Osmanlı Döneminde Fransa Etkisininin Ciddi Hissedildiği Kadın Kuaförleri

Osmanlı dönemindeki modernleşme hareketi, kadınlarına saçlarına kadar yansımış.
Osmanlı Döneminde Fransa Etkisininin Ciddi Hissedildiği Kadın Kuaförleri

türkler, önceleri hallak dedikleri kimselere daha sonra "berber" demeye başlarlar. bunun sebebi özellikle istanbul'un fethinden sonra venediklilerle gelişen ticarî ve kültürel ilişkilerdir. venedikliler, "barbier  demekteydiler bu kimselere. tabii avrupa'dan yeni bazı tıraş malzemeleri de payitaht'a getirilir. hallak gider, berber gelir. mühimme defterlerinde de "berber" ifadesi kullanılır.

19. asrın ikinci yarısından itibaren hızla yükselişe geçen batılılaşma fikri ve yükselen fransızlaşma merakı nihayetinde de "kuaför" tabiri girer dilimize. nâm-ı fransuva: coiffer! günümüzde de artık en yaygın kullanımı bu şekildedir zaten.

osmanlı imparatorluğu, üçüncü selim döneminde ilk ciddi batılılaşma adımlarını atar ve 3. selim öldürülür. ardından tahta çıkan ikinci mahmud da modernleşme çalışmalarına devam eder. günümüzde dahi kendisinin getirdiği birçok yeniliğin ekmeğini yemekteyiz. tabii bu modernleşme hareketleri sosyal hayatta da kendisine yer edinir. sonraki padişahlar da ister istemez bunu devam ettirmek zorunda kalırlar.

gazeteler, dergiler derken bir de bunların "kadınlara özel ek" sayfaları çıkmaya başlar. avrupaî tarzda saç şekilleri, giyim tarzları anlatılır, denenir hâtunlar arasında. öncesinde böyle bir durum sadece saray kadınları için söylenebilir osmanlı'da. sultanlar için özel hizmetliler bulunmakta idi sarayda ve bu hâtunlar çeşitli modeller deneyerek sultanların, heriflerine daha güzel görünmelerini sağlarlar idi.

20. yüzyılın başından itibaren ise "maşita" da denen hâtun kuaförleri ortaya çıkar payitaht'ta. osmanlı sosyetesi, bu hâtunları evlerine davet eder ve saçlarını yaptırırlar. bu asırda artık sosyetenin giyimi de değişmiş; hâtunların saçları açılmış, heriflerin sakalları kazınmıştır. 20. yüzyılın ilk 10 yılında osmanlı imparatorluğu'nda 1500'e yakın dergi ve gazete yayımlanmıştır. bu yayınlarda bizim hâtunlara avrupa kadının giyim kuşamından dinlediği müziğe, yediği yemeğe dair her şey anlatılmış; bizim hâtunlara feminizm aşılanmıştır.

bu yayınların da etkileriyle yeni yeni saç modelleri deneyen sosyeteden hâtunlar bu dönemde saçlarını kısaltmaya başlamışlardır. "kirpiği yanağında saçı topuğunda" söylemiyle güzel kabul edilen hâtunların, yerini titus kesimi saçlara sahip hâtunlara bırakmaya başladığı dönem bu dönemdir işte.

osmanlı'nın batılılaşmayı fransa örneğiyle sağlamak istemesi sebebiyle nasıl ki fransız mürebbiye sayısında bu dönemde çok fazla artış yaşandı ise yine bu kuaförler de fransız hâtunlardan oluşmaktadır genellikle. böylece 20. asır başlarında osmanlı sosyetesinde marcel dalgası saç modelinde patlama yaşanmıştır.

bu hâtunlar, erkek berberler gibi dükkan açma yahut seyyar şekilde sokaklarda iş yapma imkanına sahip değillerdir. evlere çağrılmışlar, hatta çok zengin kimseler tarafından hem hizmetli hem kuaför olarak kullanılmışlardır.

tabii bu dönemlerde anadolu kadını; başında yaşmağı, kınalı saçlarıyla çilesini çekmeye devam etmektedir.