Osmanlı Döneminde Yırtıcı ve Yabani Hayvanların Yer Aldığı Arslanhaneler

Osmanlı İmparatorluğu'nda genellikle yırtıcı ve yabani hayvanların yer aldığı Arslanhane adında, zamanının hayvanat bahçeleri diyebileceğimiz yerler vardı.
Osmanlı Döneminde Yırtıcı ve Yabani Hayvanların Yer Aldığı Arslanhaneler

osmanlı imparatorluğu'nda doğanın ehlileştirilmesi çabaları var olsa da, bu çabalar doğa bilimlerinden ziyade kişisel merak, şöhret ve ihtişam aracı olarak kendine yer bulmuştu. 1500'lü yıllardan beri canlı hayvanların teşhiri ve saklanması ile kendini göstermekte olan öncü hayvanat bahçeleri olan arslanhaneler bu durumun en belirgin temsilcileriydi. 


19. yüzyıla gelindiğinde daha düzenli olan bu kurumlar, padişahların doğa üzerindeki hükmünü göstermesinin yanı sıra, özellikle sultanların kişisel merak olarak uğraştığı egzotik kuşları besleme ve üretme faaliyetleri için saray konutlarına yakın yerlerdeydi.


arslanhanelerde çağlar boyunca aslan, ayı, domuz, devekuşu, geyik, fil, firavun faresi, misk kedisi, kaplan, kar leoparı, pars, karaca, kurt, leopar, vaşak ve zürafa gibi hayvanların saklandığı ve teşhir edildiği biliniyor. 


arslanhane'nin 2. mahmut tarafından kaldırıldığı ancak daha sonra tekrar ihya edildiği ve sultan abdülaziz tarafından özel ilgi gösterildiği biliniyor. 


arslanhane, 19. yüzyılın ikinci yarısında beylerbeyi, çırağan ve yıldız sarayları'nda, 20. yüzyılın başında ise köşklerde varlığını devam ettirmiştir.