü Bizzat Yerinde Yaşayanların Gözünden: 1993 Metallica İstanbul Konseri

vay be tam 25 yıl geçmiş aradan. o zaman 15 yaşında tıfıl bir lise öğrencisiydim. aylar öncesinden kadıköy vakıfbank şubesinden (orada satılıyordu) biletimi almış, heyecanla beklemeye koyulmuştum. bizim jenerasyon o zamanlar beyoğlu'ndaki gitanes, roots (hakları ödenmez) gibi barlarda davul seti öne hareket etmesin diye önüne sırmakeş damacanaları konan ortamlarda konser izliyoruz.

babamdan zar zor sabahlama izni alıp bir gün önceden bir arkadaşımla beraber yeni açık tarafındaki saha içi girişin (itfaiye, ambulans girişi) oradaki kaldırımda kah uyuyup kah bira içerek bekliyoruz. ertesi öğlen (çok sıcaktı) kapıların açılmasıyla hurra içeri... o zamanlar inönü stadındaki vizyonumuz recep çetin, nartollo, hakan şükür, ha bilemedin sinan engin izlemek olduğu için metallica büyük olay.


öğlen 14:00 gibi içerideyiz. hemen sahnenin soluna doğru jason'ın çıkacağı tarafa konuşlanıyoruz. öndeki güvenlik şeridinin 1 metre gerisindeyiz. doğru düzgün uyuyamamanın ve sıcağın etkisiyle yerde oturuyoruz. ama saat 15:00 gibi kitle ayaklanıyor ve metallica'nın sahneden indiği saat 23:30'a kadar ayakta kalıyoruz (ergen enerjisi). sahnenin içinde snake pit denilen özel bölmedeki şanslı izleyicileri görüp hafif kıskançlıkla sövüp sayıyoruz. yalan yok hala da söverim.

metallica 21:00 gibi sahneye çıkıyor. ya settar, creeping death! aman tanrım!!! ortalık yıkılıyor... jason newsted yeni kestirdiği saçları, harley davidson t-shirtü, nike air jordanları ile karşımızda. batman petrol spor'a messi gelmiş gibi bir halet-i ruhiye içinde mal mal bakıyoruz. kürre-i arz durmuş vaziyette.sahnenin iki yanında dev ekran var. lan benim evime daha pc girmemiş hala commodore 64 kullanıyorum o dev ekranlar kara şimşek teknolojisi resmen. anca ikinci, üçüncü parçalarda kendimize geliyoruz. deli pogo dönüyor kızlı erkekli. arada elemanlar bira içiriyorlar seyircilere elcağızlarıyla. yaklaşık 2-2,5 saatlik harika bir setlist ve konser.hemde fişekli patlmalı. boru diil o zamanki en çok satan albümün turnesini izleme şerefine nail oluyoruz. bir zafer, sanki bir devrim!


konser sonu saha içinden kapalı tribüne geçiyoruz. tartan pistten yürürken beyaz reebok pumplarım turuncuya dönüşüyor. hayatında çakıdan başka aksiyon olmamış bir ergen için tarif edilemez bir haz.

laneth dergisi konser sonrası sayısında "herkes oradaydı, kime ne anlatacağız" diyor. adamlar haklı tabii.

esas kafamı kurcalayan ise sibel gökçe, "lars ile harika bir gece geçirdik" diye gazetenin birine demeç veriyor. bu kulunuz da yıllarca atlas pasajı'ndaki dükkanın önünden geçerken bir an içeri dalıp sibel gökçe'ye bunun gerçek olup olmadığını sorma isteğiyle yanar durur biçare...

siyah t-shirtlerimiz, kovboy çizmelerimiz, körpe ciğerlerimize yeni doldurmaya başladığımız kısa camellerimiz, lise yüzünden uzatamadığımıza kahrolduğumuz kısa saçlarımız, elden ele dolaşmaktan kağıdı hamurlaşmış rock kazanı dergilerimiz, böğürmekten kısılmış seslerimiz aklıma geldikçe iyi ki oradaydım derken hüzünle karışık bir tebessüm yayılıyor yüzüme. 

stadı dolduran binlerce kişi hiç o kadar genç hissetmemişti kendini herhalde. asla birbirimizden kopamayız sandığım en yakın lise arkadaşımın dizindeki burkulma yüzünden sakatlık çıkmasın diye kapalıdan izlemiştik konseri. arkamda 50'li yaşlarda bir adam hatırlıyorum. belli ki daha çok küçük olan kızını tek başına konsere göndermeye gönlü elvermemiş, onunla gelmişti. arada biz bağırdıkça oturduğu yerden ellerini çırpıp çevresine gülümsüyordu. metallica sahne aldığında "geldiler işte geldiler" diye bağırıp omuzlarıma yapışan çocuğu nothing else matters boyunca adını bile bilmediğim halde öptüğüm kızı, üzerime o fosforlu zımbırtıyı bulaştırdı diye itiştiğimiz fade to black çalmaya başladığında da kol kola şarkı söylediğimiz adamı, stat kapısında "ya amma bağırdınız be" diye söylenen köfteciyi, inönü'den beşiktaşa kadar şarkılar eşliğinde yürüdüğümüz ve ayrılırken birbirimizi artık ölsek de gam yemeyiz diye uğurladığımız arkadaşları hatırlıyorum sonra. 

sanırım birçok kişinin hayatında hep hatırlamak istediği en özel günlerinden biri olacak 25 haziran 93.

- bu konserde metallica' yla birlikte turkiye'ye gelmesi gerekip de gelmeyen bir de suicidal tendencies vardi. turkiye' ye gelmemeleriyle ilgili soylentilerden "metallica ilk gittigi ülkelerde 3 saat çalmak istiyor" ve "ilk gittikleri ülkeye asla suicidal'ı götürmezler, bilirler ki suicidal'ın konser performansının gölgesinde kalma tehlikesi vardır" en popülerleriydi.

- metallica konseri creeping death - harvester of sorrow ve of wolf and man üçlüsüyle açmıştı. ardından da welcome home geldi ki ne zaman bu konserin sözü geçse aklıma ilk gelen james' in mikrofona dogru boynunu bükmüş şekilde şarkıyı söylerken rüzgarla savrulan saçlarıdır. (blendax reklamı gibiydi anasını satiyim)

- saha içi kuyruğu ilerlemeye başlayınca izdiham çıkmış, bi sürü adam inönü yeni açığının arkasındaki kulübeye çıkınca çatı çökmüştü.

- grup 2 bis yapmış ve nothing else matters, one ve enter sandman' i çalmıştı hatırladığım kadarıyla. one çalarken dev ekranda klipten görüntüler yayınlanmıştı.

- cult da ian astbury ve billy duffy' li kadrosuyla arz-ı endam etmişti. yeni açığın 3. katının sağ köşesinde the cult pankartı açmış tipler vardı.


- snake pit'teki tiplerin göünüşü çok komikti. heriflerin kafalar james ne yana koşsa oraya dönüyordu. muppet şov gibi takılıyorlardı ama onlara imrenmemek elde değildi haliyle.

- james ve kirk bol bol pena, lars baget, jason da bilekligini firlatti seyirciye. seek and destroy' da ise james sahaya inerek ön sıradakilere söyletmişti şarkıyı.

- konserin organizatörü ahmet san 'dı ve yukarıda sözü geçen izdiham sırasında "sikilmiş ahmet san" sloganları duyulmuştu. ahmet san'ı çok seven bir insan olmasak da, böyle bir grubu istanbul' a getirmiş birine bu lafları reva görmemiştik. o sloganı atan seyirci, yıllar sonra sikilmiş samael diye bağıracak, metallica' nın 2. gelişinde de megalomaniax' ı pet şişe yağmuruna tutacaktı.

- bu tür olumsuzluklar bir yana, türk seyircisi için bu tip büyük konserler çok yeniydi ve "anlatılmaz yaşanır" bir arkadaşlık ve heyecan atmosferi vardı. o konserden kalan göğsüne bilet yapışmış tişörtler hala anı olarak gardıroplarda saklanır.

Bonus: 25 Haziran 1993'e ait Star Haber kaydı

Bu içerik de ilginizi çekebilir