Osmanlı Döneminde Ahlaki ve Siyasi Sebeplerle Yasaklanan Kitaplar

Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli sebeplerle yasaklanıp toplatılan bazı kitaplar.
Osmanlı Döneminde Ahlaki ve Siyasi Sebeplerle Yasaklanan Kitaplar

1576 yılında iii. murat döneminde rafizilere ait kitapların toplatıldığı söyleniyor. sanırım ilk kitap yasağı olarak bunu söyleyebiliriz. sonraki yıllarda geniş çaplı olmamakla beraber yasaklanan, toplatılan kitaplar olmuştur. toplatılan kitaplar genel olarak ahlaki ya da siyasi sebeplidir. kaynaklardan ulaşabildiğim yasaklı kitapları madde madde yazacağım. kitaplarla ilgili kısa kısa da bilgi vereceğim.


hubanname

1793 yılında enderunlu fazıl bey tarafından yazılmıştır. fazıl bey karakter olarak da farklı biridir. kendisi akka şehrinde doğmuş, devlet hizmetinde görev yapmış bir aileye mensuptur. enderun mektebinde eğitim aldığı için “enderunlu” lakabı verilmiştir. ancak eşcinsel eğilimleri olduğundan dolayı enderundan atılmıştır. bu eserde dünyanın birçok ülkesindeki genç erkekleri anlatıyor. kitaptan örnek vermek gerekirse : “hint erkeği: karaca kuruca hûbânlardır / şive vü işvede hayvânlardır. istanbul erkeği: gerçi kim cüsseleri nâzikdir / akl ü irfana bütün malikdir”

zenanname

fazıl bey hubanname’den sonra dünya kadınlarının güzelini, çirkinini, iyisini, kötüsünü anlattığı bu eserini yazar. bu eserde kadınların davranışlarını, giyim kuşamlarını, geleneklerini de anlatmıştır. kitaptan örnek vermek gerekirse: “ispanya kadınları: sanki incüyi eritmişlerdir/tıynet-i pakine katmışlardır. tatar kadınları: zenn-i tatar olamaz vasfa seza /canavar çehreli maymun sima”

bu iki kitap 1838 yılında matbaada basılmış, edebe aykırı bulunmuş bu yüzden toplatılmıştır.

seyahatname

evliya çelebi’nin seyahatnamesi de bir dönem yasaklanan kitaplardan olmuş. hatta içinde lüzumsuz, boş bilgiler olduğu gerekçesiyle yasaklanmış. (evliya çelebi’yi merak edenler: şuradan izlenir, buradan okunur.) 

1843 yılında alınan izinle istanbul’da seyahatname’nin 1200 adet baskısı yapılır. baskılar istanbul kitapçı esnafı tarafından satılır. seyahatname çok ilgi görür ve kısa sürede tükenir. bunun üstüne kitapçı esnafı tekrar basım yapılmasını ister. görüşmeler sonucunda 1846 yılında 1200 baskı yapılmasına karar verilir. yeni baskı yapılır ancak piyasaya sürülmeden meclisi vala tarafından kitabın satışı yasaklanır. gerekçe olarak eserde uygunsuz ifadeler, boş ve yalan hikayeler olduğu söylenir. kitaplar depoya kaldırılır ve yakılarak imha edilmek üzere bekletilir. kitaplar 3 yıl depoda bekler, 1849 yılında maliye nazırı safveti paşa kitapların depoya kaldırılmasıyla devletin zarara uğradığını söyler. birinci baskının yapılıp zaten satıldığını söyleyerek ikinci baskının yasaklanmasına itiraz eder. itiraz üzerine eser tekrar incelemek için şeyhülislam arif hikmet efendi’ye verilir. şeyhülislam inceleme sonucunda eserde yalan, yanlış hikayelerin olduğunu, ancak bu hikayelerin halkın hoşuna gittiğini söyler. şeyhülislamlık olarak esere cevaz verilemeyeceğini bu yüzden görmezden gelinebileceğini açıklar.

şimdi bahsedeceğim iki eser ii. abdülhamit döneminde sansüre takılan ve yayımlanmasına izin verilmeyen kitaplardır. yasaklanma sebebini ayrıntılı okumak isterseniz, kaynakça kısmındaki eserlerden yararlanabilirsiniz.

kısas-ı enbiya (peygamberlerin kıssaları)

kısas-ı enbiya, ahmet cevdet paşa’nın hz. adem’den hz. muhammed’e kadar gelen tüm peygamberlerin hikayelerini anlattığı eseridir. ayrıca türk-islam devletlerinden ve osmanlı devleti’nin kuruluş yıllarından da bahsedilmektedir. kitap içerik olarak bakıldığında gayet faydalı görülmektedir. ancak kitapta bulunan bazı kelimeler (yıldız, murad, sakal, ermenistan, millet, tepe, birader, vatan..) yüzünden sansüre takılmış, yasaklanmıştır. yasağa takılan bir cümleyi örnek verirsek: “musa aleyhisselam tevrat ile tur dağından gelir. geldiğinde israiloğulları’nın buzağıya taptığını görür. bunun üzerine üzülür. samirilere kandırıldılar diye harun aleyhisselamın sakalından tutar.” cümledeki “sakal” kelimesi sansüre takılmıştır.

vatan yahut silistre

namık kemal’in tiyatro eseri ilk yazıldığında ismi vatan’dı. 1853’teki osmanlı-rus savaşında silistre’deki türk askerinin gösterdiği cesaret ve fedakarlıklar anlatılıyor. eser ıı.abdülhamit dönemi öncesinde yazılmıştır. hatta sultan abdülaziz, sarayda tiyatro olarak huzurunda oynatılmıştır. sonraki yıllarda “vatan” kelimesi ayrılıkçı düşünceleri destekleyeceğini düşünülerek sansüre uğramıştır. namık kemal’in bu eseri de sansüre uğrayıp, yasaklanmıştır. hatta namık kemal’in eserleri siyasi anlamda muhalefet aracı olarak görülmüş, yasak yayın olarak değerlendirilmiştir.

not: tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma buradan ulaşabilirsiniz.

kaynakça