Osmanlı'da İz Bırakan Pargalı İbrahim Paşa'yı "Makbul"lükten "Maktul"lüğe Götüren Süreç

Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamlık görevini 13 yıl üstlenen ve Makbul İbrahim Paşa olarak da bilinen Pargalı İbrahim Paşa'yı maktul olmaya götüren enteresan süreç.
Osmanlı'da İz Bırakan Pargalı İbrahim Paşa'yı "Makbul"lükten "Maktul"lüğe Götüren Süreç

pargalı ibrahim, 1494’te yunanistan’ın parga şehrinde doğmuş bir balıkçının oğluydu. çocukken korsanlar tarafından kaçırılmış ve dul bir kadına satılmıştı. kadın, ibrahim’in iyi bir eğitim almasını sağladı ve özellikle yetenekli olduğu müzik alanında onun yeteneklerini geliştirmesini sağladı. 

kanuni’nin pargalı ile tanışması manisa’da sancakbeyi olarak görev yaptığı dönemde tesadüfen oldu. zamanla ikili arasında bir dostluk oluştu ve süleyman ibrahim’i saraya aldırdı. ibrahim'in yükselişi zekâsı ve sultan süleyman’a yakınlığı sayesinde başladı. rumca, farsça ve italyanca bilen ibrahim, roma’ya direnen hanibal’ın ve büyük iskender’in hikâyelerini okumaktan hoşlanıyordu. avrupa’daki siyasi gelişmeleri yakından takip ediyor ve herşeyi sultan süleyman’a bildiriyordu. sultan süleyman da bu sadık kuluna her zaman güvendi ve onun adına sultanahmet’te ibrahim paşa sarayı’nı yaptırdı. 

ibrahim ağa kısa sürede hasodabaşı ve şahinciler ağası oldu. rodos seferi dönüşünde, ibrahim paşa, ahmed paşa’nın entrikalarıyla görevden alınan piri paşa’nın yerine daha önce benzeri görülmemiş bir şekilde ve teamüllere aykırı olarak vezir-i azamlığa getirildi. bunun yanında rumeli beylerbeyliği de ibrahim paşa’ya verildi. ibrahim, 1523 yılında sultan’ın dul kalmış kız kardeşi hatice sultan’la da evlendi. 15 gün süren muhteşem düğünde kanuni sultan süleyman da hazır bulundu. 

bu dönemde ahmed paşa vezir-i azam olamayınca, mısır’da isyan edip kendi devletini kurmaya kalktı. hain ahmed paşa adını alan ahmed paşa, kısa sürede kahire’de bulunan yeniçeriler tarafından öldürüldü. ibrahim paşa mısır’a gönderildi ve 3 ay içerisinde düzeni yeniden tesis etti. böylece şöhret de kazanmış oldu. 

1525’te istanbul’da yeniçeriler isyan edip, şehrin büyük kısmını yağmaladılar. aslında ibrahim paşa’nın mısır’da bulunmasından istifade eden muhalifleri bu isyanı kışkırtmışlardı. sultan süleyman konu hakkında geniş bir soruşturma yaptırdı ve askerleri tahrik ettiği anlaşılan yeniçeri ağası mustafa ağa’yı derhal idam ettirdi. mustafa paşa kethüdası bâli ile reisülküttap haydar da olaya karıştıkları için idam edildi. ibrahim paşa, müziğin yanı sıra şiiri, edebiyatı, tarihi ve coğrafyayı da çok severdi. sanatı ve sanatkârları koruduğu için sevilirdi. 

mohaç’tan getirilen üç önemli heykeli sarayının bahçesine koydurtmuştu. halkın büyük ilgi gösterdiği ve görmeye geldiği bu heykeller, bazı çevrelerde ise tepki yarattı. heykel sanatını put dikmek olarak gören bu çevreler, ibrahim paşa’ya saldırmak için uygun anı bekliyorlardı. ayrıca ibrahim paşa’nın hürrem sultan’la arası da hiç iyi değildi ve şehzade mustafa’yı tutuyordu. bu nedenle, hürrem sultan da sarayda onun aleyhine çalışmaya başlamıştı. irakeyn seferi’nde ibrahim paşa’nın asıl amacının iran’ı osmanlı’ya tabi bir devlet haline getirmek ve başına da kendisinin geçmek olduğu iddia edildi. ayrıca bu seferde ibrahim paşa daha önce olmadığı şekilde “serasker sultan” ünvanını kullanmıştı. buna ek olarak, sefer sırasında dönemin en önemli isimlerinden ve büyük nüfuz sahibi olan defterdar iskender çelebi’yi önce azlettirip, sonra da katlettirdi. 

bunlar, sultan süleyman’ın ibrahim paşa’ya olan bakışının değişmesine yol açtı. ibrahim paşa artık kendisini padişah’a yakın bir yetkide görüyor ve bunu konuşmalarına da yansıtıyordu. ayrıca hürrem sultan da sarayda ibrahim paşa’nın altını oymaya başlamıştı. bunların sonucunda, başta karısı hatice sultan’a kötü davrandığı olmak üzere hakkında birçok dedikodu çıkarılan ibrahim paşa, 14 mart 1536’da iftar için saraya çağrıldı ve burada dört dilsiz cellât tarafından katledildi. daha önce makbul ibrahim paşa olarak anılan pargalı ibrahim, bundan sonra maktul ibrahim paşa olarak anılacaktı.

Boğulma Tehlikesi Geçirdikten Yıllar Sonra Yüzme Öğretmeni Olan Birinin Azim Öyküsü