Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Bakkal Esnafı Nasıldı?

Osmanlı döneminde de günümüzdeki gibi mahalle mahalle bulunan bakkallara dair merak edilenler.
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Bakkal Esnafı Nasıldı?

bakkal kelimesi bakl yani sebze kökünden gelir ve her türlü yiyeceği satan kişi mânâsındadır lâkin manavın nereden geldiği şüphelidir. bir rivayete göre yörüklerin aksine yerleşik hayata geçip sebze yetiştiren ve bunları satan kişilerden geldiği söylenir.

osmanlı'daki bakkallar da günümüzdeki gibi mahalle mahalle bulunurlar idi. nüfusa göre bakkal sayısı da artabiliyordu. satılacak ürünler ve fiyatları belli idi ve bakkalbaşı tarafından temsil edilen bakkallar gerekli gördükleri durumda zam yapma hakkı isteyebilirlerdi. bakkalbaşı da resmî olarak ayânlardan sayılmaktaydı. yani protokol sahibi imiş bu amcalar. bunların cümlesine yani kasapbaşı, bakkalbaşı, kuyumcubaşı vs. hepsine "ayân-ı vilayet" denir idi.

tanzimat dönemi'ne kadar bakkal açmak öyle kişinin kendisinin başvurmasıyla gerçekleşmiyordu ve mahallelinin "biz mahallemize bakkal isterük" demesi gerekirdi. sonrasında gerekli izinler veriliyordu ve buralar ihtisab ağaları tarafından denetlenirdi.
hile hurdaya karışan bakkalların kulaklarından asılmaları meşhurdur malûmunuz. özellikle ebussuud efendi döneminde.


o dönemin toptancılarıyla bakkallar arasında sürekli anlaşmazlık çıktığından bu işi çözmekle görevli kişilerin adları da " ehl-i hibre " idi. ehl-i vukuf da denirmiş, yani bilirkişi.
bu kişiler, esnafın zarar etmesini engellemekle görevliydi.

islâmî fıkıhta geçen narh terimi yani fiyat üst sınırının devlet tarafından belirlenmesi en çok bakkalların canını yakmakta idi çünkü devlet narh hususunda aslında bir serbestlik bırakmışken ekmek, et, süt, yoğurt, yumurta gibi ürünlerde buna izin vermiyordu ve özellikle savaş - kıtlık dönemlerinde narhı çok düşük tutuyordu.

desen ki ben bu kurallara uymuyorum, "muhtekir" yani vurguncu ilan ediliyordun ve dükkanın önünde idam ediliyordun.

18. yüzyıldan itibaren esnaf teşkilatı gittikçe dara düşünce 1879'da istanbul ticaret odası kuruldu ve medenî yasal düzenlemeler yapıldı. 1913'te loncaların da kapatılmasıyla bakkalların cümlesi ticaret odasına bağlandı.

- bakkalzâde nazif amca, bana 50 akçelik pokemon tasosu versene!
- sen bana küfür mü edersin bre pezeveng -_-
- seni seçtim sıçan'ül cereyan.